Partner ilişkileri yaşamımızı güzelleştirdiği gibi, oldukça sorun da üretebilir. Tercih edilen teklikler dışında yalnızlık insana mahsus değildir. Partner ilişkisinin sıcak, sevgi ve güven dolu duygularına hepimizin ihtiyacı var.
İlişkinin yolunda gitmesi yaşam neşemizi desteklediği gibi günlük akışı da keyifli hale getirir. Destek, huzur, güven, sevgi, saygı gibi kavramların iç içe olduğu ilişkinin herkesin hakkı olduğuna inanıyorum.
Yolunda gitmeyen partner ilişkileri için;
Sorunun ne olduğunu doğru tanımlamak için ilişkiye bir adım dışarıdan bakın. Bir başkasının ilişkisi gibi gözlemci olun ve sorunu tam tanımlayın.
Değişimi sadece karşıdan beklemek kimseye yarar sağlamadı. Kendinize saygı ile ilişkideki yerinizi belirleyin. Örneğin alanınız daralmış ya da diğerinin alanını işgal etmiş olabilirsiniz.
Dengeye gelmek için azı çoğaltmak, çoğu azaltmak gerekir. Bu hareketin yavaş ve düşünerek olması gerekiyor. Dengenin değişmesi farklı duyguları harekete geçirebilir. Dengenin huzuru ile hareket etmenizi öneririm.
Kendi içinize bakın ve ne isteyip ne
Yaşamın canlılığına her dönemde ve durumda ihtiyaç duyuyoruz. Uyurken bedenimiz canlılığını askıya alıyor gibi görünse de hareketli rüya aleminde canlılık devam ediyor. Her an yaşamın canlılığı ile besleniyoruz.
Olan, olmayan ve olamayanlar sebebiyle yaşama küsebiliyor, aramızda mesafelerin olmasını tercih edebiliyoruz. Oysa ki her ne olduysa aşmak, şifalanmak, onarabilmek için de ihtiyacımız olan tam olarak yaşamın canlılığı ve enerjisi.
Kendine ait bir ritimle, kendi dinamikliğinde akan yaşamın içinde kendimizi kozaya almak, küsüp bu akışa sırt çevirmek, ondan daha hızlı akmaya çalışmak, meydan okumak oldukça gereksiz enerji sarfiyatıdır.
Yaşamla birliktelik ilan edip uyum sağlayarak ihtiyacımız olan canlılıktan daha fazla beslenebiliriz. En kıymetli besin kaynaklarımızdan birisidir yaşam enerjisi ve canlılık. Yaşama kızıp, kırılıp kendimizi ondan mahrum bırakmak kendimize verebileceğimiz en büyük ceza olur.
Bugün yaşamı kucaklayın. Yaşamın canlılığı ve enerjisi her zaman sizinle, ondan faydalanmaya bakın. “Yaşamın keyifli, neşeli, canlı, şanslı tarafıyla bağ kuruyorum. Yaşamla bir
Ne büyülü ve sıcak bir kelime, kavuşmak. Candan cana insana, keyifle hayale, güvenle isteklere, bağlılıkla yaşama kavuşmanın içsel tatmini nice anlara bedel değil mi J
İnsan kendi içinde kavuşmak ister. Kendinden kendine, ruhundan bilinçaltına, duygularından düşüncelerine kavuşmak ister. Kendine kavuşan, kendisiyle buluşan dünyayla, varoluşla ve tüm zamanlarla buluşur.
Zihinle ruhun kavuşması, düşünce ile duygunun birleşmesi ve ifadenin zenginleşmesini getirir. Akıl ve kalbin birlikte hareket etmesi tüm enerji beden alanımızda akışkan, sistematik bir desen oluşturur. Hayat desenimizin bu birleşmeye ihtiyacı var.
“Kalbimle zihnim kavuşuyor, uyumla yaşama bağlanıyorum”
Ruh ile beden ayrı mıdır? Aslında birliktedir fakat ruhu hep başka bir kimlik gibi görmeye alıştık. Beden ruhun dünyadaki evidir. Ruh evinden taşınmaz, ayrılmaz. Beden onun için tüm yaşam boyunca en kıymetli mekandır. Şimdi ruh ile bedeni duygularımızda ve düşüncelerimizde birleştirme vakti geldi.
“Ruhum ve bedenim kavuşuyor, yaşam yolum neşeyle, bereketle açılıyor”
İçimde
Can’larım hepimize sağlıklı, mutlu, öz sevgili bir hafta diliyorum. Mübarek Ramazan ayı boyunca temizlik, arınma konularını düşündük ve uyguladık. Arınmak çoğu zaman dünya zevklerinden geçmek ve kendini tüm akışa kapatmak gibi algılanabiliyor bizim bahsini ettiğimiz arınma ise bizi aksine tüm Yaradan bilgisine ve sistem bilgisine açıyor. An’ da olmanın nimetlerine açık hale getiriyor. Şimdi bu payımıza düşeni alma düğmemizi açtı isek gelsin birliği hissedeceğimiz kavuşma günleri.
Kalp ile Zihnin Kavuşması ne tatlı bir harmonidir. Zihnimizin yani bilincimizin de, egonun telkinlerinden, kaygıların zorlamasından arındığımızı hissettirir. Kalbi zekada birleşmek ve her hareketimizin yöneticisi olan üstün zekaya teslim olmak ne güzeldir.
