Yaz sezonun son virajında Bodrum’dan bildirmeye devam edelim. Bu yazın en çok ilgi gören mekanı Lucca By The Sea oldu. Geçen akşam olay mahallindeydim. Lucca kapısına kadar aracınızla gidemiyorsunuz. Mandarin Oteli’nin içine araç kabul edilmiyor.
Otelin girişinde aracınız bırakıp golf arabalarıyla Lucca’ya gidiyorsunuz. Böyle olunca, yoğun ilgi nedeniyle bir süre beklemek zorunda kalıyorsunuz. Keza aynı şeyi çıkarken de yaşıyorsunuz.
Dip dibe olmak
İeride ciddi bir kabalık sizi bekliyor. Restoran bölümü öylesine yoğun ki masalar arasında hiç mesafe bırakamamışlar. İçerideki kitle normal şartlarda böylesi bir sıkışık düzende asla oturmaz. Ama mevzu Lucca olunca, kimsenin gıkı çıkmıyor. Bu kadar sıkışık düzen olunca sohbetler masalar arasında sohbet duyulmasın diye müzik sesi yüksek kalıyor. Tam dolunay gecesi burada olunca ambiansı görülmeye değerdi. İnsanlar öylesini şık ve bakımlılar ki resmen havanız değişiyor. Bu kadar yoğunluğa rağmen servis hiç aksamıyor diyebilirim. Tüm ekip, bir makine düzeninde
Geçtiğimiz gece hani şu kapısında kuyrukların olduğu Çeşme’deki Esnaf’ın sahibi Atilla Bingöl’le Vandal’da karşılaştık. Önümüzdeki kış Esnaf’ı Maslak’tan Galataport’a taşımaya hazırlanıyordu. Fakat Ali Ağaoğlu duruma el koymuş ve Bingöl’ü kendi yerinden çıkmaması için ikna etmiş. Duyduğuma göre, Ağaoğlu Esnaf gitmesin diye Bingöl’e hediye vermiş.
Miami’den müthiş teklif
Bingöl’ün bugünlerde resmen şans meleği yanında. Ağaoğlu’nda sonra Miami’de 14 mekanın mülk sahibi olan Mika Ohana, ortalık teklif etmiş. Önümüzdeki kış Miami’de Esnaf eğlencesi başlayacak. Ohana, Esnaf Miami’nin hem yatırımcısı hem de ortağı olmuş. Bunun için Bingöl’e 2.5 Milyon dolar vermiş.
Bingöl ilke imza attı
Esnaf, yurt dışına ciddi bir rakamla transfer olan ilk yerli marka oldu. Umarım Esnaf’la birlikte gerisi gelir. Türk markaları yurt dışına transfer olur. Hem eğlencenmiz hem de mutfağımız tanınır.
Türkbükü’nden bildiriyorum
Dünden beri buranın en yerli ve ha
Genelde çok acıktığınızda başınıza gelir. Tam birkaç lokma almışsınızdır, birden tabağınızda bir şey görürsünüz. Boğazınız düğümlenir. Hiç ortalığı ayağa kaldırmadan garsonu çağırırsınız ve tabağınızdaki gösterirsiniz. Garson şöyle bir bakar tabağa, ışık hızıyla götürür. Bir süre ortalıkta kimse gözükmez. Mekanın müdürü gelir; Özrünü diler, “Başka bir şey hazırlatayım mı?” der.
Hesabı istersiniz, o yemeği hesaptan çıkardıklarını mutlaka dile getirirler.
Böylesi durumlarda sakın;
-Sakın başka yemek teklif etmeyin.
-Tatlı ikram etmek istemeyin.
-Hesaptan çıkardık demeyin.
-Yapacağınız en doğru hareket, hiç hesap almamaktır.
Hata üstüne hata! Akalın’ı 20 yıla aşkın bir süredir tanıyorum. Gece kulübünde, plajda her yerde dinledim. Hiç böyle bir olayına şahit olmadım.
Sahneye neden içki gönderilir? İstediğiniz bir şarkıyı söyletmek için... Biraz da “Ben de buradayım” demek için. İşin raconu bu, sanatçı bir yudum alır. Gönderenin adını belirterek teşekkür eder. İstediği şarkıyı isterse söyler. İstemezse bir yolu bulur ve söylemez.
Akalın neye tepki veriyor? “Gerçeğini getirin bana” diyor sonra gerçeği geliyor şişeden içiyor.
Tepkisi; alkollü içki diye, elma suyu getiren işletmeye. Kızıyor ve kadehi çalışanı kafasından aşağıya boca ediyor. Nasıl böyle bir şey yaparsınız diye! Sonra şişe geliyor sahnede açılıyor ve Akalın içiyor. Ertesi gün kıyamet koptu. Herkes olayın bir ucundan tuttu verdi veriştirdi.
İşletmenin hatası elma suyu göndermek.
