Duygu ve düşünce kontrolü

1 Şubat 2021

Kendimize hâkim olmak istediğimiz zamanlar ne çok değil mi?

Aynı konulara, aynı insanlara kızmadan duramıyoruz. Ya da mutluluğa dönük olduğunu sandığımız düşüncelerimizi, endişe içinde kıvranırken kontrol edemiyoruz. Ya da bizi mutsuz edecek insanlara aşık olmamak için kendimize hakim olamıyoruz.

Bu kontrole sahip olmak için sadece bir reçete yok tabii, birden fazla bileşeni olan bu konuda en önemli başlangıç aşaması kişinin bilinçaltı kodlarını tanıması. Bizim kavramlara, insanlara, olaylara yüklediğimiz kodlar nelermiş? Bilinçaltı nerelerde ne kayıt tutmuş. Buna bakmalıyız ilk önce. Burada yolu yarılamış oluyoruz.

Biz sadece, bizi çok kızdıran komşumuzun negatif özelliklerine odaklanıp bunu defaten düşünerek kızgınlık sarmalında esir oluyoruz. Sürekli karşımızdaki kişinin yanlışlarını yargılayıp duruyoruz. Veya anlaşamadığımız patronumuzla uzlaşma yoluna gidemeyip kendimizi yiyoruz.

Bu negatif duygularda payımıza ne düşüyor, bunun yükünü sahibi ile paylaşıyor muyuz, neden bu özellikteki insanlara kızıyoruz veya ben ne yapsam

Yazının Devamı

Biz şifayız!

25 Ocak 2021

İleriye dönük zamanları işleyen bir filmden bir kare; çocuk odaya girer ve “Anne, baba ben büyüyünce şifacı olacağım” der!

Bu günler geldiğinde şok olmamamız için, hepimizin bunun doğuştan gelen, yetenek gerektiren bir özellik olmadığını bilmemiz, öğrenmemiz gerekiyor.

Varoluşumuz sevgi, şifa, zeka, yaratım gücü, sonsuzluk iken, bir türlü kendimizi bu özelliklere layık göremiyoruz.

Çok geriye gitmeye gerek yok, bizden iki kuşak öncesi büyükannelerimiz ve dedelerimiz insanın şifası ile doğduğunu bilir, kendilerine ve etraflarına iyilik dağıtırlardı.

Zamanla, bu insanın doğasında var olan özellik, yerini birçok olumsuz kodlamaya bıraktı ve yetersizlik duyguları içinde bizler bunu kullanmayı unuttuk.

Biz sevgiyiz, biz şifayız! Bu gerçeği tüm hücrelerimizin hatırlaması, kabul etmesi ve şifa titreşimine yükselmesi için bazı uyumlama yöntemlerini hayatlarına alan ve bu nimeti tekrar kullananlar ve dağıtanlar bugün azımsanmayacak sayıdadır. Ne mutlu!

Çoğu insan ise kendini bu konuda yetkin ve hatta uygulayıcı

Yazının Devamı

Peki aşk nerede?

18 Ocak 2021

Bu “Nerede” serileri sürer mi bilemiyorum, ama bu kez daha net bir cevap vereceğim buna eminim.

İsmini sarmaşık bitkisinden alan aşk kelimesini telaffuz etmek bile insana iyi gelmiyor mu? Oysa dünyaya akıl veren değerli üreticilerden aşkı dinlediğimizde pek içimiz açılmaz, değil mi?

Aşık, Ümit Yaşar Oğuzcan için ağır bir işçi, Platon içinse kördür. Shakespeare aşk adına baş kahramanını öldürmeye razıdır. Mevlâna ise başka bir aşkın peşindedir, yanmayana aşık demez.

Kimisi de aşka inanmaz, bu durumun limbik sistemin bir oyunu olduğunu savunur. Ve gülerek Feniletilamin (aşık insanda gözlenen kimyasal) azalınca görüşelim der.

İbn-i Sina son noktayı koyar bu hastalık haline, Aşık ile Maşuk'un tez kavuşması gerekir der. Veeee moralimiz düzelir.

