Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış.
Öylesine fuzuli işlerle yorulmak zorunda kalıyor ki bu çene...
Varsın biraz da zenginin parası yüzünden yorulsun.
Üstelik onlar eften püften zengin değil.
Hepsi de ABD’li dolar milyarderi.
Benim onları konu edişimin ise nedeni, bir umut; yani, Forbes’in Amerikan milyarderleri listesinde yer 400 kişiden biri, acaba “içimizden birine” ilham verebilir mi?
Önerim şu.
Mutlaka “http://www.forbes.com/forbes-400/list/” adresine gidin ve listeyi inceleyin.
Örneğin “bir numara” Bill Gates.
Tıklayın Gates’in üzerini.
Hâlâ tanımamışsanız “bir bakışta” tanıyın onu önce.
* * *
Benim ilgimi Gates’ten önce “Koch Biraderler” çekti.
75 yaşındaki Charles ve 71 yaşındaki David Koch, 25’er milyar dolarlık servetleriyle dördüncü sırayı paylaşıyorlar.
(Hoş bir tesadüf, soyadları Türkçe KOÇ okunuyor!)
Hemen her alanda yatırımları var.
2004 yılında yayınlanan şu haber, Türkiye’de daha iyi tanınmış olmalarını sağlamaya yaramış olabilir:
“DuPont bünyesinde ‘Lycra’, ‘Condura’, ‘Tactel’ gibi buluşlarıyla yıllardır global tekstil endüstrisine yön veren Invista, 2004 yılı başlarında Amerikan Koch Industries tarafından 4,4 milyar dolara satın alındıktan sonra kendisine kumaş üssü olarak Türkiye’yi seçti.”
* * *
Onların hemen arkasından yine bir “kardeşler topluluğu” geliyor.
56 yaşındaki Christy Walton 24,5 milyar dolar (Meraklısına not: Kendisi bir çocuk annesi ve dul!), 63 yaşındaki Jim Walton 21,5 milyar dolar, 61 yaşındaki Alice Walton 20,9 milyar dolar, 67 yaşındaki S.Robson Walton 20,5 milyar doların sahibi.
Ne iş yapıyorlar, derseniz; şu markayı hatırlamak yeterli:
Wal-Mart.
Baba Sam Walton 1950 yılında “Dime & Nickle Store” adıyla açtığı küçük dükkanın, bugün büyük çoğunluğu ABD’de olmak üzere 2 milyon kişiden fazla insanın çalıştığı bir mağazalar zinciri olan Wal-Mart.
* * *
Yine de 400 kişiden sadece birini seçmem gerekirse, tercihim belli:
Mark Zuckerberg.
Facebook’u kuran, şu an 27 yaşında olmasına rağmen 17,5 milyar dolarla 400 kişi arasında 14’üncü olan, o çılgın adam:
Mark Zuckerberg.
Kim bilir.
Bu tercihimin nedeni, belki de “The Social Network” filmini yeni izlediğim ve etkisinden henüz kurtulamadığım içindir.
Tek karelik fenomen!
Tek karelik
fenomen
ABD’nin İstanbul’u!
Vural Öger bir marka. Turizm sektöründe bir marka. Avrupa’da bir marka.
Şimdi o markanın bayrağı Bodrum, Milas, Seferihisar ve Foça’da da dalgalanacak anlaşılan.
Çünkü Vural Öger’in hedefinde, bu ilçelerde “taş evler” yaparak zengin yabancılara satmak var.
Meselâ neden Antalya değil de, Ege?
Öger diyor ki:
“Antalya bölgesinde böyle iki katlı evleri satmak büyük sorun. Dolayısıyla projeyi Ege Bölgesi’nde yapmak istiyorum. Çünkü orasının otantik bir mimari tarzı var. Mesela bir Alaçatı’daki mimari stil Antalya’da yok.”
Evler 300 metrekare olacakmış ve 400-500 bin Euro’dan satılacakmış.
Öger’in iddiası önemli:
“Türkiye’de evlerin çok ucuza satılmasını istemiyorum. 50 bin Euro’ya ev satılması beni rahatsız ediyor. Otelde olduğu gibi Türkiye’deki evlerin de yüksek fiyatlara satılabileceğini ispatlayacağım.”
Öyle ya.
Memlekette yeteri kadar çulsuz var zaten.
Bari dışarıdan gelecekler zengin olsun.