Kimseyi kirletmedim ben

8 Haziran 1998

       DEVLET ve hükümet peşimde sevgili okurlar.
       Benden çöp vergisi istiyorlar.
       Kısacası bütün kirli işleri bana fatura etmişler.
       Ben elimi cebime atarsam ortalık tertemiz olacakmış olmasına ya problem bende, ödemek istemiyorum bu vergiyi.
       Çünkü bilen bilir ki, hiçbir kirli işe bulaşmışlığım yoktur.
       Yediğim içtiğim her şeyin kabuğunu ve kutusunu herkesin yaptığı gibi yapıp yani arabamın camını açıp dışarı bile atamam.
       Bu yüzden arabamda arka koltukla ön koltuk arasındaki boşlukta Somali nüfusunun yüzde kırkını doyuracak kadar yiyecek ve içecek artığı bulunur.

Yazının Devamı

Bir Yeşilimiz eksikti o da oldu çok şükür

1 Haziran 1998

       DEVLET, Yeşil'i arıyor.
       Bir bulsa, enflasyondan Fener'in şampiyonluğuna, Sezen Aksu'nun marangoz sevgilisinden, Viagra meselesine kadar birçok mesele çözülecek ama Yeşil orta yok.
       Ama burnundan çete gazisi Mesut Abi bu kez kararlı.
       Yeşil'i bulucam diyor da başka bişey demiyor.
       Veya diyor da biz anlamıyoruz.
       * * *
       M. Yılmaz - Sayın arkadaşlarım, Akın Birdal'a yapılan saldırıyı kız meselesi sanıyordum ama beni yanlış bilgilendirmişler. Bu Yeşil meselesi fevkalade önemliymiş. Bu yüzden gidebildiğiniz yere kadar gidin.

Yazının Devamı

Çeteler için karayolları kullanma kılavuzu

25 Mayıs 1998

       OTOMOBİL ile seyahat etmek çetelere yaramıyor sevgili Milliyet okurları.
       Çetelerin başına ne geliyorsa karayollarında geliyor.
       Bakınız koskoca Susurluk - 1 çetesi Bursa - İzmir karayolunun bilmem kaç kilometresindeki talihli bir kaza sonucu çökertildi.
       Aradan bir süre geçti bu kez de Akın Birdal'ı vuran Susurluk - 2 çetesi İstanbul - Ankara karayolunun gişeler mevkiinde kıstırıldı.
       Uçaklara silahla binmek mümkün olsa "canımızdan çok sevdiğimiz" bu değerli çete mensuplarını bir bir kaybetmek zorunda kalmayacağız.
       Bu vesile ile çete mensuplarına yönelik bir trafik rehberi hazırladım.
       İşte karayollarında bir bir telef olan çete mensuplarına yönelik trafik işaretlerinin yeni anlamı ve değeri.

Yazının Devamı

"Nabız yüksek, borsa düşük"

18 Mayıs 1998

       İNSAN Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal'ın başına gelenler ortada.
       Akın Bey, Apo "Akın Birdal benim Türkiye'deki tabancamdır" dediği için vuruldu.
       Bir Mercedes, kamyona çarpana kadar onu kimin vurduğunu öğrenemeyeceğiz elbet. Ama doğrusu bu itirafçılar bi tuhaf.
       İtiraf mı ediyorlar yoksa iftira mı ediyorlar belli değil.
       Yarın öbür gün bir başka itirafçı çıkar da Apo, Gani Bey için de "O benim Türkiye'deki mantar tabancamdır" veya "O benim Türkiye'deki pompalı av tüfeğimdir" diyebilir.
       Bu nedenle bu aralar sık sık Güneydoğu'ya gidip "Memleketimiz gelişiyor. Gayrisafi Milli Hasıla almış başını yürümüş, özlenen tablo, ohooo PKK, buralarda bitmiş filan" demem lazım.
       Tam zamanı aslında. Beni kızdırmak isteyen Galatasaraylılardan kaçmak için bundan iyi fırsat olamaz. Öte yandan gazetem pazartesi toplantılarını iki haftadır Güneydoğu'daki illerde yapıyor. Ama ben zamanı tutturamıyorum. Toplantı geçen hafta

Yazının Devamı

"Urfa'da Oxford yokmuş"

