Anadolu Efes, Brose Basket karşısında maça rahat başladı. Henüz ilk çeyrekte farkı çift haneye çıkartmanın rahatlığıyla oyundan düşen Efes karşısında Brose, bunun bir Euroleague maçı olduğunu ikinci periyotta unutanlara hatırlatmaya başladı. Devreye bir dakika kala 37-37 ile eşitliği yakalayan Almanya temsilcisi karşısında Farmar ve Shipp’in bulduğu basketlerle devreyi 44-37 önde kapatmayı başardık. Jordan Farmar ilk yarıda bulduğu 14 sayı, 4 ribaund ve 3 asistle takımı ayakta tutarken 0/7 serbest atış yüzdesini de bulduğu isabetlerle sonlandıran isim oldu.
İkinci yarıya aynı mücadelesini sürdürerek başlayan Brose, Anadolu Efes’i tekrar yakalamayı ve istediği gibi son çeyreğe başabaş girmeyi başardı. Anadolu Efes maç boyunca olduğu gibi bu çeyrekte de savunmasını bir türlü oturtamayınca maçı bir türlü koparamadı. Hatta son hücumda Nachbar’a yapılan faulü hakemlerin görmemesi de şans hanemize yazılan en önemli pozisyon oldu. Bu hücumun ardından maçın normal süresi 76-76 berabere sonuçlanmış oldu.
Uzatma dakikalarının başında arkadaşlarından ümidi kesen (!) Jordan Farmar liderliği tamamen eline aldı. Son düdük çaldığında, maçı çeviren yıldız oyuncu 29 sayı ve 7 ribaundu
Anadolu Efes’in Alba Berlin karşısındaki mücadelesi bir NBA maçı kıvamında başladı. Oyun kalitesi değil bahsettiğim. Aksine o son çeyreği beklerken antreman tadında geçen dakikalar gibi. Karşılıklı seriler, boş atışlar ile ilk çeyrek 28-24, devre de 50-46 temsilcimiz lehine sonuçlandı. Üçüncü çeyrekte Alba özellikle Wood ve Djedovic ile işi sıkmaya başlayınca skorda dengeyi kurup öne geçmeyi başardı. Bu anlarda takıma gereken ciddiyeti Kerem Tunçeri ve Sinan Güler getirdi. Son çeyreğe başlarken skorda 68-68 eşitlik vardı. Maç başındaki gevşeklik Alba’yı cesaretlendirdi ve Traore, Wood gibi isimlerle oyunda tutunmasını sağladı. Son iki dakikaya ev sahibi ekibin 83-81 üstünlüğüyle girilirken Jordan Farmar bulduğu üçlükle Efes’, öne geçirmeyi başardı. Ardından oyuna ağırlığını koyan oyun kurucuya Semih’in de savunmada verdiği katkıyla, rahat gelinen deplasmandan 91-86 ile galibiyeti soğuk terler dökerek almayı başardı Anadolu Efes.
Lacivert-Beyazlılar adına bu maç için söylenebilecek en olumlu şey %80’lik (21/26) serbest atış performanslarıydı. İki Alman ilk çelme takacakları rakibi ararken Efes’in maç başında ortaya koyduğu gayri ciddi savunma bir sezonun planlamasını alt üst
Anadolu Efes’in Panathinaikos ile başladığı 7 maçlık galibiyet serisi yine bir Panathinaikos maçıyla sona erdi. Son çeyreğe kadar maçtan kopmamayı başaran temsilcimiz dış atışlarda bir türlü istediği performansı yakalayamayınca rakibine 75-62 mağlup oldu.
Özellikle maçın başında Savanovic’in eski Fenerbahçe Ülker'li James Gist karşısında gösterdiği performans tam bir ders niteliğindeydi. Basketbol bilgisinin, fiziksel üstünlük karşısında ne kadar ağır bastığının gösterisini sundu Dusko. Gist’in “iyi bir basketbolcu” karşısında özellikle savunmada düştüğü durum ise Avrupa basketbolunun değerini bize tekrar hatırlattı. Ancak yoncaların durumu fark edip fizik üstünlüğe basketbol bilgisi ekleyerek, yerlisi Tsartsaris’i sahaya sürmesiyle Savanovic’in parkedeki saltanatı da sona erdi. Pedoulakis’in Gist’i ne amaçla kadrosuna kattığını anlamakta insan gerçekten zorluk çekiyor. Finansal küçülme bunun tek açıklaması olamaz.