Kalp sesimiz, hani o içimizde bize sürekli “ah keşke dinleseydim” dedirten fısıltının sahibidir.
Zihnimiz ise bu hayattaki tecrübeler, istatistikler, mantık denklemleri, şartlanmalar, üzerinde hiç düşünmediğimiz doğru bildiğimiz inanışlar ve rahatını bozmak istemeyen egonun ve tabii ki
Enerjisel Arınma
Sizlerle 4 haftadır arınmanın her alandaki uygulanan yöntemlerini paylaşıyorum.
Bu hafta enrjisel arınmanın yine kolaylıkla uygulanabilir adımlarını sizlere aktaracağım. Önce enerji kavramını biraz açmak isterim.
Yaratılmış her şeyin özü olan atom, bir elementin en küçük parçacığıdır. İçinde pozitif ve negatif yüklü bileşenleri vardır. İnsan da evrenin en küçük parçacığıdır. Atomda olduğu gibi içinde pozitif ve negatif faktörler barındırır. Atom etki ve tepki esasını benimsemiştir. İnsanın içinde var olan pozitif ve negatif etkenler de etkilere karşılık tepkimelerle kendini ifade etmektedir.
İşte bu işleyişi hayatta tutan ve her şeyi görünmez bağlarla birbirine bağlayan bedenimizin enerji alanıdır.
Enerji alanımız da bedenimiz gibi sıklıkla, hatta daha sıklıkla belki, kirlenir.
İnsan bedeninin enerji katmanı, negatif veya pozitif enerjileri kendinde toplayıp, dönüştürmek ve geri vermek esasına göre kurgulanmıştır.
Bu sebeple kendi enerjimizi yönetmeyi öğrenene kadar aşağıda bahsedeceğimiz temizlik yöntemlerini uygulayabilirsiniz.
Çeşitli çevresel baskılara, ekonomik zorluklara, gıda verimsizliğine maruz kaldığımız, zamana ve geleceğe güvenmekte zorlandığımız bu süreçlerde yola devam edebilmek için arınmaya ihtiyacımız var. Arınma, adımları ve süreçleri olan, zamana yaygın detaylar bütünüdür.
Duygusal arınma ve fiziksel arınmayı ruhsal arınma takip eder. Ruhun arınmaya ihtiyacı yoktur. Ruh ile aramızdaki mesafenin, ona bakış açımızın, dünyada olmayı sevmek – sevmemek gibi duygudurum hallerimizin, anlam boşluklarının şifaya ve arınmaya ihtiyacı olabilir.
Ruhsal arınma için;
Ruhun bu dünyada bedenlenmek için bir amacı var. Hayat amacı olarak adlandırdığımız bedenlenmenin mayası olan bilgiye ulaşmanı yollarını bulalım. Soru sorarak ibadet, meditasyon gibi yöntemlerle cevap bulmaya niyet edebiliriz.
Dünyada olma sürecimizi en verimli ve keyifli şekilde devam edebilmesi için “Kendime, seçimlerime, dünyaya aidim” çalışması yapılabilir.
Ruh tüm yaşam süreci için mutlak şekilde desteklemek niyetindedir. Her adımda içses ve dışsal farklı
Arınmanın insanın tüm dinamiklerini barındırmasını tercih ederim. Kendi içinde adımları ve süreçleri olan arınmaya her açıdan ihtiyaç duyarız. Duygusal arınmayı takiben sıra bedensel arınmada.
BEDENSEL ARINMA RİTÜELLERİ
Suyun ruhuna saygı duyarak yıkanmak,
Bedenin ihtiyaçlarını doğru tespit etmek ve tamamlamak,
Fiziksel aktiviteye gerektiği kadar zaman ayırmak ve dengede kalmak,
Zihni sakinleştirmek için ibadet, meditasyon gibi derinlik sağlayan hallerde olabilmek,
Bedeni sevmek, ruhun evi olduğunu kabul etmek,
Enerji alanı temizliği için arada bir yıkanma sırasında sirke kullanmak,
Ne güzel bir kelime; arınma. Bırakmak, özgürleşmek, fazladan, yorandan ayrılmak gibi birçok eylemi barındırır. Bıraktığımızın yerine yenisini, fazlanın yerine dengeyi, yoranın yerine huzuru da alırız peşinden.
Arınmanın adımlarını takip etmek süreci keyifle tamamlamamıza yardımcı olacaktır. Her hafta farklı bir adımla arınmayı açıklamaya devam edeceğim.
Yük ve ağırlık veren, yoran duygularınızı tanımlayın. Duyguları doğru tanımlamak önemlidir. Örneğin alınganlık değersizlik duygusundan kaynaklanıyorsa her iki duygu da yüktür. Her şeye alınıyorsanız alınganlık tek başına büyük bir yüktür.
Tanımladığınız duyguları not edin. Bu duyguların ne zamandır sizinle olduğunu da bulun. Zamanı bulmak duygunun sizdeki yükünü de anlamanıza yardımcı olacaktır. Not aldığınız duygularla farklı zamanlarda tek tek vedalaşın. Bir duygu ile vedalaşana kadar devam edin sonra yeni duyguya geçin.
Duygudan vedalaşma için önerilen çalışma;
“Bana değersizlik veren, hissettiren her şeyi ve herkesi affediyorum, af diliyorum. Değersizlik hissini benimseyip hayatımın parçası yaptığım