Fatih Türkmenoğlu

Fatih Türkmenoğlu

fturkmenoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kayaköy: Issızlığın ortasında



Bir şey dürttü beni sanki, Kayaköy’de arabayı park eder etmez solda gördüğüm dükkana girdim. Daha çok bir butik, bir köy mağazası gibi bir yer.
Rahşan hanım karşıladı. Neşesi yeri göğü dolduran, iri, capcanlı, sevgi dolu bir Rahşan. Kapıda kırmızı üç tekerli bisikleti, Rocky isminde köpeği ve incik boncuklarıyla bir Rahşan.
Altı senedir Kayaköy’de yaşarmış. Kışın köy çocuklarının derslerine yardım edermiş. Dükkanda hep köyden kızları çalıştırırmış. Kırmış kafayı gelmiş, köyü görünce “Tamam, burasıdır” demiş. Bir uzun kışı, çatısı akan köy evinde geçirdikten sonra, kendine daha düzgün bir ev kiralamış. İstanbul’u kapatmış, olmuş Kayalı.

Bir dönemin zengin köyü
Gezinin sonrasında, Kayaköy’e yerleşen birçok şehir kaçkını ile tanıştım. Büyük acılar, askıya alınan hayatlar, çitilenip havalanan insanlar... Kayaköy hep fondu.
Kayaköy antik Karmilassos kenti üzerinde kurulmuş. Yerleşimin ne zaman başladığı kesin olarak bilinemiyor ama 14’üncü yüzyıla kadar uzandığı sanılıyor. Eski adı Levissi.
Daha çok Rumların yaşadığı Kayaköy mübadeleyle boşalıyor. Köye getirilen Batı Trakya Türkleri, terk edilen evler yerine yamaçlarda kendi yaptıkları evlerde yaşamayı tercih ediyor. Gene de bir zamanlar 25 bine yaklaşan nüfusuyla; eczanesi, doktorları, okulları, civarda nam salmış üzüm bağları ve zeytinciliği ile anılan köy, eski pırıltısını bir türlü yakalayamıyor.
Kayaköy ancak 90’ların başında turizmle tanışıyor. SİT alanı ilan ediliyor; köye gönlünü vermiş aklı başında insanlar güzel şeyler yapmaya başlıyor.

Etkinlik merkezi
Kayaköy Sanat Kampı köyün en ciddi aktivite merkezi. Batik, resim, mine dersleri bile var. Yani bir haftalık bir tatilde sıkılmaya hiç vakit yok. Zaten civarda yapacak o kadar çok şey var ki, konuştuğum herkes tatilin “az” geldiğinden şikayet etti.
Kayaköy insanlarının hoşgörüsü ve zengin tarihiyle çok çekici. Tatillerinde “değişiklik” isteyen insanların buluşma noktası. Ben Kayaköy’de bir uzun gün geçirdim. Ajandama bakıp sonbaharda bir hafta sonunu şimdiden ayarladım. 

Nerede kalınır?
Kayaköy Sanat Kampı: Ev, çadır, oda seçenekleri var. Çok keyifli bir yer. www.sanatkampi.com
Misafir Evi: Organik tarım yapılıyor. Zeytin, peynir, yoğurt ve ekmekler bile kendi üretimleri. Tatilde sükunet arıyorsanız, çok mutlu olacaksınız. Bahçesi müthiş. www.kayamisafirevi.com

Ne yapılır?
Köyde uzun uzun yürüyüş yapın ve terk edilmiş evleri birer birer keşfedin. Evler birbirlerinin manzaralarını örtmeyecek şekilde inşa edilmiş. Sanki sahneye bakan bir büyük amfitiyatrodasınız.
Büyük Kilise hâlâ ayakta. Girişte ücret ödeniyor. Orada görevli olan arkadaş, ziyaretçilerin giriş ücretine itiraz etmelerinden şikayetçi. Sonuçta o sadece bir görevli.
Kayaköy Sanat Kampı’nda resim, ritim atölyesi, batik, fotoğraf, mine, ahşap oymacılık ve seramik dersleri var. Ayrıca uzun yürüyüşler de yapıyorlar.
Köyde bir tane kaya mezarı var.
Yeni yerleşim bölgesinin ortasındaki köy kahvesi muhteşem. Köylüler çok sıcak ve cana yakın.
Gemiler Koyu, Kayaköy’ün denizi. Beş kilometre mesafede. Yürüyüşle ulaşmak en güzeli.
Fethiye ve Ölüdeniz’e çok yakınsınız. Yamaç paraşütü yapıp antik kentleri gezebilirsiniz.
Fethiye Müzesi bu yaz kapalı, aklınızda bulunsun.

Ne yenir?
Benim en sevdiğim lokanta Sarnıç oldu. Manzara muhteşem. “Kanatsız Kuşlar” kitabındaki eczacının evinin hemen karşısında. Faruk ve eşi canla başla çalışıyor. Zaman zaman onlar da atölyeler düzenliyor. Benim gittiğim gün Balkan Müzikleri Atölyesi vardı; akşama da konser verdiler. Mezeler inanılmaz. Küçücük tabaklarda 20 çeşit falan geliyor. Etleri de kuzinede saatlerce süren bir uğraşla pişirip servis ediyorlar.