Yılmaz Büyükerşen’in bozkırın ortasında bir vaha yarattığını bilmeyen yoktur. O vahanın adı Eskişehir...
Büyükerşen Hoca, rektörlüğünde Eskişehir’i bir üniversite kentine dönüştürmemekle kalmamış, üniversite ile sanayiyi birleştirip bilim ve üretimi birlikte yürütmüştür. Bu yönleriyle Hoca, birçok üniversiteye de örnek olmuş bir öncüdür.
Büyükerşen Hoca’nın belediye başkanlığında şekillendirdiği Eskişehir, örnek kent güzelliğiyle yerli ve yabancı turist çeken bir kent haline geldi.
Plajlarıyla, gondol gezileriyle, dünyanın en ünlü köprülerinin birebir örnekleriyle bezediği Porsuk’u, Venedik’i aratmayan bir gezi ve tatil alanına dönüştürdü. Hoca, sanatçı ruhunu sadece balmumu heykellerine değil kentin mimarisine da yansıttı.
Anadolu’da parmakla gösterilen Eskişehir’le özdeşleşen Büyükerşen Hoca’nın belediyesine yapılan baskın ve gözaltılar, sadece Eskişehirlilerin değil bütün Türkiye’nin dikkatini ve tepkisini çekti.
Yılmaz Hoca’nın çalışma arkadaşları ihale yolsuzluğuyla suçlanınca CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da bugün Eskişehir’e gitmeye karar verdi.
Hoca’ya “iddia nedir?” diye sorunca, şöyle bir çırpıda durumu özetledi:
“Çoktan kapanmış dosya”“Ben de anlamadım. İki kez soruşturması yapılmış, bir usulsüzlük, yolsuzluk olmadığı müfettiş raporlarıyla kanıtlanmış bir dosya yeniden açılıyor. İşin garibine bakın ki, o soruşturma dosyasında dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, ‘soruşturmayı gerektirecek bir durum yoktur’ diye imzası var. İçişleri Bakanlığı müfettişleri, iki kez ayrı ayrı bütün detaylarıyla bu iddiaları incelediler ve soruşturmaya mahal olmadığına ilişkin rapor hazırladılar. Bu raporların altında da Bakan’ın imzası var. Şimdi çoktan kapanmış bu dosyayı, savcılık yeniden açıyor. Hal böyle olunca gelişmeyi siyasete bağlamamak mümkün değil. Herhalde seçimler yaklaştı diye belediyeyi, çalışma arkadaşlarımı, beni itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Ben böyle görüyorum.”
İddiaların kaynağıBüyükerşen Hoca, iddiaların kaynağını ve gelişmeleri de şöyle özetledi:
“Bizim herkesin takdirini kazanmış Porsuk projemiz var. Kanal projeleri var. Çocuklar için yaptığımız masal dünyası projesi var. Bunlar uygulandı, yaşama geçirildi. 2006 yılında gerçekleşti. Bu projeler için de ihaleler yapıldı. Tamamen yasalara uygun şekilde. Teklif alma usulüyle ihaleler gerçekleşti. Birçok şirket teklif verdi. Bizim belediyenin de şirketi var. İmar Limited diye. O şirket de birçok ihaleye giriyor, aldığı oluyor, alamadığı oluyor. Bizim, Avrupa Kalkınma Bankası kredileriyle yaptığımız projelere de katılmış bir şirkettir. Avrupa Kalkınma Bankası tarafından yeterliliği, başarıları tescil edilmiş bir şirkettir. Kaybettiği ihaleler de olmuştur. Şimdi soruşturulan ihalelere de girmişti.
AKP’li belediye meclisi üyeleri suç duyurusu yaptılar. İki kez mülkiye müfettişleri geldi. İnceledi ve ikisinde de yasalara uygun olmayan bir işleme rastlamadılar. ‘Soruşturmaya gerek yok’ raporu yazdılar, Bakan da imzaladı ve dosya kapandı. Şimdi tekrar savcılığa başvuruyorlar, o bilirkişiye gönderiyor. Bilirkişi kendine göre bazı iddialar ortaya atıyor. Başsavcı da Eskişehir’de yokken böyle bir karar alıp çalışma arkadaşlarım gözaltına alınıyor.”
Hoca, “Sonuç olarak yine yasalara uygun işlemler yapıldığı ortaya çıkar ama arkadaşlarımı İzmir örneğinde olduğu gibi uzun süre tutarlarsa, benim çalışmalarımı aksatırlar, korktuğum o” diye de ekliyor.