Şehrin göbeğinde dev bir çiftlik!

UZAKLARA, 11 Eylül 2001’de çağın kâbusunu yaşayan ama şimdilerde muhteşem bir hayale göz kırpan New York’a gidiyoruz bu kez.
Çılgının biri, Belçikalı tasarımcı Vincent Callebaut , kafayı New York’un Roosevelt Adası’na takmış.
600 metre yüksekliğinde, 132 katlı bir yapı inşa etmenin hayalini kurmuş orada.
Hayır.
Adamın derdi ultra modern bir iş merkezi veya süper lüks rezidans yapmak falan değil. Vincent Callebaut, hepimizin yanıt aradığı bir soruya...
“Ne olacak bu dünyanın hali?” sorusuna bulduğu yanıtı gerçekleştirmek istiyor yalnızca.
Hep söylemiyor muyuz, “dünya çölleşiyor” diye boyuna tasalanmıyor muyuz?
O da “Dragon Fly” adını verdiği proje ile artan nüfusa, daralan tarımsal üretime bir çare bulmuş kentin göbeğinde.
Devasa yapı yusufçuk böceğine benzediğinden, “Dragon Fly” adını vermiş bu projeye.
*   *   *
Şimdi bakın, o 132 katta neler olacak?
Örneğin tavuklar, horozlar...
Daha büyükleri; koyunlar, kuzular, koçlar, keçiler...
Daha da büyükleri; inekler, boğalar.
Ve buğdaydan arpaya, mısırdan yulafa tam 28 farklı tarım ürünü yetişecek bu ekolojik şehirde.
Amaç, insanlığı doyurmak.
Bunu yaparken de, çevreyle dost olmak.
Tahmin edeceğiniz gibi, binanın ısınması ve elektrik  ihtiyacı, güneş enerjisin den sağlanacak.
Doğal havalandırma ve bitkilerin  terleme-soğuma yoluyla gerçekleşen buharlaşma sistemi ile  de bu dev yapı soğutulacak.
Bir not daha...
Callebaut  yaratacağı ekolojik kentte, doğal kaynakların ve geri dönüşümlü atıkların yeniden kullanımını sağlamayı amaçladığını; modern çiftliğin her katında, o kattaki işlerini yapacak aileler in de yaşaya cağını söylüyor.
Olmuyor işte.
Böylesine büyük hayallere ev sahipliği yapmadan...
Dünya kenti falan olunmuyor!


Masum Bey’i sevmemek ne mümkün
MASUM Türker şakayla karışık takıldı:
“Geçen gün Hüsamettin Cindoruk’a ‘Siz çok şanslısınız’ dedim. ‘Neden’ diye sorunca da, şu cevabı verdim:
- İzmir’de sizi çok seviyorlar...”
DSP Genel Başkanı, Hüsamettin Bey hakkında yazdıklarıma gönderme yapıyordu besbelli.
Yok.
Merak etmesin.
Onu da seviyorum.
Hele kimseden icazet almadan, bileğinin hakkıyla genel başkan seçilmesini gerçekten takdir ediyorum.
Ve seçilir seçilmez İzmir’e gelip, burada kamp kurmasını ise yürekten kutluyorum.
İşi biliyor Masum Türker.
İzmir’de var olmadan, Türkiye’de muktedir olunamayacağını iyi biliyor!


Tek karelik hayal