2015 tarihli “Neden Tarkovski Olamıyorum” adlı Murat Düzgünoğlu’nun yönettiği, başrolde Tansu Biçer’in oynadığı yerli yapım, günümüzde Tarkovski gibi film yapmanın zorluklarını anlatan ödüllü bir film oldu.
Kafasındaki hayalleri perdeye yansıtmak, kişisel sinema dilini yaratmak isteyen genç bir yönetmenin sıkıntılarını anlatıyordu. Gerçekten böyle kişisel film yapmak çabası, her dönem akıntıya karşı kürek çekmek kadar zor bir iş oldu. Yaşamında bin bir zorlukla mücadele ederek film çekmiş, Andrey Tarkovski’nin 3 başyapıtı; Solaris (1972), Stalker (1978) ve Ayna (1975) Başka Sinema çerçevesinde tekrar gösterime giriyor. Bu başyapıtları büyük perdede izlemek ayrı bir haz verecek.
Her filmi, Sovyet Komünist Parti ideallerine ters düştüğü savıyla engellenmek istendi, yasaklandı. 1969 Cannes Film Festivali’nde ödül alan ikinci filmi “Andrey Rublev” politik baskılar sonucu festivalin son günü sabaha karşı gösterilir ve yine de ödül kazanır. Ödül sonrası filmin gösterimine Rusya’da izin verilir. Bizde de Metin Erksan ve “Yılanların Öcü” aynı kaderi paylaşmıştı, hatırlayalım.
“Ayna” yönetmenin fazlasıyla otobiyografik bir filmidir, kırklı yaşlarda bir adamın çocukluğu, annesi ve savaş üzerine anılarını anlatır. Rusya’da yine yasaklanmak istenir. Tarkovski son iki filmini, Nostalgia (1983) ve Kurban (1986), İtalya’da Michaelangelo Antonioni ve İsveç’te İngmar Bergman’ın yardımlarıyla çeker.
Bu 3 film arasında en çok ilgimi çeken “Stalker-İz Sürücü”, kendisinden sonraki sinemacıları etkileyen distopik bir filmdir. “Bölge” adlı alana gitmeleri için insanlara rehberlik eden bir adamın hikâyesidir. “Bölge” kimilerine göre en derindeki hayallerinizin gerçek olduğu bir yer. Bazıları burasının bir uzay gemisi tarafından yaratıldığını, diğerleri göktaşı sonrası olduğunu düşünüyor. Kimse Bölge’nin gerçekten, nasıl ve neden orda olduğunu bilmemektedir. İnsanlar oraya gitmiş ve geri dönen olmamıştır. Filmin ana karakterleri Bölge’ye gitmeye çalışan üç adam. Birisi ‘İz Sürücü’ olarak bilinen rehber ve diğer ikisinden, biri filozof ve yazar, her şeyi analiz etmeye çalışıyor ve sürekli felsefi sohbetlere giriyor. Diğeri ise profesör, her zaman deneysel düşünmekte, her şeyin matematiksel ve fiziksel karşılıklarını aramaktadır. İz sürücü Bölge’ye bir ücret karşılığı insanları götürür. Kendisi de Bölge’ye tapıyor gibidir.
Oraya kutsal bir hizmet sunuyor gibidir ve inançlarını yaşattığı yerdir. Film, Bölge’ye olan yolculuktaki felsefi sohbetleri ve yolda neler yaşandığını anlatıyor. Tarkovski inançsız insanların arayışlarını, hep eleştirmiş bir yönetmen oldu.
Filmin arkasında ilginç bir hikâye var. Tarkovski filmin çoğunu çekti fakat yanlış filmleri kullandığının farkına vardı. Bütün görüntüleri yakmak zorunda kaldı. Pes etmedi, devam etme kararı aldı. Gitti ve bütün filmi en baştan çekti. İşin ilginç yönü, birçok oyuncu ve ekip üyesi filmin çekiminden sonra ya hastalandılar ya da öldüler. Filmi gerçekten terkedilmiş bir fabrikada çekiyorlardı ve tehlikeli kimyasallar ekibin kanser olmasına sebep oldu. Yönetmenin kendi de daha sonra kanserden öldü. Suyun içinde garip baloncuklar görmüşlerdi, daha sonra bu baloncukların fabrikadan çıkan kimyasal atıkları sebebi ile oluştuğu sonucuna varıldı.