AĞUSTOS ayı başında toplanan CHP İzmir İl Danışma Kurulu’nda alınan kararlar, eylül ayı başında açıklandı.
Aslında bakarsanız, bu da bir paket.
Ve paketinden içinden, İzmir’de 23 adet “çalışma grubu” kurulması çıktı.
İkinci bölümde, o grupların adını tek tek yazacağım ki, CHP’li dostlar bu kıyağımı unutmasın!
Ama önce dikkat çeken birkaç unsur...
Baktım ki, açıklamada bol miktarda “SDEP” lafı geçiyor ama SDEP’nin açılımı ne, yazmıyor ya da ben göremedim.
İlkin birkaç tahminde bulundum.
HABERİ okudum:
“Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, fuarın son kez Kültürpark alanında gerçekleştirildiğini, gelecek yıl ise Gaziemir’de yapılacağını belirtti .”
İnanamadım.
Bir daha okudum:
“Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, fuarın son kez Kültürpark alanında gerçekleştirildiğini, gelecek yıl ise Gaziemir’de yapılacağını belirtti .”
Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim kardeşimin hissiyatını anlıyorum.
Başkanlığını yaptığı ilçenin büyümesini, gelişmesini, namının şöhretinin yedi cihana yayılmasını istemesi ve bunun için çırpınması hakkıdır, görevidir.
ŞÜKÜR ki, İngiltere Büyükelçiği İzmir’de değil.
Topkapı Sarayı da öyle.
Yoksa işimiz zor, halimiz haraptı.
Dünya milletlerinin 100 yıl önce üstesinden geldiği, metro gibi artık sıradan sayılan bir işin içinden neden çıkamadığımızı henüz anlamamışken...
Topkapı Sarayı’nın bahçesinde Hint keneviri yetiştirildiğini, İngiltere Büyükelçiği’ne ise hırsız girdiğini nasıl anlatırdık cümle âleme!
Şaka bir yana, şu olanlar, olacak iş değil.
Topkapı Sarayı’nda “Sakalı-ı Şerif” var, “Peygamber Efendi’mizin ayak izi” var, “Hazreti İbrahim’in tenceresi” var, “Hazreti Musa’nın asası” var, “Hazreti Davud’un kılıcı” var, “Hazreti Fatma’nın sandığı” var...
BAŞBAKAN Erdoğan, kredi kartı borçlularına “dürüst gözüyle bakmıyorum” demişti ya...
7 Temmuz ’da yürürlüğe giren “Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu” da, o bakışın doğrultusunda hazırlandı.
O bakış, önyargılıydı.
O bakış, derde derman olma amacı taşımıyordu.
O bakış, baştan sakattı.
Çünkü kanun, dokuz milyon borçlunun sadece yüzde 10’una... 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle ödeme ihtarı çekilen, hakkında icra takibi başlatılan lara “borçlarını yeniden yapılandırma” imkânı veriyordu.
Ne de olsa, kredi kartı borçluları...
KURULDUĞU 1955 yılından beri iktidar olan bir siyasi parti, olabilir mi?
Soru bile, şaka gibi.
Gerçek ise Japonya’daki Liberal Demokrat Parti’nin 1993-94 arasında 10 aylık dönem hariç, neredeyse 55 yıl iktidarını sürdürmesi.
Siyaseten bunun izahı zor yapılır.
Asıl sosyologlar, psikologlar falan açıklamalı, Japonya’da geçen 55 yılın hikâyesini.
Bu bir rüya mı, yoksa kâbus mu?
Her ne ise bitti.
TEPEDEKİ insanlar, yani başbakanlar, genel başkanlar, belediye başkanları... Veya patronlar, CEO’lar...
Gerçekten zeki insanlarsa, özellikle “Bir kişiyi” yanlarından hiç ayırmazlar.
Kimdir o kişi?
Ayşe Arman’ın geçenlerde Başbakan’ın eski danışmanı Akif Beki’yle yaptığı söyleşide, bu soruya cevap olacak önemli ipuçları vardı.
Söyleşinin bir yerinde roller değişiyor ve Akif Beki soruyor Ayşe Arman’a:
- “Grup düşüncesi mağduriyeti” diye bir kavram var. Hiç duydunuz mu?
- Hayır.
AFYON’DAN İzmir’e uzanan bir çizgi çizin Türkiye haritasında.
Neredeyse ok gibi...
Dümdüz bir çizgi.
O çizgi, 38 derece kuzey enlemi.
Afyon’dan Uşak’a, Uşak’tan Manisa’ya ve nihayet İzmir’e varır Türkiye sınırlarında.
Ya sonra?
Ege Denizi’ni aşar ve Atina’nın tam ortasından geçer, İzmir gibi.
ANLI şanlı mevkiler, güçlü kudretli makamlar iyi de; bu işin sonrası var bir de...
Yani...
Harç bitmiş, yapı paydos etmiş.
Seçim olmuş, koltuk gitmiş.
Sonrası bu işte.
Ne “Emredin Sayın Başkan” diyen kalmış ortada.
Ne selâm duran zabıta kuvvetleri.