Bişey yapılmalıydı... Yapılıyor

2 Haziran 2009

MOĞOLLAR, yıllarca bağırdı:
“Derin uykudaydım
sesine uyandım
ter içinde kaldım
uyku tutmadı”
Şarkının en can alıcı bölümü ise nakaratıydı: bişey yapmalı
hey

Yazının Devamı

Şehrin göbeğinde dev bir çiftlik!

1 Haziran 2009

UZAKLARA, 11 Eylül 2001’de çağın kâbusunu yaşayan ama şimdilerde muhteşem bir hayale göz kırpan New York’a gidiyoruz bu kez.
Çılgının biri, Belçikalı tasarımcı Vincent Callebaut , kafayı New York’un Roosevelt Adası’na takmış.
600 metre yüksekliğinde, 132 katlı bir yapı inşa etmenin hayalini kurmuş orada.
Hayır.
Adamın derdi ultra modern bir iş merkezi veya süper lüks rezidans yapmak falan değil. Vincent Callebaut, hepimizin yanıt aradığı bir soruya...
“Ne olacak bu dünyanın hali?” sorusuna bulduğu yanıtı gerçekleştirmek istiyor yalnızca.
Hep söylemiyor muyuz, “dünya çölleşiyor” diye boyuna tasalanmıyor muyuz?

Yazının Devamı

‘T-City’ ne mi?

31 Mayıs 2009

BUGÜN ve yarın, şehirlerimiz için büyük hayaller kurmanın ve o hayallerin gerçekleşmesi için mücadele etmenin önemine iki çarpıcı örnek vereceğim.
Önce Almanya’ya gidelim.
Friedrichshafen kenti aslında 58 bin nüfuslu küçük bir yer. Ama Constance Gölü’nün kıyısında olması nedeniyle, yaz aylarında günlük 500 bin turisti ağırlıyor.
Yani bizim Çeşme, Foça, Kuşadası, Ayvalık gibi bir yer.
Olan şu ki...
Deutsche Telekom  şirketi de bir hayal kuruyor:
“Ben dijital bir şehir yaratacağım.”

Yazının Devamı

İlahi denge Foça’da yok

29 Mayıs 2009

KADIN ve erkek, bir elmanın iki yarısı.
Biri olmadan diğeri olmaz.
Olsa da, anlamı olmaz!
İzmir’i ele alalım meselâ.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı son nüfus sayımında ortaya çıkan veriler, bu ilahi dengenin varlığını kanıtlıyor.
İlçelere şöyle bir bakalım.
Bayraklı ve Karabağlar’ın, Karşıyaka ve Konak içinde yer aldığını hatırlattıktan sonra, ilk rakamın erkek, diğerinin kadın nüfusu yansıttığını vurgulayalım.

Yazının Devamı

Hareketi berekete çevirme zamanı

28 Mayıs 2009

SEÇİM sonuçları kesinleştiğinde yaşanan o tatlı heyecan, mazbatayı alırken gururla titreyen eller, başkanlık makamına doğru yürürken hissedilen tarifsiz haz, ilk talimatı verirken ses tonuna yansıyan güçlü irade...
Hepsi bitti.
Hepsi gitti.
Onların yerini, yürek titreten sorular alıyor şimdi.
Hepsinin de içinde korku, endişe ve telaş gizli.
Kriz kimi teğet geçti, kime sürtünüp geçti; daha çok tartışırız.
Tartışılmayacak olan...

Yazının Devamı

Yeni bir “P” daha

27 Mayıs 2009

MEHMET Refik Yücel, Demir Çelik, Dursun Güneş, Süheyla Ece Ertan ve Rafet Türkmen kimdir?
Recep Tayip Erdoğan, Deniz Baykal, Devlet Bahçeli, Hüsamettin Cindoruk neyse; onlar da kâğıt üzerinde odur.
Aynı sırayla tanıtırsak...
Kendileri Vatanseverler Partisi, Barış ve Demokrasi Partisi, Hak ve Hakikat Partisi, Devrimci İşçi Partisi, Türkiye Özürlüler Partisi genel başkanı olurlar.
Türkiye’de adı duyulmayan, sanı bilmeyen onlarca parti var.
Ebedi Nizam Partisi, Müdafaa - i Hukuk Hareketi Partisi, Türkiye Müdafaa - i Hukuk Partisi, Sevgi ve Dayanışma Partisi, Alternatif Parti, Bizim Parti, Ayyıldız Partisi, Sağduyu Partisi vs. vs.
Bazıları da adı iyi bilinmesine karşın, sadece nostaljik anlam taşımakta; bir bakıma geçmişten günümüze klonlanmış durumda!

Yazının Devamı

Kıyamet alâmeti mi?

26 Mayıs 2009

BİR yanda, TOKİ’nin ayda 100 lira taksitle sattığı apartman dairelerini alamayanlar...
Diğer yanda, İstanbul’da 2 milyon 800 bin lirayı bastırıp, daire alanlar...
Vah Türkiye vah.
Dünyanın başka hangi ülkesinde, acaba böylesine yaman, böylesine vahim, böylesine trajik bir çelişki var?
Düşünüyorum da...
Belki bu bir kıyamet alameti!
Hani deseler ki:

Yazının Devamı

Hem şimdi hem sonra...

25 Mayıs 2009

BELEDİYE başkanları ve meclis üyelerine yaptığımız çağrıya, önce iki tepki geldi.
Avukat Noyan Özkan, diyordu ki:
“Milliyet EGE’nin bu girişimi çok yerinde ve isabetli. Siyasetin finansmanı konusu çok önemli. 
Aslında, seçim öncesi ve sonrası adayların/seçilenlerin ‘kampanya finansman miktarları’ da açıklanmalıdır. Biz çok uğraştık, başaramadık. Umarım sizler sonuç alırsınız.”
İkincisi Aliağa eski Belediye Başkanı ve İzmir eski Milletvekili Hakkı Ülkü’den geliyordu ve özetle şöyle demişti:
“Söyledikleriniz gayet net. Ancak mal beyanlarını verenlerin şöyle bir rahatlığı var. Dönemleri bitince kendilerinden kimse birşey talep etmiyor. 
Ben kendi ilçemde öyle kişiler tanıyorum ki, çulsuz iken şu an yanına yaklaşamazsınız. Ama hesap verme gibi kaygıları olmadığından son derece rahatlar. 

Yazının Devamı