Dr. Emin Yeğinboy

Dr. Emin Yeğinboy

yeginboy@gmail.com

Tüm Yazıları

1948 doğumlu Claire Denis’in, Fransız sinemasının nevi şahsına münhasır yönetmenleri arasında saygıdeğer bir yeri vardır. Post Yeni Dalga kuşağının yönetmeni olarak tanımlanan Claire, ilk kez İngilizce konuşulan ve bilimkurgu türünde bir film yapmış. Tür farklı olabilir fakat anlatım, onun sinema dilinin özelliklerini yansıtıyor. Wim Wenders’in asistanı olarak başladığı kariyerinde, minimalist anlatı dilini kullandı. Karakterlerini aksiyon içinde göstermekten çok, gündelik işleri içinde göstermeyi tercih etti. Sömürgecilik, şiddet, cinsellik, çocuk/ebeveyn ilişkisi onun başat konuları oldu.

Haberin Devamı

İnsanlığın geleceği üzerine karamsar bir deneme ‘High Life’... Suçluların hapishaneye dönüştürülmüş uzay gemileri içinde büyük karanlığa gönderilerek, radikal deneylerde kullanılmalarını anlatıyor. Sözde 4 yıl denilerek gönderilen suçluların, geriye dönüş şansları yoktur. Bu görevde bir kara deliğin içinden geçecek olan tutuklular, gemide uzay yaşam koşullarını araştıran bir nevi kobay durumundadır. Başlarındaki doktor Dibs (Juliette Binoche), biyolojik yaşamın sürdürülmesi için üreme üzerine deneyler yapmaktadır. Erkek tutuklulardan aldığı spermleri kadın tutuklulara aşılayarak, uzayda insan türünü yaşatmaya çalışmaktadır. Tüm bu deneyler içinde mahkûmların kişisel sorunları, yeryüzündeki bir hapishaneden farksızdır.

Uzayda insan ırkını sürdürmek mümkün mü

İnsan ve tutkuları

Başkarakter mahkûm Monte (Robert Pattison) ile uzayda doğan kızı Widov arasındaki ilişkiyi ön plana alan öykü; şiddet ve vücut sıvıları içeren, oldukça cüretkâr sahneler sunuyor. Yavaş ve sakin bir açılımla giriş yapıyor öykü. Uzayda, geminin dışında panel kapağını tamir etmeye çalışan Monte’yi izliyoruz. İçeriden gelen bebek sesi, onun yalnız olmadığını gösteriyor. Kamera yavaşça içeriye, sevimli bir kız çocuğuna kayıyor. Sanki dünyada evin damını onaran baba ve odadaki bebek gibidir. Buradan başlayarak, öykü geçmişe dönüşler yapıyor. ‘Solaris’ veya ‘2001 Uzay Macerası’ esintileri taşıyan, felsefi bir bilimkurgu ‘High Life’. ‘Yıldızlar Arası’nın hızlı temposunu kimse beklemesin.

Haberin Devamı

Dünyadan 250 ışık yılı daha uzakta olan bir uzay gemisinde, söz konusu insan ve tutkuları olunca fazla değişen bir şey olmuyor.