Canı sıkılan kendini tenis kortlarına atıyor sevgili Milliyet okurları.
Enis Öksüz, Kemal Derviş’e sorun mu çıkarttı?
Ertesi gün bir bakıyorsunuz; Kemal Bey altında şort, elinde raket, bir tenis sahasında topa pata küte girişiyor.
"Bu, Telekom için!"
"Bu, Yetki Yasası için!"
Cezaevlerindeki ölüm oruçlarında biri daha mı öldü; Hikmet Sami Türk elinde raket, koşturuyor tenis sahalarına.
Girişiyor toplara örgüt niyetine.
"Bu, TİKKO için!"
"Bu, PKK için!"
Bir tenis merakıdır gidiyor siyasilerde anlayacağınız.
***
Tabii bütün bunların müsebbibi bir ünlü starımız: Hülya Avşar...
Tenisin faydasını ilk o keşfetti...
Baktı ki Kaya geceleri eve gelmiyor, önce adabına uygun olarak "Geceler" diye bir şarkı yaptı.
Kocası sabaha karşı eve geldiğinde müzik setinden yükselen şarkıyı dinlesin de doğru yolu bulsun diye ama ne gezer!..
Kaya Bey ertesi gün de sabaha karşı ortalıkta gözükmeyince Hülya, Kaya Enişte geldiğinde kafasına vurmak için gerekli bir araç gereç bulabilmek umudu ile tavan arasına çıktı.
İlk kez tenis raketi ile orada karşılaştı işte...
Önce "Bunu Kaya’nın kafasında kırarım" diye düşündü ama salonda beklerken topla ve raketle duvara doğru bir-iki hamle yapınca sinirlerinin gevşediğini, Kaya’ya kızmadığını, kendisini vergi rekortmeni yapan muhasebecisinin bile gözüne sempatik geldiğini fark etti.
Çekti eşofmanı altına, doğru tenis sahasına.
O gün bugündür ilişkilerinin maşallahı var...
***
Tenis bu kadar önemlidir yani...
Eğer bugün İbo Bey’le Derya Tuna arasında gerginlikler yaşanıyorsa, Sibel Can ile Hakan Ural Bey boşanmışsa, Hüsamettin Bey’le Ahmet Necdet Bey arasına nankör kara kedi girmişse bunun tek nedeni tenisten bihaber olmalarıdır.
Bu tespitimden yola çıkarak devletin acil olarak sıkıntı yaşayan bölgelere tenis yapması zaruridir.
İstanbul’un Gazi mahallesinde devlet her gördüğü boşluğa bir tenis sahası yaptırmalı, halka da bol miktarda tenis raketi ve topu dağıtmalıdır.
Keza Fatih ve Çarşamba’da irticanın elinde oyuncak olmuş vatandaşlarımız, tenis sahalarında cumhuriyete kazandırılabilir.
Gazeteciler Cemiyeti’nin önünde yapılacak bir tenis sahası aylardır işsiz olan ve muhtemelen kıdem tazminatlarını bugün git yarın gel şeklinde alan arkadaşlarımızın derdine derman olacaktır.
Esnaflar mahallelerine yapılacak bir tenis sahası sayesinde polise taş değil tenis topu atacaklardır.
***
Ama gene de şunu itiraf etmeliyim ki memleketin durumu gayet iyidir.
Fıstık gibi bir koalisyonla yönetiliyoruz.
Memlekette insan hakları sorunu yoktur, Cumhur Bey’e yazık oldu...
***
Ne diyorum ben ya... Bugün fazla tenis oynadım galiba...
Haftanın reklamı
Calvin Klein’dan araklanmıştır.
Yazarın notu: Tarzanca olarak "Obsession" takıntı demektir.
Magazin Gazetecileri Derneği her yıl yaptığı geleneksel MGD gecesinde "Kahpe Bizansöla En İyi Yönetmen Ödülü’nü bana vermiş ama benim haberim yok.
O gece oturdum, televizyondan da izledim üstelik ama ödül aldığımdan üç gün sonra evde ütüyü tamir ederken haberim oldu...
Davetiye gönderilmiş mi?
Benim yerime birisi mi almış?
Ödülüm kimde? Bilmiyorum.
Valla pek sevindim. En az UEFA Kupası kazanmış Siirt JetPa Spor kadar sevindim lakin sevgili magazinci arkadaşlar arayıp ödülümün nerede olduğunu söylerlerse pek mutlu olucam. Elime bayrak alıp Taksim’e çıkmanın zamanı geldi yahu...
