Ömrünü Galatasaray Lisesi’nin önünde geçirmiş Maside Ocak anlatıyor:
“Cumartesi Anneleri olarak meydana ilk çıktığımızda, çocuklarının geri döneceği umudu hemen herkeste vardı. Şimdi yıllar geçti. O umut yerini bir mezar bulabilme umuduna dönüştü. Aramızdaki kimse kaybettiği yakınının geri dönmesini beklemiyor. Ama yas sürecinin tamamlanması için kayıp ailelerinin bir mezara ulaşması, ikincisi de ceza adaletinin sağlanması gerekiyor. Bu ikisi olmadıkça, yani mezarsızlık ve cezasızlık sürdüğü müddetçe yas sürecimiz maalesef bitemiyor. Yas sürecimiz tamamlanırsa belki o alana gitmeyi bırakabiliriz. Ama bizim hayatımızı mezarsızlık ve cezasızlık yönlendiriyor.”
***
Arjantin’de cunta yönetiminin, “kaybettiği” çocuklarını arayan 14 kadın, beyaz tülbentleriyle başkanlık sarayının bulunduğu Plaza Del Mayo’nun önüne geldiklerinde 41 yıl sürecek bir mücadelenin fitilini ateşlediklerini bilmiyorlardı.
Her hafta sayıları arttı.
Kimisi öldü, kimisi öldürüldü.
Ama ısrarları, çocuklarının izinin, ölülerinin, hikâyelerinin bulunmasını, katillerinin ortaya çıkartılmasını sağladı.
***
Hasan Ocak, Rıdvan Karakoç, Süleyman Yeter’in işkencede öldürülüp, yok sayıldığı Mart 1995 henüz geride kalmıştı ki 27 Mayıs 1995’te Galatasaray Lisesi’nin önüne 20 kadın geldi.
Onlar da 23 yıl sürecek bir mücadelenin fitilini ateşlediklerini bilmiyorlardı.
O kadınlardan Kiraz Şahin öldü, Meryem Bulut, Ankara’daki barış mitinginde IŞİD bombalarıyla can verdi.
Baba Ocak’ın, Berfo Kırbayır’ın, Asiye Karakoç’un ömrü adaletin sağlandığını görmeye yetmedi.
Meydana çocuk olarak gelenler, çocuğuyla geliyor şimdi.
Çocuğunu arayanlar artık torunlarının elini tutuyor.
***
Gözaltında öldürülüp, kimsesizler mezarlığına gömüldüğü ailesinin ısrarlı mücadelesiyle ortaya çıkan Hasan Ocak’ın dosyası raflarda hâlâ.
Zaman aşımına sokulan, yürekli bir hâkimin, “Adalet böyle sağlanamaz” kararıyla yeniden açılan dosyada milim ilerleme yok.
12 Eylül’de gözaltında öldürüldüğü gizlenen Cemil Kırbayır’ın dosyasının Meclis’in suç duyurusunda bulunmasına rağmen kapatılması gibi.
İnsanlığa karşı suçların zaman aşımına girmeyeceği düzenlemesini yapan, ancak insanlığa karşı suç işleyenleri, “Bizim çocuklar” diyerek zaman aşımı kalkanıyla korumaya çalışan bir düzen.
Ve çocukları bir gün olur da dönerse evi tanıyabilsin diye evlerini boyatmayan, kapılarını açık tutan anneler.
***
25 Ağustos’ta 700. kez Galatasaray Lisesi’nin önüne gelecek Cumartesi Anneleri.
Ellerinde birer karanfil olacak her birinin.
Şu zor ve daha da zor olacağı belirgin günlerde, dayanışmayı, bir arada durup ayakta kalabilmeyi onlardan iyi kim bilebilir ki?
Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak anlatsın, o karanfili:
“Belki hukukun işletilmediği bir ortamda bir şey beklemek doğru değil. Ama bu ısrarı bırakmak da doğru değil. Plaza Del Mayo annelerinin bir sözü vardı; ‘Kaybedilen mücadele terk edilen mücadeledir.’ Demokrasi arayışımızın çocuklarımıza kalmasını istemiyoruz. 92. haftada babam, ‘Dünümüz bugünümüzden iyidir’ demişti. Şimdi görüyoruz ki 90’ların karanlığında bugünden daha iyi bir durumdaymışız. Ama bir yanımız sevdiklerimize olan özlemimizden dolayı hâlâ umutlu. O karanfili soldurduğumuz zaman, sadece kayıplarımızı değil tüm hak ihlallerini unutmuş olacağız. O yüzden herkesi karanfillerle 700. haftamıza çağırıyoruz.”