Demokrasi, halkın idaresi ama bizim demokrasimizde halk yalnızca dekor olarak kullanıldı.
Halkın seçip iktidar yaptığı, lakin bir türlü muktedir olmayan iktidarların boyunlarına davulu astık ama tokmağı hep başkalarının eline verdik.
İçeride yapılan ihtilalleri “Bizim çocuklar başardı” diyerek ülkesine jurnalleyen CIA ajanı (CIA Ankara büro şefi- Paul Henze), Kasım Gülek’le Enver Altaylı’nın sıkı dostuydu.
ABD’nin CHP kanalıyla içimize yerleştirdiği Kasım Gülek, Moon tarikatından olup, Fitnetullah Gülen’in hamisiydi.
CIA ajanının ‘bizim’ dedikleri, içimizden devşirdikleri TSK’ya mensup(!) generallerdi.
Daha sonraları aynı subaylar, FETÖ bireyleri olarak devşirilecek ve darbe üstüne darbelere yeltenip, kendi Meclis’lerini bombalayacaklardı.
Paul Henze ile Kasım Gülek öldüler, Enver Altaylı ise, Ankara’da tutuklu; F. Gülen de terörist başı olarak ABD’den talep edilenlerin başında geliyor.
Evlere şenlik demokrasimizle sözde iktidarlarımız, iç ve dış vesayet odaklarıyla köşe kapmaca oynayıp durmuş ve böylece ülkeyi yönettiklerini zannetmişler.
Türk siyasetinin 40 yılına damgasını vurmuş olan Süleyman Demirel, tek başına da olsa, iktidarlarının icraatını “Selden kütük kapma!” olarak ifade ederdi.
Türk demokrasinin önündeki sel, gerçekte tufan olup, hakikati bize ceket astarımızın içinde unutturdu.
Unuttuğumuz gerçeğimizi ve unutturulan tüm gerçekleri, dilenci misali Avrupa’nın kapılarında arar olduk.
Halbuki tüm insanlık şahsiyete meftundur; asıl varken de kimse taklitlere ve hatta müsveddelere itibar etmez.
Etmedi de nitekim. Biz onlardan gözüktükçe sırıttık; onlar da sürekli ellerinin tersiyle ittiler.
Ve asla bizden değilsin ve olamazsın dediler, diyorlar.
Hakikati tersyüz edip örtenlerin (küfrün) tek bir millet olduğunu geç de olsa anlayacak ve lakin bu kez de anlamamakta ısrar eden içimizdeki beyinsizler aynı küfür seli olarak karşımıza dikilecekti.
Demokrasi adına bizlere sözde insan hak ve hürriyetlerini aratırlarken, bizim birbirimize ve devletimizle olan güvenimizi sarstılar, kamplaştırıp ayrıştırdılar.
Kişilerin birbirine ve devletine, devletin de halkına adeta düşman edildiği bir toplumdan hayır gelir mi?
Bunlar ayyuka çıkıp kardeş kardeşi boğazlamaya başladığında da aynı vesayet odakları bu kez, “barışı temin amacıyla” sökün ediyor ve bizlere, evlere şenlik demokrasiyi bile çok görerek darbe yapıyordu.
Kendisine kanser gösterilen halk ise, vereme razı oluyordu!
Kaos, darbe ve faşizm üreten mahut sistemle buraya kadar!