Washington DC
Kıran kırana geçen bir seçim yarışının sonucunda, Obama (50%) kazandı, Romney (48%) kaybetti. Genel oy sonuçlarında, Demokratlar kazandı ve Senato’daki üstünlüklerini korudular. Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi’ndeki egemenliklerini sürdürdüler. Seçim sonuçları, beklendiğinden erken duyuruldu; Washington saatiyle, gece yarısında, Romney Obama’yı aradı, tebrik etti. “Obama yeniden kazandı”; beklenen sonuç duyuruldu. Sabaha karşı 01:00’de Romney konuşmasını yaptı. Siyasi hayata veda konuşmasıydı da. 02:00’ye doğru Obama zafer konuşmasını yaptı. 7 Kasım sabahı, tüm gazetelerin ve TV kanallarının, sanki ortaklaşa attıkları başlık, “Siyasi Olarak bölünmüş Bir Ülkede Obama’nın Zaferi”ydi.
Bu nedenle, asıl sorulması gereken soru şu; gerçekten bu bir zafer mi? Seçimlerin sonucunda, tam bir bölünmüşlük çıktı. Cumhuriyetçiler, son iki yıldır sürdürdükleri siyaset anlayışına devam ederlerse, Obama’yı ve siyaseti kilitleyebilirler. Siyasal ve toplumsal kutuplaşma, siyasetin rakibini yok etme hırsına dönüşmesi ve uzlaşma kültürünün yok olması giderek derinleşebilir. Seçim sonuçları, çözüm ve uzlaşma yerine, uzlaşmazlık, muğlaklık ve belirsizlik durumunu daha da
Washington
Amerika’da, kafa kafaya bir seçim mücadelesi var. Obama yüzde bir gibi çok ufak farkla Romney’nin önünde. Obama’nın kazanması büyük ihtimal, ama, Amerika’da hiçbir TV kanalı ya da yorumcu bunu söyleyemiyor. Çok riskli çünkü ve kimse risk almak istemiyor. Sonuçta, Romney de kazanabilir; hala bir ihtimal var.
2012 Başkanlık seçimi, 2000 yılındaki George W. Bush ile Al Gore arasındaki seçime benziyor. Gerçekten, kafa kafaya bir mücadele. Kaybeden çok ufak bir farkla kaybedecek. 2000 yılında Demokratlar üzülmüş, Cumhuriyetçiler sevinmişti. Bu seçimlerde, tersinin yaşanması çok olası; Demokratlar sevinecek gibi gözüküyor.
Ohio’ya bağlı
Ohio, Florida ve Virginia, en önemli ve kilit eyaletler. Buraları, özellikle Ohio’yu kazanan, başkanlık seçimlerini kazanacak. Obama, Ohio’yu kazanacak gözüküyor. Bu da, Obamayı, Romney’nin biraz önüne koyuyor. Ohio’da Obama, 2009’da iflas etmekte olan araba sanayisini kurtarırken ve insanların işlerini kaybetmelerini önlerken, bu yıl Romney’nin başkan olursa araba sanayisini Çin’e taşımayı düşündüğünü açıklaması; bu görüş farkı, 2012’de Ohio’nun, küçük bir farkla da olsa Obama’yı seçmesini, daha da önemlisi, Obama’nın seçimleri
2004 yılındaki başkanlık seçimlerini George W. Bush kazandığı zaman, New York Times yazarı Thomas Friedman, “Bush kazandı, ama, Amerika ikiye bölündü. Artık iki Amerika var ve bu kutuplaşmayı çözmek, seçim sonrası Bush yönetimi için en zor sınav olacak” diye yazmıştı. Bu önemli saptamayı not almıştım.
Sekiz yıl sonra Amerika, 6 Kasım 2012’de, Demokrat Parti adayı Başkan Barack Hüseyin Obama ile Cumhuriyetçi Parti adayı, giderek sert ve şahin bir muhafazakara dönüşen Willard Mitt Romney arasındaki başkanlık seçimlerinde, çok daha bölünmüş, çok daha kutuplaşmış ve siyasetin sorun çözme değil, aksine rakibini yok etmeye dönük yapıldığı bir ülke konumunda.
Seçimler üzerine çıkan her yazı, her yorum, konuştuğum herkes, “Amerika hiçbir zaman bu kadar bölünmemişti, bu kadar kutuplaşmamıştı” saptamasını yapıyor. Kutuplaşmış iki Amerika, iki siyaset, iki vizyon arasında, seçmen tercihini yapıyor, oyunu veriyor.
2004-8 döneminde, Bush yönetimi, uyguladığı yeni muhafazakar (NeoCon) siyasetiyle, Amerika’yı ve dünyayı felakete sürükledi. Irak savaşı; küresel ölçekte anti-Amerikanizm; ekonominin krize sürüklenmesi; korku toplumunun ortaya çıkması; iyice kutuplaşmış bir siyasal ve