Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Durum üzücü... Durum vahim... Durum trajik... Haliyle canı yananlar kızgın ve öfkeli.
Yani...
Tam bir kriz hali.
Deniyor ki:
Başta Futbol Federasyonu olmak üzere, bu işte sorumluluğu olanlar krizi iyi yönetemedi.
Tamam da, şu an ağzını açıp gözünü yumarak sövüp, sayanlara sorarım:
Aynı pozisyonda siz olsaydınız, ne yapardınız?
* * *
UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino yazmış mektubu, koymuş önünüze:
“UEFA’nın amiral gemisi olan bir şampiyonaya (Şampiyonlar Ligi) şike yapmakla suçlandığı kamuoyuna yansımış, başkanı ve yöneticileri cezaevine konmuş, bugüne kadar elde edilen kanıtların kulübün şike suçunu işlediği sonucunu kuvvetle işaret eden bir kulübün katılması durumu ile karşı karşıya kalmış durumdayız. Bu durumun UEFA ve tüm futbol cemaati tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını anlayışla karşılayacağınızdan eminiz.”
Okuma yazması olan...
Okuduğunu anlama yetisi bulunan her insan yukarıdaki ifadelerin ardından, “tek karar” alabilir ancak.
Futbol Federasyonu’nun yaptığı bu oldu zaten.
O kararı almak.
Derseniz ki:
“UEFA da kim oluyor, bizim işimize karışma hakkını nereden alıyor?”
Eh.
Yine yapılacaklar belli.
UEFA’dan önce... Birleşmiş Milletler’den, NATO’dan, Avrupa Konseyi’nden, AGİK’ten, magikten ve üyesi olduğunuz ne kadar uluslararası kurum, kuruluş, federasyon varsa; hepsinden istifa eder, kendi aranızda çift kale maç yaparsınız!
* * *
Veya dersiniz ki:
“Futbol Federasyonu çok geç kaldı. UEFA’dan zılgıtı yemeden, aynı kararı kendi iradesiyle almalıydı.”
İşte o zaman...
Haklısınız.
Ne var ki, yine o zaman bir şarkı gelir akla:
“Kendimden kaçak
Yârim keskin bıçak
Nerde bende o yürek
Yardan cayacak”
Velhasıl yaşanan sürece bakınca, kutlanması gereken tek kişinin Mahmut Özgener olduğu görünüyor.
Kâhin misim be sevgili kardeşim, nereden bildin bütün bunların olacağını?


İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (2)

Madde 6- Herkesin, her nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.
Madde 7- Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Herkesin bu Bildirgeye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.
Madde 8- Herkesin anayasa ya da yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır.
Madde 9- Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez.
Madde 10- Herkesin, hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine bir suç yüklenirken, tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır.
Madde 11-
1. Kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır.
2. Hiç kimse işlendiği sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamaz. Kimseye suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
(DEVAM EDECEK)

Tek karelik korkusuz!

Keskin bıçak