Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Bir seçim geldi, geçti. Bir seçim geldi, geliyor.
Doğrusu ya... Ortalığı hareketlendirecek bir kamuoyu araştırması yapmanın tam zamanıydı.
AKP de, bunu İzmir’de yaptı. Ortalık ise hareketlenmenin ötesinde, fena halde karıştı. Araştırma ya da iddia şuydu:
CHP: 36.6, AKP: 35.6, DEHAP: 5.6, MHP: 4.6, DYP: 3, DSP: 1.5, SP: 1.2, ANAP: 1.1...
AKP özetle diyordu ki:
“Artık İzmir Büyükşehir sınırları içinde de, lider olmak üzeriyiz.”
Sahi...
AKP, İzmir’de gerçekten birinci parti olur mu?
Eğer “olur” dersek...
Önce “şunların” olması gerek:
İzmir’in plakasının 56,5 olarak değişmesi.
Saat Kulesi’nin ters dönmesi.
Kadifekale’nin tsunami sonucu yıkılması.
Çatalkaya ile Yamanlar arasında, hızlı tren seferlerinin başlaması.
İzmir Körfezi’nde denize giren 100 bin kişiden 50 bininin, 75 bin köpekbalığı tarafından parçalanması.
Gökten yağan saksıların, büyük bir isabetle İzmirli seçmenlerin kafasına tek tek çarpması.
Vesaire... Vesaire...
* * *
İzmir’in kurtuluş tarihi, 9 Eylül... CHP’nin kuruluş tarihi, 9 Eylül.
Bu kaderin cilvesi mi?
Yoksa Atatürk’ün, aynı zamanda Türkiye’nin de kurtuluşunu simgeleyen 9 Eylül’ü; bir yıl sonra kurduğu partinin doğum günü olarak, özellikle seçmesi mi?
Kimse boşuna yorulmasın. İzmir ile CHP, et ile tırnak kadar ayrılmaz biçimde; sarılıp, sarmalanmıştır birbirine.
Tarih tanıktır.
Demokrat Parti’den, Demokratik Sol Parti’ye... Partiler gelir. Partiler gider.
Oysa CHP, İzmir’de hep vardır. Daima da olacaktır.
* * *
Kuruluşundan bu yana, doğrular ve yanlışların yarıştığı CHP’de; çoğu kez yanlışların kazandığı dönemler olmasa, her şey çok daha farklı olurdu zaten.
Çok daha güçlü bir CHP olurdu. Çok daha büyük bir İzmir olurdu.
Mesele... Yanlışların farkına varmaktır. Hatalardan ders çıkarmaktır.
Henüz geç değil. İzmir’i yöneten CHP’lilerden, CHP’yi yönetenlere...
Hiçbiri için geç değil!
Yine mesele...
O yanlışların farkına varılacak mı? O hatalardan ders alınacak mı?
Umarım varılır. Hatta dilerim alınır.
Çünkü “Türkiye’nin gelişmesi ve demokrasinin kökleşmesi” ile “İzmir’in önderlik yaptığı bir siyaset anlayışı“ arasındaki bağı, en iyi CHP’liler bilme durumundadır! (3 Mayıs 2005)

Haberin Devamı

Tek karelik BUGÜN

Haberin Devamı

VE SONRASI...

Altı yıl önceki bu yazımı koydular önüme, “Sıkıysa aynısını yaz bir daha” dediler.
Sıkmaz mı?
Ben de aldım ve aynen yayınladım işte.
Ama dikkat edin.
CHP’ye yönelik çok önemli uyarı, eleştiri ve öneriler var o yazıda.
Ve CHP, bütün bunların tersini yapmasına, Ak Parti ise özellikle son dönemde “İzmir’e özel muamele” uygulamasına rağmen; hâlâ “birinci parti” olamadı İzmir’de.
Derseniz ki, hiç mi olamaz?
Eh.
Altı yıl önceki koşulları biraz yumuşatmam gerekebilir.
Meselâ...
“İzmir’in plakasının 56,5 olarak değişmesi” ile “İzmir Körfezi’nde denize giren 100 bin kişiden 50 bininin, 75 bin köpekbalığı tarafından parçalanması” artık şart değil!
Şaka bir yana, asıl önemlisi CHP.
Aynı kafayla yola devam ederlerse...
Bundan böyle garantisi yok, her şey olabilir.