Şimdi bütün mesele de bu ya! Bu söz konusu "maşuk" la nasıl buluşacağız.

Açıklıyorum; henüz bulamadıysak muhtemelen bir üst titreşim ve bir üst frekans katındadır.

Evren yasaları der ki; etrafındaki her şey sana göre hizalanır.

Yazının Devamı

Mutluluk nerede?

11 Ocak 2021

Mutluluk İçimizde? Bu harika cümle günlük hayatımızda hafif nüktedan bir şekilde anlaşılmış da olsa, aktaran sevgili Cem Yılmaz’ a selam göndererek ve yüzümüzde bir gülümseme ile başlayalım istedim bu haftaya.

Mutlu olmak için bazı ön şartlar ve ulaşmak gereken bazı seviyeler olduğunu zannediyoruz. Bu hafta eğitim gruplarımda zannetmenin üzerine çok konuşmuşken mutluluk konusunun zanlarına da atıf yapalım istedim.

“Evlilik teklifi alırsam, arabam olursa, o işe kabul edilirsem, evimi satarsam, kilo verirsem, o yoga kampına gidersem çok mutlu olacağım.”

Mutluluk hep bir durumu, duyguyu, teklifi, statüyü ve niyetlerin gerçekleşmesini takip eden bir hal bizler için. Bizden ayrı gibi sanki.

Ben + kabul olunmuş dilek = Mutluluk

Peşinden koşarken yıllar da geçse, mutluluğun ömrü koşula ulaşınca; 1 gün. Sonra başka kelebekler peşinde mutsuzca koşmaya devam.

Bunun yerine, “Mutluluk benim doğal halim, fabrika ayarım, varlığım, yaşıyor olma halim, nefesim, doğal hakkım, dileklerimi gerçekleştirme gücümde” desem de,

Yazının Devamı

Yetişemiyor musun?

4 Ocak 2021

YETİŞEMİYOR MUSUN?

Hayat akıp gidiyor. Sürekli bir şeylere yetişmek zorunda kalıyoruz. Günlük işler üstümüze geliyor, bazen kendimizi sıkışmış hissediyoruz. En sık söylediğimiz cümlelerden birisi de “Yetişemiyorum” oldu.

Herkesin yetişememe konusu farklı. Kimimiz para, kimimiz kazanç konusunda yetişemiyoruz. İhtiyaçlar artıyor, içinde olduğumuz süreçte kazanç miktarı değişmiş olabilir. Kazancı hayata denklemekte yetişmek zorlamış olabilir.

Kazancı artırmaya yönelik yeni bakış açısına ve inanç temizliğine ihtiyaç olabilir. Para ve kazancın arkasında fazlaca negatif inanç olabilir. Fark edip yeni inançlar besleyerek yer değiştirebilirsiniz. Örneğin “Çok çalışmadan para kazanılmaz” inancını “Yeterince çalışarak kazanabiliyorum” inancı ile yer değiştirebilirsiniz.

Kimimiz zamanı verimli kullanmakta zorlanıyor. İşerin günlük akışa yerleştirilmesi, akışı bozan sürprizlere hazırlıklı olmak için zamanla uyumlanmaya ihtiyacımız var. Zaman kendi rutininde akarken onu yakalamak için çok çaba sarf ediyoruz. Zamanı her anlamda kazanç sağlayan bir akış olarak düşünelim.

Oysa ki zamanla uyumlanarak onunla birlikte hareket edebiliriz. Zamanla uyumlanmak birçok anlamda tamamlama

Yazının Devamı

Yılbaşında zengin olmak

28 Aralık 2020

Yılbaşı ile ilgili fikrimiz genellikle zenginlikle eşleşir. Yılbaşı ve zenginlik deyince de ilk aklımıza gelen büyük ikramiye ile kurduğumuz hayaller. Yüzümüzü güldüren, içimizi ısıtan birçok hayallerin yanında da zihnimizin derinlerindeki “olmaz ki, bana çıkmaz ki” sesinin gölgesi ile beklenti halindeyiz.

