Hareketi berekete çevirme zamanı

SEÇİM sonuçları kesinleştiğinde yaşanan o tatlı heyecan, mazbatayı alırken gururla titreyen eller, başkanlık makamına doğru yürürken hissedilen tarifsiz haz, ilk talimatı verirken ses tonuna yansıyan güçlü irade...
Hepsi bitti.
Hepsi gitti.
Onların yerini, yürek titreten sorular alıyor şimdi.
Hepsinin de içinde korku, endişe ve telaş gizli.
Kriz kimi teğet geçti, kime sürtünüp geçti; daha çok tartışırız.
Tartışılmayacak olan...
Belediye başkanları henüz doğduklarına değilse de, seçildiklerine pişman hale geliyor yavaştan.
Geçen her gün, gelen her aybaşı; belediyeler için kâbusa dönüşmekte.
Vatandaşa verdikleri sözleri, umut dolu vaatleri çizin bir kalemde.
Durum vahim.
Çoğu belediye, işçisine maaş ödeyemez halde.
Peki...
Ya çare?
Madem ‘Kriz’ var.
O zaman ‘Kriz yönetimi’ de olmalı.
İzmir’in belediye başkanları aklı egemen kılarak, sorunlara sağduyu ile yaklaşarak ve mutlak bir dayanışma içinde olarak bu krizi yönetmeli ve hatta krizi fırsata çevirecek “yaratıcı” çözümler bulmalı.
Eminim.
Belediye başkanlarında yeterince ‘akıl’ var.
İşte fırsat.
Yaz geliyor.
Krize rağmen İzmir’n sahilleri yurt içinden, yurt dışından binlerce turiste ev sahipliği yapacak ve bu fırsat kaçırılmamalı.
Haydi, düşünün biraz.
Kullanın aklınızı.
Örneğin Çeşme’eki hareketi, İzmir’n tümü için berekete çevirmenin tam zamanı.

Takke düştü, kel göründü
YILIN ilk dört ayında Türkiye’de elde edilen 67 milyar 361 milyon liralık gelirin yüzde 70’i, beş ilden sağlanmış.
İstanbul,  Ankara, İzmir, Kocaeli ve Bursa...
Aynı beş ilin harcamalardaki payı ise yüzde 12 olmuş.
Yani...
Beş il üretiyor ve kazanıyor.
Edirne’den Kars’a...
Zonguldak’tan Hatay’a...
Artvin’den Çanakkale’ye...
Kalan 76 il ise yiyor, içiyor, tüketiyor.
Afiyet olsun da...
Anlayın artık.
Bu çark daha fazla böyle dönmez.
Bölgeler arası denge sağlanmadıkça, Türkiye’nin iki yakası bir araya gelmez!

Tek karelik çare