11 Mayıs 1998

       "URFA'da Oxford vardı da biz mi okumadık" atasözünün mucidi olarak Urfa'ya ilk gelişimdi.
       Yıllar önce sahnede çok iyi İbrahim Tatlıses taklidi yapan Uğur Yücel'e yazdığım metnin içinde bir cümleydi bu. Sonra baktım İbo her yerde gururla aynı cümleyi tekrarlıyor, demek ki şekerden karınca yaratan Rabbim yaşarken bir atasözümü görmeyi bana nasip etti dedim.
       Ama Urfa'yı bilmiyordum.
       Bütün bildiğim Halilü'r - Rahman Gölü, İbrahim Tatlıses, lahmacun ve Nuri Sesigüzel'den ibaretti.
       Bir de bir türkü vardı yanık yanık söylediğim.
      "Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar aman aman".
       * * *

Yazının Devamı

Memleketi nasıl kurtardık?

4 Mayıs 1998

       NE zaman masamdan bir iki gün ayrı kalsam masamda garip garip notlar bulurum. Benim Naomi Hanım'la olan ilişkimi kıskanan iş arkadaşlarım masama "Ganiciğim, seni çok özledim. Hafta sonu New York'a gel. Bak, Uche ile Ebru Gündeş birbirine ne kadar yakıştılar. Biz de yakışırız. Naomi" türünden notlar, hatta telefon numaraları bırakırlar.
       Genellikle telefonların bizim çocuklara ait olduğunu bilirim, aramam.
       (NOT: Zaten arasam da hep kaplama alanı dışında oluyorlar.)
       Neyse efendim gene masama geldiğimde Naomi, Kate Moss ve Linda Evangelista hanımların notlarını buldum. Tam arayayım da espri olsun derken Ali Kırca'nın ağzından yazılmış başka bir not ilişti gözüme. "Ganiciğim beni ara. Ali Kırca."
       Altında da bir telefon numarası.
       Bu kesin bizim Fatih Solmaz'ın işidir deyip çevirdim numarayı.
       "Lan tavuk. Beni işletmeye utanmıyor musun hırbo. Koktu oğlum bu ayaklar, yer miyim bu bayat işkembeyi" dedim, karşımda Ali

Yazının Devamı

Ben sizinle uğraşamam abi...

27 Nisan 1998

       YABANCI dillere karşı oldum olası yabancıyımdır.
       Onlar şakır şakır güzel Türkçemizi konuşmadan, gavur dillerini konuşmaktan azap duysam da yabancı diller konusunda kendimi geliştirmek zorunda olduğumu düşünüyorum.
       Okuduğum ortaokulda İngilizce dersine karakoldan polislerin ve bekçilerin gelmesi beni İngilizceden soğutmuş olsa da, Naomi Hanım'a olan aşkım sayesinde İngilizcem bir parça daha ilerledi.
       İtalyancayı sadece okuyabiliyorum ama nedense Rusçam gayet iyidir. (Ticari ilişkiler nedeni ile.)
       Ama gene de en çok Fransızcaya takılıyorum.
       Fransızcayı konuşulurken anlamama rağmen ne yazabiliyor ne de okuyabiliyorum.
       Aslında gene de boş sayılmam, örneğin Fransızcada kelimenin tamamının okunmayacağını bir yerde fren yaparak kelimenin devamı yokmuş gibi davranılacağını bilirim.

Yazının Devamı

Benim paramla yapabileceğiniz "anıt mezarlar"

20 Nisan 1998

       EFENDİM bizim basın bir bardak suda, bir bardak Kardak krizi çıkarmaya pek meraklı olduğundan gene bir tartışmadır gidiyor.
       8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'a yaptırılan ibadet füzesine karşı çıkıyorlar.
       "Bizim vergilerimizle rahmetliye niye füze mezar yaptırıyorsunuz" diye bir tartışmadır gidiyor.
       Ben her ne kadar Özal'ın gölgesinden kurtulmak isteyen Mesut Yılmaz'ın daha sonra o füze mezara bir kapsül koyup rahmetliyi kemikleri ve 80 ilin toprağı ile birlikte fezaya göndereceğine inanıyorsam da benim paramla anıt mezar yapılmasına karşı değilim.
       Benim paramla değil Turgut Bey'e, küçük Turgut Bey'e bile anıt mezar yaptırabilirsiniz efendim. Hatta ben bu konuda anıt mezar yaptırmak isteyen büyüklerimize yardımcı olayım ve memleketimizin güzide kavşaklarına yapılabilecek yeni anıt mezarlar için önerilerde bulunayım istedim. İşte yapılmasını istediğim anıt mezarlar...

       Allah gecinden versin ama geçen hafta beni mahkemelerde

Yazının Devamı