Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir yanlış kullanım giderek yaygınlaşıyor.

Birkaç gün önce ciddi bir gazetede yine gözümüze ilişti...

“Esenyurt’ta personeller işten çıkarıldı” diyordu haber başlığı...

Personel bildiğiniz gibi, bir firma ya da gruptaki “tüm çalışanları” ifade eder...(İngilizcesi Staff)...

“Personelden bazıları” denebilir... Ya da “personelin bir bölümü” gibi ifadeler kullanabilirsiniz. Ancak belli bir işyerinin bazı çalışanlarından personeller diye söz edilmez.

Personel sözcüğü dilimize Fransızcadan intikal etti. Etmese iyiydi. Ama dile yerleşti ve Türk Dil Kurumu sözlüğüne bile girdi.

Haberin Devamı

Birkaç gün önce bir haberde “konfigüre etmek” diye bir ifade gözümüze ilişti... “Taşere etmek” diye kulak tırmalayan bir başka ifade de sıkça kullanılıyor.

Konuyu sosyal medyada yazınca okurlarımız da katkıda bulundu...

Özetleyerek aktaralım:

- Sık sık “lansman” kullanılıyor tanıtım yerine; çok kulak tırmalayıcı. Benzer şeklide yenilik yerine “inovasyon” kullanılıyor.

- “Jüri” yerine “jüriler” yanlış.

- Bir de “lokasyon” ya da “lokazyon” olarak yazılan sözcük var.

- Mazur görmek ile maruz kalmak karıştırılıyor. Aynen nüfus ile nüfuz, mahsur ile mahzur gibi...

- Pompacıya depoyu doldur yerine “depoyu fulle” demek moda oldu.

Dilimizi yitirince, benliğimizin de yitirileceğini ne zaman anlayacağız?

TAĞŞİŞ

Tarım Bakanlığı zaman zaman taklit ve tağşiş (hileli) ürünlerin listesini yayınlıyor.

Bunların markasını ve içine ne karıştırıldığını belirtiyor.

Son olarak taklit ve hile listesine 11 bal markası eklendi

Peki bu ilanlar işe yarıyor mu?

Pek yaramıyor!

Çünkü, Bakanlık ürünü tahlil edip markayı yayınlayana kadar piyasada o ürün zaten tükenmiş oluyor.

Mahkemeye giden firma az bir ceza ile kurtuluyor. Zaten mahkemenin karar vermesi de ayları yılları buluyor.

Nitekim kamuoyu bu firmalara etkili bir ceza verildiğini duymuyor.

Cezadan yılmayan firma marka değiştirip aynı hileli ürünü başka marka altında satmayı sürdürüyor.

Sonuç: Sistem caydırıcı değil. Hileyi önlemiyor. Halkı aldatan kârlı çıkıyor.

ŞEREF

Türk kültürünü yurt dışında tanıtmak için kurulan ve 60’tan fazla ülkede temsilciliği bulunan Yunus Emre Enstitüsü yöneticilerinin naylon fatura ile 400 milyon lira parayı iç ettiği yazılıp çiziliyor. Enstitüye geçen yıl devlet kasasından 1 milyar 700 milyon lira aktarılmış. Bu yıl da 2 milyar 100 milyon lira aktarılması öngörülüyor. Enstitü Başkanı Prof. Şeref Ateş, geçen yıl ortasında soruşturma açılması üzerine ortadan kayboldu. Hâlâ kayıp. Almanya’ya kaçtığı söyleniyor. 2016 yılında Enstitü Başkanlığına atanan Şeref Ateş’in 2020 - 23 yılları arasında yoldan çıktığı söyleniyor. İlginç olan, vakfın denetim kurulunda muhalefet partisinin de bir üyesinin bulunuyor olması. Vakıfla ilgili yetkililerden ses çıkmadığı gibi CHP’li üyeden de ses çıkmıyor. Açıklayıcı bilgi gelmiyor. Netice: 400 milyon lira; gitti gider dahi gider...

Haberin Devamı

YAYALAR

Yaya geçitlerine çizilen zebra çizgilere vasıtaların uyacağını zanneden vatandaşların sık sık trafik magandalarınca ezildiğinden söz etmiştik.

Bir okurumuz çare olarak yaya geçitlerine kamera yerleştirilmesini önerdi...

Haberin Devamı

Bir başka okurumuzun önerisi de şöyle:

- Yaya geçidinin önüne bombe yapsınlar... Araçlar adam ezmemek için değil ama otomobilin altı zarar görmesin diye mutlaka yavaşlayacaktır...

TAYFUR

Geçen hafta aramızdan ayrılan ünlü arabesk şarkıcısı Ferdi Tayfur’un İstanbul’da 6 villa, 30 apartman dairesi, Adana’da ise 50 apartman dairesine sahip olduğu yazıldı, çizildi…

Rahmetli: “Haydi gel köyümüze geri dönelim” diye diye şehirlerde kök salmış demek.

Tanışsaydık söylerdik; Bu kadar gayrimenkul adamı hasta eder...

ÇEKİŞME

DEM Parti Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları şöyle dedi:

“Bu sürecin etkin şekilde yürütülebilmesi için Sayın Öcalan’ın tecridi kaldırılmalı ve Öcalan “halklarla buluşacak” bir zemine kavuşturulmalıdır.”

Tartışma şu noktaya geldi...

- Öcalan’ı bırakın silahları sustursun.

- Silahları sustursun Öcalan’ı bırakalım...

Gelin çıkın işin içinden!