Bir sözcüğün anlamını daha iyi kavramak için, onu cümle içinde kullanmakta yarar var.
Örneğin...
“Güney Kore’de satışa sunulduktan itibaren sadece 30 günde 1 milyon adet satma başarısını gösteren Galaxy S2, selefi Galaxy S’in 70 günü bulan rekorunu da egale etmeyi başarmış oldu.”
“Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, Türkiye Otomotiv pazarında 2011 yılı Ocak-Haziran döneminde otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı 421 bin 43 adet olarak gerçekleşti.”
“Dünya üzerinde tahminen 6,900 adet dil konuşulmaktadır.”
“300 adet java oyun tek pakette toplandı.”
Anladınız mı?
* * *
Siz anlamış olabilirsiniz ama “adet” sözcüğünün ne zaman, nerede kullanılması gerektiğini “bilmeyen” en az bir kişinin var olduğu, ben biliyorum.
Onun için örnekler vermeye devam ediyorum:
“880 adet konut, 2 adet ticaret merkezi, 1 adet camii, 1 adet ilköğretim okulu, 1 adet tiyatro inşaatı ihaleye çıkacak.”
“Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekiplerinin bir araçta yaptığı aramada, 400 adet kaçak cep telefonu ve 400 adet batarya ele geçirildi.”
“65 bin TL’ye satılacak olan ve sadece 30 adet üretilen olan ‘Grand Ocean 5 minutes Repeater’ adlı saatlerden yalnızca 1 tanesi Türkiye’ye geliyor.”
* * *
Bir de (âdet) şekilde, yani şapkalı “a” ile yazılan hali vardır ki bu sözcüğün; ya “gelenek, töre, kural, alışkanlık” gibi anlamlar taşır.
Ya da...
Kadınlara özel bir durumu anlatmak için kullanılır.
* * *
Bütün bunları sıralayıp, aktardıktan sonra; Ankara’daki terör saldırısının ardından konuşan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in şu cümlesindeki “adet” sözcüğünü alın da, oturtun münasip bir yere:
“3 adet maalesef vatandaşımızın patlamadan dolayı can kaybına maruz kaldığı bilgisi var elimizde.”
Dilbilgisi kurallarını, güzel Türkçemizi yerle yeksan eden bu “ifade fukaralığına” mı yanarsın?
Yoksa...
İnsan denen varlığa ruhsuz bir madde muamelesi yapma şaşkınlığına mı?
Yok.
Sayın Bakan şaşırsa da, siz şaşırmayın.
İyisi mi, yan taraftaki “neden şaşırmamanız gerektiğini” özetleyen yazıya bir bakın.
Şaşırmayın çünkü...
8 Temmuz günü, açıklanan Hükümet listesindeki “bakanlara baktığımda” İçişleri Bakanı olarak ismi ilan edilen İdris Naim Şahin hakkındaki tespitim, aynen şöyle yansımıştı satırlarıma:
“Meclis açılışında üç kez yemin etmek zorunda kalarak, herkesi güldürmesi bile engel olamadı Naim Şahin’in bakan olmasına. Çünkü o ‘güven sınavını’ Başbakan Erdoğan henüz İstanbul’da Belediye Başkanı iken, onun ‘Genel Sekreter Yardımcısı’ olarak, çoktan geçmişti.”
Birine “güven” duymak iyidir de...
Güvenin karşılığı “sadakat” olmamalıdır sadece.
İnsan birine, koca bir ülkenin en yaşamsal sorununun sorumluluğunu veriyorsa hele...
Bilgisine de güvenmelidir.
Becerisine de güvenmelidir.
Aklına da güvenmelidir.
Fikrine de güvenmelidir.
Derdini anlatma yeteneğine de güvenmelidir!
Aksi halde...
Bir adet (!) bakan, bütün iktidarın karizmasını tek kalemde çiziverir!
Tek karelik ateş!