ADAMI kolu sargılı gören herkes şaşırdı.
Sonra mesele anlaşıldı.
Kaldığı otelde sabaha karşı saat 04.00 sularında merdivenlerden düşen Rasmussen’in omuzu çıkmıştı.
Bre elin adamı, sabahın köründe ne işin var merdivenlerde? Damda kedi mi kovalıyordun, ne?
Kimse kusura bakmasın.
Nezaketen de olsa, “vah vah” demeyeceğim.
Diyeceğim şu sadece:
ALİAĞA’DA Ömer Turgut Oğuz, 14 bin 976 oyla... Bayındır’da Mehmet Kertiş, 4 bin 540 oyla...
Foça’da Gökhan Demirağ, 8 bin 31 oyla...
Güzelbahçe’de Mustafa İnce, 6 bin 858 oyla...
Kemelpaşa’da Rıdvan Karakayalı, 12 bin 213 oyla...
Menderes’te Ergün Özgün, 14 bin 336 oyla...
Seferihisar’da Tunç Soyer, 7 bin 219 oyla...
Selçuk’ta Vefa Ülgür, 7 bin 684 oyla...
GAZETE sayfaları, televizyon ve bilgisayar ekranları, “İzmir geyikleri” ile doldu, taştı.
Yazılan cümlelerin çoğunda, Erdoğan’ın söz ve eylemlerine gönderme yapılmıştı.
O cümleleri haber yapanların, bir de ortak düşünce veya beklentisi vardı:
“Erdoğan, İzmir’e çok kızacak.”
Mümkündür.
Kızabilir.
Kızmalı da.
Öyle hatalar ve hatta gaflet boyutuna varan yanlışlar yapılıyor ki bazen, karlı dağların tepesine düşen bir helikopterin çaresiz yolcusu gibi feryat etsek de, nafile.
Üşüyoruz.
Donuyoruz.
Ölüyoruz.
Yine de, çok uzaklardan gelen küçücük bir haber; geleceğe tutulan bir umut ışığı olabiliyor.
İşte böyle bir haber, Malatya’nın Pütürge İlçesi’ne bağlı Tepehan Beldesi’nden geldi.
Belediye Başkanı Nedim Çeker’in üç dönemden beri makam şoförlüğünü yapan Mehmet Öner, artık rakibiydi
HAKSIZLIK yapmaktan ödüm kopuyor. Üstelik garip biçimde Deniz Bey’e ciddi sempatim de var.
Ama “Cumhuriyet Halk Partisi çok istikrarlı bir şekilde, düzenli bir şekilde sindire sindire, hazmede hazmede yükselmekte olan bir siyasi parti durumundadır” filân dedikçe...
Elimde değil.
Bir tuhaf oluyorum.
Oluyorum çünkü, Baykal’ın genel başkanlığındaki CHP: 2002 genel seçiminde, yüzde 19.41
2004 yerel seçiminde, yüzde 18.38
2007 genel seçiminde, yüzde 20.88
GÜNEŞLİ bir havada, hani yaslanırsın arkana, kollarını iki yana açıp, keyifle gerinirsin ya...
Aziz Kocaoğlu da, sırtını İzmir’in çılgın gücüne dayamış olmanın huzuruyla girdiği seçimden; daha önce canını sıkan ne varsa, hepsinden iliklerine kadar arınmış, yüzü gözü parlamış bir şekilde geldi yanımıza.
Seçim gecesinin sabahında yatmış, öğleden sonra kalkmıştı.
Akşam 6’dan 8’e kadar, iki saat konuştuk.
“Şimdi nereye” dedik.
“Eve” dedi:
“Yatıp, uyuyacağım...”
Seçim sonuçlarını Radikal Gazetesi gibi “one minute” diye yorumlayan da var, bir adım ileri giden Taraf Gazetesi gibi, “two minute” diye de!
Yetmez.
Three minute... Four minute... Five minute...
Say sayabildiğin kadar!
Seçmen aslında, “He who laughs last, laughs best” dedi, belki de...
O da ne mi?
Son gülen iyi güler!
MERAK edilen sorulara ilk yanıt İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminden geldi. Aziz Kocaoğlu, 1980 sonrası oluşturulan sistemin rekorunu kırdı ve yüzde 55’in üzerine çıktı.
Aziz Başkanı kutlarım.
İzmir’in ilçelerinde her türlü tartışmanın ötesinde, tek gerçek var.
Ak Parti’nin tutunacak hiçbir dalı kalmadı İzmir’de.
Başkan sayısı sıfırlandı.
Oy oranı fena halde azaldı.
Hep söyledik.