Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

DEM Parti heyetinin İmralı’ya yaptığı ziyaret sonrasında TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerle görüşme turu tamamlandı...  Tüm taraflardan yansıyanlar, görüşmelerin olumlu geçtiği şeklinde... Ama teröristbaşının ağzından aktarılan “gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım” mesajı üzerine, henüz ete kemiğe bürünmüş somut bir gelişme, eylem söz konusu değil. Bunun nedeni ve yapacak mı konusunun merak edilip görüşmelerde ne ölçüde sorgulandığı da flu... Sadece bilinen DEM Partili Ahmet Türk’ün “iki veya üçüncü İmralı ziyaretinde silah bırakma çağrısı gelebilir” sözleri. Dolayısıyla ekranlardaki tartışmalar şimdi de başvurusu yapılan ikinci İmralı ziyaretinde bu çağrının gelme olasılığına odaklanmış durumda.

Haberin Devamı

O da olmazsa belki üçüncüsünde!..

Bu arada DEM Parti İmralı heyeti Edirne Cezaevi’ndeki Selahattin Demirtaş ve Kandıra Cezaevi’ndeki Figen Yüksekdağ’ı da ziyaret edecek. Ardından da DEM Parti’nin ittifak kurduğu partiler ve bileşenleri,ayrıca sivil toplum kuruluşlarıyla da görüşmeler yapacağı bilgisi var...

Böyle bakıldığında DEM Partililer ve bazı kesimlerce tarz, yöntem olarak farklı ama öncekinin benzeri “yeni bir çözüm süreci” algısı yaratılmaya çalışılıyor sanki... Hatta sürekli talepkar, pazarlık havası verilmeye çalışılıyor bir yandan da... Kimi aleni, kimi gizlice kimi sinsice… Yani durumu hala anlamama ya da anlamamakta direnme durumu var gibi… Bilerek, bilmeyerek ama daha çok da kasıtlı olarak...

★ ★ ★

Zira gerek AKP gerekse MHP de geçmişte başarısızlıkla sonuçlanan eskideki “çözüm süreci” benzeri bir durumun asla söz konusu olmadığını ısrarla vurguluyor. Söylenen çok açık, bu süreçte bir pazarlık, arka planda bir masa kurulması falan söz konusu değil. Al-ver yapılması gibi bir şey yok. Bu bağlamda devletin yaptığı iki şıklı öneri son derece yalın ve net… Ya silahı bırakıp kendini feshedeceksin ya da yok olacaksın... Bunun başkaca da bir alternatifi, orta yolu falan yok...

Bu, böyle bir çağrı var, konuşuluyor, tartışılıyor diye terörle mücadele operasyonları bir tarafa bırakıldı, bırakılacak anlamına da gelmiyor… Daha öncekinde olduğu gibi değil yani… Hem terörle mücadele devam edecek hem de gelişmeler izlenecek… Nitekim her ikisi de ayrı kanallardan yürüyor. Türkiye terör sorununu 2025’te öyle ye da böyle çözecek... Terörsüz Türkiye idealini gerçekleştirecek... Sahada gelinen nokta ortada zaten. Irak’ın kuzey bölgesinde kilit kapandı. Sincar, Süleymaniye, Asos, Mahmur hattında da yeni tablo şekilleniyor. 2025’te oralar da kökünden çözülecek büyük olasılıkla.. Suriye’de de köşeye sıkışan terör örgütü PKK/YPG’nın artık eski pozisyonunu sürdürmesi mümkün değil. Tel Rıfat, Münbiç, Deyrizor teröristlerden arındırıldı, Rakka kuşatma altında. Aynel Arap ve Kamışlı’da eli kulağında...

Haberin Devamı

Bu tabloda da terör örgütünün tek çıkış yolu var. Türkiye’nin hemen dibinde Suriye’de bir terör yapılanmasından kendi iradeleriyle vazgeçecekler, Irak’ta da tartışmalı bölgeleri istismar etmeyi bırakacaklar. Bunu yaptıkları zamanda kendi canlarını kurtarmış olacaklar...

Haberin Devamı

★ ★ ★

Umut barışçıl olmasında elbette. Tabii ihtiyatlı bir iyimserlikle... Çünkü olumlu havayı, gelişmeleri provoke edici, fay hatlarını tetikleyici açıklamalar da oluyor... Hem de devletin silahları gömün dediği, teröristbaşından silah bırakma çağrısı beklendiği bu son derece kritik dönemde, “Ya barışı inşa edeceğiz ya her yer Gazze olacak” tehditkârlığıyla kafasındaki kalaşnikof zihniyetinden hala kurtulamamış bazı DEM Partililerden... Dolayısıyla DEM Parti’den de beklenti görüşlerin, konuşmaların birbirlerine aktarıldığı bir aracılık rolünden ziyade onların da etken olmaları. Nedir o? Mesela sorulduğunda “Biz PKK’lı değiliz, PKK’ya silah bırak diyemeyiz. Onlar adına konuşamayız” diyorlarsa öncelikle onların savunuculuğundan, aynı dilde konuşmaktan vazgeçmeleri.. Bu bağlamda yanıtı anlamlı kritik soru da şu aslında:

DEM Parti PKK’yı bırakacak mı?...