Akalın bırakın elma suyunu; sahnede şişeyi görmek ister. Ucuz içki geldiyse hemen tepkisini koyar “Bunu mu açtınız?” diye. İçmez geri
Geçtiğimiz cumartesi süslendik püslendik Boaz Yalıkavak’a doğru yolu çıktık. Günler öncesinde rezervasyonu yaptırdık ki, Alya’yı istediğimiz gibi dinleyelim diye… Boaz’a geldik mekan kapı duvar. Ne arayan var ne de soran, bir telefon etmek bu kadar mı zor olabilir. Bir mesaj atmakta mı aklınıza gelmiyor. Söylene söylene mekanın sahibine ulaştım. O bizden de dertli çıktı. Cihan Saylam meğer bağlı oldukları otelin ruhsat sorunu nedeniyle mağdur olmuşlar. Kendi derdimizi unuttuk, Saylam’a üzüldük. Büyük geçmiş olsun umarım kısa bir sürede sorunu aşarsınız. Turizm bölgesinde esnafa daha çok destek vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bodrum’a yatırım yaparken kimseye güvenmeyin.
Yaparız, ederiz, hallederiz, işler yürümüyor.
Yasal belgeleri gözünüzle görün.
Sonra o kadar yatırım, boşa gidiyor. Yazık günah!
Sait’in baby ızgara kalamarı
Bodrum’un en eski balıkçılarından biri olan Sait ilk kez İstanbul’a şube açtı. Bodrum lezzetlerini ayağımıza kadar getirdi. Dün
Bu yaz güneydeki fiyatları çok dilimize doladık. Orası şu kadar, burası bu kadar, mekanlar boş, Türkler gidemiyor. Tüm lüks yerlerde yabancılar var. St Tropez, Mikonos, İbiza dünyanın en popüler tatil beldeleri burada da fiyatlar uçuk. Lüks eğlenceyi satıyorlar. Gidebilen gidiyor, herkes biliyor pahalı ve lüks olduğunu... Kimse de gidip şikayetçi olmuyor. Bizde durum biraz şova döndü. Bile bile gidiliyor, sadece ödediği parayı diline dolamak için... Güneyde iyi mekanların hepsi iş yapıyor. Sadece yabancılar gitmiyor. Örnek mi? Yalıkavak’ta bu yaz açılan Boaz’a canlı müziğin olduğu gecelerde günler öncesinde rezervasyon yaptırmanız lazım. Geçenlerde Alya’nın gecesi için aradım. Fiyat aldım, ön masa yemekli dahil, içecekler hariç 3 bin TL. Pahalı, makul demiyorum. Bodrum’da da fiyatlar bu düzeyde. Gittikten sonra hiç söylenmeyin “Bu kadar olur mu?” diye…
Çeşme, Bodrum’u solladı
Epeydir “Çeşme mi, Bodrum mu?” demiyoruz. Ben hemen söyleyeyim,
Yaz, Bodrum ve Çeşme’den ibaret değil. Yaz tatiline çıkmayanlar İstanbul’da ne yapıyor. Hemen söyleyeyim Adalar’a hücum ediyor. Hafta sonları Adalar’da şenlik var. Lüks yatı olan da adada, botu olan da... Geri kalanlar vapurla geçiyor. Öylesine bir deniz trafiği yaşanıyor ki, İstanbul’un trafiğini aratmıyor. Bazı noktalarda teknelerden denizi göremiyorsunuz. Kovalamaca yaşanıyor.
Öylesini ilginç manzaralar yaşanıyor ki, sahil güvenlik ve sürat tekneleri arasında. Sahil Güvenlik kovalıyor, onlar kaçıyor. Hafta sonu bir sürat teknesi o kadar zorladı ki, motorları yandı.
Adalar’ın manzarası
Geçtiğimiz pazartesi günü iki günlüğüne Bodrum’daydık. Uçaklar dolu, zar zor yer bulabiliyorsunuz. İşin tuhafı hem gidişte hem de dönüşte yer yok. Sadece uçak değil; taksi de yok. Önceden transfer işini halletmediyseniz, gece dönüş tam bir çileye dönüşüyor.
Yalıkavak gece ana baba günü, marinanın içinde yürümek bile zor. Tüm mekanlar ağzına kadar dolu. Trafik desen çok fena, 10 dakikalık mesafeyi 40 dakikada alıyorsunuz.
Kalabalığın içindeki lüks
Neredeyse Bodrum tatilcilerinin hepsi Yalıkavak’a hücum ederken, o kalabalığın içindeki Mgallery Otel, sizi bambaşka bir dünyaya götürüyor. Geçtiğimiz yaz açılan otel, buram buram lüks kokuyor. Odaları geniş ve ferah, neredeyse hepsi Yalıkavak Tilkicik Koyu’na bakıyor. Manzara alabildiğine deniz. Bu kadar kalabalığın içinde Mgallery bir o kadar sakin ve huzur dolu. Murat Delibalta’yı tebrik etmek lazım, Bodrum’a böylesi bir tesisi kazandırdığı için…
En hızlı servis
Geçtiğimiz hafta