Çek Cumhuriyeti karşısında alınan 81-58’lik galibiyet ile zor da olsa EuroBasket 2013 vizesini aldık. Zor olan Çek Cumhuriyeti maçı değildi elbette. Zor olan, direk katılabilmemiz gereken bir turnuvaya elemelerden, hatta son maça 18 sayılık dezavantajla çıkmaktı.
Maça çıkarken en büyük avantajımız güvene dayalı sakinliğimizdi. Bu tip maçlarda en büyük tehlike oyuncuların yaşayabileceği gerginliktir. Ancak kendilerine duydukları güven yüzlerinden okunabiliyordu. Hatta oyuncuların bu güveni Tanjevic’e bile yansımıştı. Sıradan maçlarda bile yerinde duramayan, hop oturup hop kalkan, oyuncu azarlayan, hakem fırçalayan Tanjevic’in bile yüzündeki gülümseme dikkatlerden kaçmadı.
Bu güven ile birlikte mücadeleyi sahaya yansıtan millilerimiz daha ilk yarıda gereken farkı yakalayarak psikolojik üstünlüğü de ele geçirdi. Çek Cumhuriyeti kapasitesi sınırlı, Welsch dışında da tehdidi bulunmayan bir takım. Hal böyle olunca gösterdiğimiz mücadele kalite farkının ortaya çıkmasına yetti.
Semih Erden’in 21 sayı 11 ribaund 4 top çalma, Kerem Gönlüm’ün 20 sayı 4 ribaund ve 2 top çalmalık performansları zaten maçı almamıza yetecekti belki ama Doğuş Balbay’ın katkısı turnuvaya ikinci olarak
Millilerimiz İtalya karşısında maça dengeli bir oyunla başladı. Alan savunmasına karşı içeriden Semih Erden’in etkili oyunuyla ilk çeyreği 21-17 önde kapatan 12 Dev Adam ikinci çeyrekte Ender Arslan, Furkan Aldemir ve Doğuş Balbay’ın muhteşem performanslarıyla skoru 38-23’e getirdi.
Burada oyun kuruculara ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Tanjevic’in, turnuva başında tribünde oturttuğu Doğuş’u, Ender ile aynı anda parkeye sürmesiyle kurduğumuz üstünlük gözden kaçmadı. Peki sonra ne oldu? İşleyen sistem, alıştığımız şekilde, kenar yönetim tarafından derhal bozuldu.
Tanjevic’in bir süredir kenarda unuttuğu bir başka isim olan Furkan Aldemir ise bu takıma ne kadar gerekli olduğunu süre aldığı dakikalarda gösterdi. Ve elbette maçın sonunda yine kenarda unutuldu...
İtalya’da ise Gallinari ilk yarıda bulduğu 14 sayı ile en göze çarpan isimdi. Farkı bir ara 18 sayıya çıkaran millilerimiz karşısında Gallinari’nin çabası farkın 13 sayıya inmesine ve devrenin 44-31 bitmesine neden oldu. İlk yarıda %62 yüzdeyle 3 sayılık atış ve 6 top çalma ile oynamamız da önemli detaylardı.
İyi oynayan oyuncuyu yanında oturtmayı seven Tanjevic’in bu tutkusu, ikinci yarının başında İtalya’nın
Beko Basketbol Ligi’nde takımlar bir yandan transfer çalışmalarını sürdürürken bir yandan da yeni sezon antremanlarına başladılar. Geçtiğimiz sezonun şampiyonundan başlayarak takımlarımızın durumlarına bakacak olursak;
Geçen sezonun şampiyonu Beşiktaş futbolun(!) ekonomik sıkıntısı sebebiyle kadrosunu elinde tutamadı. Daha dar bir bütçeyle yola çıkmaya hazırlanan siyah-beyazlılar takımı Erman Kunter’e emanet etti. Bu sezon taraftarına ilk defa Euroleague heyecanı yaşatacak olan Beşiktaş, Tutku, Vidmar, Cevher gibi bu organizasyonun tecrübesine sahip oyuncuları da kadrosuna kattı. Bütçenin elverdiği ölçüde daha az “yıldız”lı fakat daha dengeli bir kadroyla mücadele edecekler. Yıllar sonra Erman Kunter’i de Türkiye’de bir takımı çalıştırırken görmek keyifli olacak.
Büyük ölçüde kadrosunu koruyan Anadolu Efes, Semih, Farmar, Gordon ve Birkan gibi önemli transferleri bitirmeyi başardı. Takımın dümenine de geçtiğimiz sezonlarda Galatasaray’da çok büyük işlere imza atan “eski” Efesli Oktay Mahmuti’yi geçiren lacivert-beyazlılar bu sezon da en büyük şampiyonluk adaylarından biri. Koç Mahmuti, Savanovic, Vujacic, Barac gibi henüz beklentiyi karşılayamayan oyuncularından arzu ettiği
Nereden nereye…
Dünya Şampiyonası Finali’nde ABD’yi devirme planları yaparken kendimizi Çek Cumhuriyeti ile grup ikinciliği mücadelesinde bulduk. Hem de on sekiz sayılık dezavantajla.
Yine, yeniden yapılanıyoruz. Neden? Daha yeni Ömer Aşık, Semih Erden, Emir Preldzic, Cenk Akyol, Oğuz Savaş, Ersan İlyasova, Enes Kanter, Barış Ermiş ve Engin Atsür ile yapılanmamış mıydık? Hem de yine Tanjevic önderliğinde…
Tamam sakatlar, “istirahatliler” sıkıntı yarattı elemeler öncesi. Ya diğerleri? Oyun kurucu olarak sadece Ender Arslan ile Eurobasket elemelerini tamamlamaya çalışıyoruz. Faul probleminde 2010 Dünya Şampiyonası’nın finalist takımı oyun kurucusuz kalacak. Alternatifi yok.
Problem sadece oyun kurucuda da değil. Ne kadar iyi niyetli olsalar da sorumluluk alacak, pes etmiş takımı ayağa kaldıracak, gerektiğinde kenar yönetimi beklemeden oyuna parke üzerinde müdahale edebilecek oyuncumuz yok. Emir’den beklenti bu belki ama şu ana kadar hatalı seçimleri faydadan çok zarar getirdi ve yine alternatifi yok.
Takımın en önemli dış tehdidi Serhat Çetin, alternatifi yok. Semih Erden pota altındaki en büyük silahımız, alternatifi yok. Bir de baş antrenör Tanjevic, alternatifi yok…