Fuat Bol

Fuat Bol

fuat.bol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

FETÖ’nün yurt dışındaki gücü malum. Bu örgüt dünyanın 168 ülkesinde söz sahibi, yalnızca ABD’deki okullarından yıllık 800 milyon dolar elde ediyor!

Dünya üzerindeki bu denli devasa bir oluşumu, değil herhangi bir örgüt, dünyanın belli başlı ülkeleri bile tek başlarına kurup yönetemezler.

Lafı eğip bükmeden söyleyelim; böyle bir oluşumu ancak ABD gibi bir süper güç ve böylesi devasa bir gücün, gizli-açık tüm imkânlarıyla kurup yönetebilir.

Nitekim öyle de oldu.

Bizim, asıl üzerinde durmamız gereken konu, FETÖ gibi çarpık ve sapık bir dini görüşün, Türkiye gibi Osmanlı’nın merkez üssü konumundaki bir ülkede nasıl dallanıp budaklandığıdır. Türkiye ki İslamiyet bu beldede en halis ve katışıksız şekliyle uygulanagelmişti.

Haberin Devamı

Asırlar boyu İslamiyet’in bayraktarlığını yapan bu asil milletin vatanında ne denli bir sam yeli estirildi ki FETÖ gibi ayrık otları kendilerine yol bulup, gelişip yetişebildi?

Bütün bu olumsuzlukların temelinde laikliğin yanlış anlaşılması ve bu şekilde uygulanması vardır. Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması, din ve vicdan özgürlüğü ve devletin çeşitli inançlara karşı eşit mesafede olması gereken laiklik, bizde maalesef dine (İslamiyet) ve dindarlara karşı bir dayatma ve bir zulüm olarak uygulandı.

Çok eskilere gitmeye gerek duymadan yalnızca 28 Şubat dönemine bakıldığında bile her şey anlaşılır. Başörtülü kız çocuğu üniversiteyi birincilikle bitirmiş olmasına karşın, diploma töreninden aşağılanarak ve fiziki taciz uygulanarak, yaka paça dışarı çıkartılıyor. Başörtülüler üniversitelere sokulmayarak öğrenim hakları ellerinden alınıyor; hasbelkader içeriye girenler, ikna odalarına alınarak tehdit ve tahkir ediliyor; devletin kaymakamları imam hatip okullarının kapılarına gidip, örtülü kız öğrencileri içeri sokmuyor. Başörtüsü alınarak içeriye sokulan kız çocuğu, biraz sonra Kuran-ı Kerim dersine girecek ve öğlen olduğunda namaz kılacak!

Müslüman Türk çocuklarına bu denli zulmü işgal güçleri yapmadı, yapamadı!

Bütün bu zulümler laiklik gereğiymiş; şimdi bunların hiçbirisi söz konusu değil de ne oldu? Laiklik olduğu yerde duruyor; üstelik millet, devletiyle barıştı, kötü mü oldu?

Haberin Devamı

Yıllar yılı yer üstünde kendisine yer bulamayan din, ister istemez yerin altına indi. Devletin kontrolünden uzak olarak, kapanın elinde kaldı. Bu kapanlardan en organize olanı, kendini, eğitim gibi kimsenin reddedemeyeceği, üstelik insanların, varını yoğunu satıp çocuklarını emanet ettiği, ‘hizmet’ denilen bir yapıydı. Bu yapı 50 sene boyunca Türk çocuklarını, kendi kirli emelleri doğrultusunda ‘devşirdi’. Ve bu yarım asır boyunca gelip geçen tüm yönetimler (siyasi, askeri, mülki vb.) tek kelimeyle uyudu, uyutuldu.

Bu yapının dini yanlışlarını ve sapkınlıklarını ortaya koyup, halkı ve her kademedeki ilgilileri uyarması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı da, FETÖ’nün tasallutundan kurtulamadı.

Bu uyuma veya uyutulmanın, gafletten öte bir manası olsa gerektir. Zira bunların hapsi, FETÖ’ye karşı olmak yerine, ona yardımcı olmak için adeta yarıştılar.

Habis ur, metastaz yapıp tüm bedeni kaplamak üzereyken uyandık. Geç uyanmanın bedelini ağır şekilde ödedik ve ödemeye devam ediyoruz.

Haberin Devamı

Din ve diyanet gibi, laiklik de art niyetlilerin tasallutundan (saldırısından) kurtulmadıkça, milletçe rahat yüzü göremeyiz.