Maç sonucunu dış atışlar belirledi diyebiliriz. Neredeyse tüm istatistiklerde Efes üstünlüğü göze çarparken üç sayılık atışlarda 3/16’da kalmamız, maçın kırılma anlarında bir türlü ivme kazanamamamıza sebep oldu. Özellikle maç sonunda takımını sırtlayan Roko
Turkish Airlines Euroleague’de şu ana kadarki en başarılı temsilcimiz olan Anadolu Efes İstanbul’da CSKA Moskova’yı ağırladı. Maçın başında, belki de o muhteşem reklamın etkisiyle, konsantrasyon eksikliği yaşandı. Bu bölümde CSKA, özellikle Kaun’la pota altından çok rahat sayılar bularak farkı da çift hanelere taşıdı. İkinci çeyrekte Semih’in pota altı savunmasına ağırlığını koymasıyla dengeyi sağlayan Anadolu Efes ilk yarı sonunda farkı 6 sayıya kadar indirdi.
İkinci yarıda Farmar ve Gordon’un Semih’e katılması ivmenin iyice Efes lehine dönmesine sebep oldu. Teodosic tek başına Moskova ekibini ayakta tutmaya çalışırken Micov’dan da aldıkları katkıyla son periyota yine önde girmeyi başardılar. Müthiş bir mücadeleye sahne olan son bölümde tribünlerin desteğini de arkasına alan Anadolu Efes, hiç geri adım atmadan, doğru hamlelerle maçı 63-60 kazanmayı başardı. Lucas Gordon 14 sayı 11 ribaundla maçın yıldızı olurken Farmar ona 15 sayıyla eşlik etti.
Ufak bir detay belki ama üç sayılık atışlarda istediğini bulamayan oyuncuların ısrar etmek yerine daha garantili yakın atışlara yönelmesi de galibiyeti getiren en önemli faktörlerden biriydi. Anadolu Efes polemiklerden uzak durup
Avrupa’nın Türk derbisinde gülen taraf Fenerbahçe Ülker oldu. İlk çeyreği 19-15 geride kapatan Beşiktaş ikinci periyoda, Markota’nın İlkan Karaman’a verdiği "basketbol dersiyle" başladı. Üst üste bulduğu üç dış atışın ardından genç oyuncuya bir de faul yaptıran tecrübeli isim takımını öne geçirmekle birlikte İlkan’ı da dersin devamı için Pianigiani’nin yanına gönderdi. İlkan Karaman henüz genç ve potansiyelli bir oyuncu. Ancak daha öğreneceği çok şey var ve James Gist gibi sadece atletikliğiyle anılmak istemiyorsa, Markota’nın ki de dahil her derse açık olmalı.
İkinci yarının başında sert savunmasına devam eden Beşiktaş sabırlı hücumlarıyla üstünlüğünü sürdürmeyi başardı. Maçın son bölümünde ise Preldzic ve Barış Ermiş’in getirdiği dinamizmle hareketlenen Fenerbahçe Ülker maçın bitimine üç buçuk dakika kala rakibini yakalayarak öne geçmeyi başardı. Savunmasına da çeki düzen vererek rakibini potaya yaklaştırmayan sarı-lacivertliler bu dakikadan sonra da yine Barış ve Oğuz’un etkili oyunlarıyla Beşiktaş’ı oyundan iyice düşürdü ve maçı 78-72 kazanarak derbiyle ikinci galibiyetine imza atmış oldu.
Bir diğer temsilcimiz Anadolu Efes ise namağlup Real Madrid’i zorlu bir
Anadolu Efes Malaga deplasmanında aldığı 78-73’lük galibiyetle Play-off yolunda dev bir adım attı. Maça çok iyi bir başlangıç yapan lacivert-beyazlıların ilk devrede ortaya koyduğu kendinden emin oyun galibiyete olan inancı gösteriyordu. Malaga liginde de istediği sonuçları alamasa da fazla rahatlığı kaldırmayacak bir deplasman. Bunu da üçüncü çeyreğin ortasında 16 sayı geri düştükten sonra ortaya koydukları mücadele ile kanıtladılar. Beş dakika içinde skor 47-31’den 55-54’e gelmişti bile. Böyle bir ortamda Efes’in tecrübeli oyuncularıyla ortaya koyduğu karakter farkı açarken gösterdiğinden çok daha önemliydi. Üst üste alınan 5 galibiyet ile ikinci sıradakini yerini korumayı başaran temsilcimizin iki hafta sonra İstanbul’da lider Real Madrid ile kozlarını paylaşacak.