Yılbaşı ikramiyesinin size ulaşması için ona inanmanızı, “Yılbaşı ikramiyesi bana çıkıyor.” “Yılbaşı ikramiyesinin bana çıkmasına niyet ediyorum.” cümlelerini kullanmanızı tavsiye ediyorum. Büyük ikramiyeler ona çok inananları sever ?

Parasal zenginlikle birlikte manevi birçok zenginliğe de kapı aralar her yeni yıl. Kendimizle ilgili yeni kararlar alırız. Yenilenmek isteriz. Yükleri bırakmak için girişimlerde bulunuruz. En çok da bağımlılıkları içimizden çıkartmak için kendimize söz veririz. Kendimize inandığımız, yüklerin, bağımlılıkların altındaki verimi ortaya çıkartmak istediğimiz yepyeni bir başlangıç fırsatıdır yılbaşı.

Niyetlerimizin bol olduğu, hayatımızı daha

Yazının Devamı

Yılbaşında Geleceği Tasarlamak

21 Aralık 2020

YILBAŞINDA GELECEĞİ TASARLAMAK

Her yeni yıla birçok hedefle giriyoruz. Büyük hayaller ve umutlar besliyor, planlar yapıyoruz. Sigarayı bırakıp kilo vermek, her sabah yürüyüş yapmak, spor yapmak, iş değiştirmek, evlenmek… Planların listesi uzuyor da uzuyor.

İdeal bir kimlik oluşturup onu gerçekleştirmek için yeni yılın enerjisinden faydalanmak istiyoruz. İyi bir fırsat gibi geliyor olmakla birlikte bir iki gün içinde idealize olmayan halimize geri dönüyoruz. Kendimize kızıyor, baştan başlamak için sonraki yıla kadar tüm planları askıya alıyoruz.

Yılbaşı, yeni yıl plan yapmak için verimli bir süreç olmakla birlikte her yeni senenin bizden beklediklerinin olduğunu da fark etmemiz gerekiyor. Her yıl kendi enerjileriyle gelir. Bazen sakin ve durağan bir enerjisi vardır ve yeni iş, bol kazanç planlarımızla uyuşmaz, boşuna emek harcamış olabiliriz. Bazen “Bu sene dinleneceğim” deriz yılın enerjisi çok aktiftir bizi harekete geçmek için zorlar.

Geleceği tasarlamak için isteklerimizi, planlarımızı belirleyelim ve yeni yılın enerjilerini de takip edelim. Enerjiyi doğru kullanarak planlanan hedeflere daha keyifle ulaşabiliriz. Gelecek varlığımızın devamını ifade edeceğimiz

Yazının Devamı

Bilinçaltının temizlenmesi

14 Aralık 2020

Bilinçaltı sürekli kayıtlayan, kayıtladıklarını sınıflandırıp biriktiren ve kendince vakti geldiğinde hayata aktaran bir mekanizmaya sahip. Kendine ait işletim sistemi var. Herhangi bir ayırımı olmaksızın kavramları, duyguları, sözleri duyma sıklığına göre tanır ve kayıtlar. Kayıtlarını hayata geçirme görevi var. Hepsi için bir zaman tayin eder ve gün yüzüne, yaşama aktarıverir.

Kayıtlamaya henüz cenin iken hatta spermle yumurtanın buluştuğu an başlar. Her şeyi kaydeder ve sıklıkla duyduklarını ya da yüksek perdeden aldığı her şeyi kodlamaya çevirebilir. Örneğin ailede bir para problemi yaşanıyorsa cenin para, gelecek, güven gibi kavramlarla ilgili konuşulan her şeyi duyar ve en sık duyduğunu benimser. Diyelim ki anne babaya “Ben sana kimseye güvenme demedim mi, bunların hepsi senin yüzünden oldu” cümlesini çok sık kullandı. Ceninin bilinçaltı “Kimseye güvenme” ve “Senin yüzünden” ayıtlarını benimsediyse güven sorunu yaşayabilir ve başkalarını suçlama eğilimi yüksek olabilir.

Düşük tehlikesi

Yazının Devamı