Kolay diil bu işler.
İngiliz Kemal yurtdışından para getirmek, ekonomiyi rayına oturtmak için kendini paralayadursun, Savuşturma bakanı Nuh diyor peygamber demiyor. (Nuh Haksız, Telekom Bölge Müdürlüğü'nde çalışıyor. Amcasının çocuğu)
***
KEMAL - Enis abi, valla niyet mektubu yanacak; gel he de şu işe...
ENİS - Yenisini yazarız Kemal bey. Mektup bu ya, bu kadar abartmayın... İstersen ucu yanık olanından bile yazarız... (Göbeğini şaplatarak şarkıya tempo tutar) Mektubunda diyorsun ki, gül gayrı.. Sütler kaymak dutar dutmaz ordayım...
KEMAL - Enis abi yapma gözünü seveyim. Yahu para mara vermezler sonra.
ENİS - Vermesinler, IMF'nin parasına mı kaldık?
KEMAL - Evet...
ENİS - (Ceplerini karıştırarak) Memlekete kaç para lazımdı Kemal Bey?
KEMAL - 15 milyar dolar..
ENİS - (Ceplerini karıştırmaktan vazgeçer) Yaaa!... Nereyi imzalayacaktık?
KEMAL - Şurayı be Enis abi ya...
ENİS - Benim için hava hoş imzalayayım istersen ama dayı oğlu noolacak? Havaalanında koruma memuruydu...
KEMAL - Onu İçişleri Bakanlığı'na alırız.
ENİS - Teyze kızı kötürüm Hatice...?
KEMAL - O ne iş yapıyordu?
ENİS - THY de hostesti... Biraz zor aldılar ama sonra yer hostesi yaptık...
KEMAL - Ona da yer buluruz...
ENİS - Amcaoğlu noolucak?
KEMAL - Bull shit...
ENİS - Bolşit deel Hurşit... Amcaoğlu Hurşit de Telekomda şehirlerarası görüşmeleri bağlama memuru. 'Adana çık aradan' var ya... Onları bağlıyor.
KEMAL - Ne bağlaması abi?.. Otomatik yapılmıyor mu görüşmeler?
ENİS - Bizimki otomatik olanı öğrenemedi bir türlü o yüzden yeniden bağlama servisi açtık... Pek işi yok ama o hayatından memnun.
KEMAL - Abi Allah aşkına imzala şurayı...
ENİS - İmzalarım imzalamasına ama asker istemiyo biliyorsun.
KEMAL - Kim istemiyo ya?! Ben hepsiyle konuştum tamamdır..
ENİS - Benim kayınço Turan var. Sivas'ta acemi birliğinde askerliğini yapıyor. Geçen gün haber gönderdi. "Eniştem Telekom'u bana bir iş ayarlamadan satmasın" diye. Askerden gelince işsiz mi kalsın çocuk?.
KEMAL - Nedir esas işi?
ENİS - Bisiklet tamircisi...
KEMAL - Tamam onu da Dünya Bankası'na alırız...
ENİS - Bi de Baliç var...
KEMAL - Baliç neyin oluyo abi ya?
ENİS - Bişeyim olmuyo ama sen rica edersen seni dinler, bu hafta Denizli ilk 11 de oynatsın onu...
KEMAL - Allahım yarabbi...
ENİS - Hah bi de Allah var?
KEMAL - Onu hangi devlet dairesine alacaksın be Enis abi?!.
ENİS - Yok ya; onun iş talebi yok. Memleketin ruhuna el fatiha okuyacaktım unutmuştum.. Sen 'Allah' deyince aklıma geldi.
Ya aynı dili konuşalım ya da görüşmeyelim...
Vallahi ahlakımız bozulacak. Azeriler'in 'taşak' (çocuk demekmiş) muhabbetine alışamadan bu kez de Türkmenler çıktı başımıza. Şimdi gel bunu tercüme et. Veya resmi bir ziyarette "Merhaba asker" yerine "Merhaba Yaragly guycleri" de... Valla her iki ülkeye de yazık..
Hala Fenerbahçe stadındayım. Çıkabilmem için Akuta'a haber verilecek.
Saha içine atılan pil oyunculara verilecek. Pili biten kullansın.
Fenerbahçe taraftarına 'Köpek' demiştim. Düzeltilecek. Terörist denilecek...
Takımda Hagi'nin dediği oluyormuş. Yalanlanacak. Maça o birinci köprüden gidelim dedi ben ikinci köprüden. Benim dediğim oldu...