Fenerbahçe Ülker için geçen hafta aldığı Khimki galibiyetinden sonra Olympiacos deplasmanında maça daha iyi başlayan taraftı. Andersen sezon başındaki görüntüsüne kıyasla kendini toparlamaya başladı. Kaya süre buldukça eski günlerini anımsatmaya başladı. Bogdanovic beklentinin çok üzerinde bir skor katkısı veriyor. McCalebb ve Batiste ise beklentilerin hala çok altında. Takımı bir üst seviyeye çıkartması gereken
Fenerbahçe Ülker 5. Maçında şeytanın bacağını kırarak Khimki karşısında 85-82’lik skorla galibiyeti yakaladı. İlk yarı Khimki’nin üstünlüğüyle kapanınca sarı-lacivertliler taraftarlarını endişelendirmeye başlamıştı. Son maçlardaki sonuçlara rağmen son dakikalarda ortaya koydukları kendinden emin oyun ile maçı kazanmayı başardı sarı-lacivertliler. Oyuncuların verdiği reaksiyon ilerdeki maçlar adına ümit verici ancak yine evde yenen 82 sayı tehlikenin devam ettiğini gösteriyor. Maçın en önemli notlarından biri David Andersen’in ortaya koyduğu performanstı. Böyle tecrübeye ihtiyaç duyulan günlerde 18 sayısından çok oyunda varlığını hissettirmesi takımın da ayakta kalmasını sağlayan faktörlerden biriydi. Bogdanovic 26 sayıyla en skorer isim olurken serbest atış çizgisinden yakaladığı 10 da 10 isabet hep şikayet ettiğimiz cezaları kesmenin önemini de ortaya koydu. Fenerbahçe Ülker maç boyunca %88 serbest atış yüzdesiyle oynamayı başardı. Son olarak Kaya Peker’in aldığı 7 ribaundla savunmaya yaptığı katkıyı da hatırlatalım. Haftaya oynanacak Olympiacos deplasmanı ve sonrasındaki Beşiktaş derbisi ilk sekiz için iki büyük engel olarak Pianigiani ve öğrencilerini bekliyor.
Anadolu
Anadolu Efes Top16’daki yolunda emin adımlarla ilerliyor. Brose Basket deplasmanında alınan 94-76’lık galibiyet belki şaşırtıcı değildi. Fakat önceki yıllarda yaşadığımız tecrübeleri düşününce önemli bir galibiyet olduğu söyleyebiliriz. Gruptaki iki Alman takımının durumundan daha önce de bahsetmiştik. Bu takımlar muhtemelen son iki sırayı paylaşacaklar. Ancak üst sıralardan alabilecekleri her galibiyet kaybeden takımın sıralamadaki yerini değiştirecek. Anadolu Efes için de bu iki takımla yapacağı dört maçtan da galibiyetle ayrılması çok önemli. Top 16’nın 14 maçlık yeni sistemi telafisi mümkün uzun bir maraton olarak yansıtılsa da gerçekler daha farklı. Top 8 için mücadele ediyorsan rakibini yeneceksin. Hesap basit; Alman takımları ve iç sahada kalan maçlarını alan takım zaten 9 galibiyete ulaşacak ve büyük avantaj sağlayacak. Alba ve Brose'nin çelme taktıkları ya devre dışı kalacak ya da sıralamadaki rakibini deplasmanda yenmeye çalışacak ve adı da telafi(!) olacak. Daha işin başında bu hesaplara girecek takımın işi çok zor (bkz: Fenerbahçe Ülker).
Benim için maçla ilgili en önemli iki nottan ilki faul yüzdesi. %50’lerden %94,4’e çıkan serbest atışlar artık olması