Bugün 14 şubat. Romeo’nun Jülyet’e ilan’ı aşk edişinin 445 inci yıldönümü.
Veya St. Valentin’in azizlikten vazgeçip zamparalık yapmaya başlamasının 1766. yılı...
Sallıyorum tabi ama n’apiyim? Bu güne bir anlam yüklemek zorundayım.
Yoksa insan niye durup dururken sevgilisinin gününü kutlasın ki?
Ayrıca ben böyle bir güne Hırstiyan din adamı St. Valentin’in adının verilmesine karşıyım. Yahu benim bildiğim azizler tensel dünyadan elini eteğini çekip manastırlara kapatmazlar mı kendilerini? Aynı Hıristiyanlık değil mi yıllarca öpüşmeyi bile sinemalarda yasaklayan, Goya’nın yaptığı çıplak kadın tablolarını engisizyon mahkemelerinde yargılayan!..
Elbet bi açıklaması vardır da ‘Ne alaka yani St. Valentin abi?’..
Neyse; siz gene de özel bir günü kutlamanın ayrıcalığını yaşayın bugün.
Sevgiliniz için enteresan bişeyler yapın.
Örneğin bunları yapın. Ben yaptım oldu...
Bilboard:
Sevgiliniz için bir bilboard kiralayıp aşkınızı reklam edebilirsiniz.
Yalnız bilboard panosunda sizin afişinizin altında başka afişler olabileceği için afişin yırtılması tatsız sonuçlar doğurabilir.
Örneğin üstte ‘Sevgili Deniz seni seviyorum’ yazısı var; altta ise çocuğun adının yerine ‘Süttaş Ayran - İnekler de sever’ yazısı kalmış eski afişten.
Hiç hoş değil.
Çiçek:
Sevgililer Günü için sevgilinize çiçek göndermek, köydeki yakınlarınıza İstanbul’dan pekmez, yayık ayranı ve pestil göndermenize benzer.
Bir sevgilinin Sevgililer Günü’nde en şaşırmayacağı hediye çiçek olduğu için uzmanlar kesinlikle tavsiye etmiyor.
Uzun yıllar evli olanlar ise eve çiçek alıp gidebilirler.
‘Sevgililer Günü’nde sevgilinize internet üzerinden çiçek gönderiyoruz’ ilanlarına da kanmayın.
Bu çiçek gönderen sitelerin birçoğu aynı zamanda erotik ürünler de satıyor.
Bir karışıklık olabilir yani.
Uyarmadı demeyin, kafanıza yersiniz koca şeyi...
Uçak:
Bir uçak kiralayıp uçağın arkasına ‘Seni seviyorum Ayşe’ yazılı bir afiş yapıştırabilirsiniz.
Yasal olarak bir engel yok ama sevgilisinin adı Ayşe olan bütün erkeklerin eylemi üstlenmesi söz konusu.
Yani sizin paranızla bir sürü ‘Ayşeperver’, Sevgililer Günü’nün sefasını sürebilir.
Gazetelere ilan:
Sevgililer Günü’nde gazetelere ilan vererek sevginizi göstermeniz de mümkün.
Biz buna kısaca ilanı aşk diyoruz.
Tek sorun, ilanların bazen satılık otomobil ilanları arasında çıkma tehlikesi.
İlan sonrasında ‘Motor iyi durumda mı kardeş?’ cümlesiyle başlayıp cinayetle biten bir sürü telefon kavgası biliyorum ben.
ERKEK - Sevgililer Günü için şöyle çok pahalı olmayan bir hediye istiyorum..
SATICI - Kaç yıllık evlisiniz?
***
ERKEK - Sevgililer Günü için 14 tane şık iç çamaşırı istiyorum.
SATICI - Ayrı ayrı mı paket yapalım İbrahim bey..?
ERKEK - Evet...
***
ERKEK - Hayatım, ben Sevgililer Günü’ne inanmıyorum..
KADIN - Hii ateistsin demek?!
***
KADIN - Bülent bugün bişey unutmadın mı?
ERKEK - Kabotaj Bayramı mı Rahşan?
***
KADIN - Hayatım bugünü nasıl unutursun?! Bugün iki sevgili için en önemli gün.
ERKEK - Hiii, reglin bitti demek!..
Titanic gemisinin burnunda birbirlerine ilanı aşk edicem derken kaptanın görüşünü engelleyip buzdağına çarpmasına ve geminin batmasına neden olan iki sevgili Leonardo ile Kate’in cesetleri Sevgililer Günü’nde bulundu.
İşte rahmetli ikilinin son anlarından görüntüler.
Yıllar önce Limon dergisini çıkarmış ayakta kalmaya çalışırken, ben de yeni bir yazar olarak hayatta kalmaya çalışıyordum.
İşte o sıralar, Nezih Demirkent’in bazı tutuklu gazeteciler için sarfettiği ‘Onlar gazeteci değil militan’ yazısına bozulmuş ve ‘Nezih Demirkont’ başlığı ile sıkı sert hatta sıkı saldırgan bir yazı yazmıştım.
Ertesi gün gevrek kahkahalarla bir telefon açtı bana.
‘Alo ben Nezih Demirkont’ diye...
Derdini daha net anlattı, 12 Eylül rejimi ile ilgili fikirlerini samimi olarak iletti, yanlış anlaşıldığıdan dem vurdu; gülüştük, konuştuk...
Ve sonra aramızdaki adı hep ‘Nezih Demirkont’ kaldı Nezih abinin.
Tutunmaya çalışan dergimize belki Nevzat Ünlü’nün arkadaşı olduğu için, belki de bizi sevdiği için hep destek verdi. Gerçek bir ‘Basın abisiydi’ Nezih Demirkont abi...
Mürekkep ve kağıt kokuları hiç eksik olmasın kabrinden...