Bülent AKARCALI (Eski Sağlık ve Turizm Bakanı)
13 şehidimiz var.
Katleden PKK.
Peki PKK’ya tetiği çektirenler kimler?
Teker teker, gerekçe ve kanıtlarıyla saymaya başlayayım.
Yunanistan
9 Aralık 1994 tarihli Agon gazetesinde Yunan İçişleri Müsteşarı Kulunis’in, PKK’yı Türkiye’ye karşı taşeron bir örgüt olarak kullandıklarını ve “başı böylesine büyük dertler içindeyken Türkiye ile boy ölçüşmemiz zor olmaz” beyanatını veriyor.
Kostas Karamanlis, (1989-1997 Selanik Milletvekili, 1997 Yeni Demokrasi Parti Genel Başkanı 2004-2009 Başbakan) verdiği resmi beyanat, “Bugünkü gücümüzle; Türkleri savaşarak yenmemizin imkanı yok. Mücadelemizi her çareye başvurarak sürdüreceğiz. Türklerin yaralarını kaşıyıp kanatacağız.”
Oysa iki ülke arasında belirgin bir gerginlik yok ama adamın kafasında Türklerle savaşmak saplantısı var ve bu adam iyi eğitimli ve iyi bir aileden geliyor. Bir de böyle olmayanları düşünün.
1999’da Alman güvenlik güçlerinin, Atina yakınlarındaki Lavrion Mülteci Kampı’nda (herhalde Kürt kökenli) küçük çocuklara, “Türkiye’yi bölmelerini” öğütleyen eğitim verildiğini tespit eden video çekimlerine sahip olduklarını öğreniyoruz. Tabii PKK’ya direkt destek vermedilerse de her yaptıklarına göz yuman Alman dostlarımızın bu videoları bize de göstermelerini beklemek saflık olurdu!
Bu cinayetlerin baş suçlusu Abdullah Öcalan ifadesinde “Yunanistan ile ilişkimiz 1988 yılında başladı. Tanesi 18 bin dolara satılan Stella füzelerini Yunanistan’ın finansmanıyla aldık” diyor.
Yunanistan’ın PKK ile Hükümet düzeyinde ilişkisinin kanıtını bizzat Yunanistan kendisi verdi. Terör elebaşının, Atina’nın korumasına rağmen, tutuklanması üzerine Yunan Dışişleri Bakanı Teodoros Dangalos, Kamu Düzeni Bakanı Filipos Peçalnikos, İçişleri Bakanı Alekos Papadopulos, kabineden kovuldular? Yunanistan Gizli Servis Başkanı Stavrakis görevinden alındı.
Tek suçları terör elebaşının Türkler tarafından tutuklanmasına fırsat vermiş olmalarıydı. Yunan Meclisinde en fiyakalı iş Suriye Bekaa Vadisi’ne gidip terör elebaşı ile görüşüp resim çektirmek oluyordu. Bütün bunlar olurken Türk diplomatlarını şehit eden 17 Kasım örgütü, PASOK partisinin bir kanadının desteğiyle PKK ile yoğun iş birliğine girişiyordu.
Kıbrıs Rum Kesimi
Yunanistan bunları yapar da onlar boş durur mu? 1990’lı yıllarda emekli bir Yunan generalinin başında bulunduğu “Demokratik Türk Halkını Savunma Komitesi” Anadolu’da Kürdistan Halk, Pontus Rum, Türkiye Komünist Halk Cumhuriyetlerini kurma faaliyetleriyle PKK ile iç içe yaşıyordu. Rum kesiminden kalkan feribotlar Suriye’nin Lazkiye limanına PKK’ya verilmek üzere Amerikan sigaraları, silah ve cephane taşıyordu.
Hollanda, Almanya Belçika, İtalya
PKK eğitim kamplarına desteklerini aralarında iş bölümüne giderek veriyorlar ve Almanya’daki kamplarda gençlere “temel eğitim”, Belçika ve Hollanda’daki kamplarda maket vs. ile “silah eğitimi” de yapılmasına göz yumuyorlardı.
Daha sonra Belçika bir adım ileriye gitti ve yargı verdiği bir kararla PKK’yı terör örgütü olarak tanımayı reddetti.
PKK, Almanya’daki Kürt aile ve iş insanlarını, örgüte bağışa zorlar, kamplarına çocuklarını göndermeyen aileleri tehdit ederken uçan kuştan ve sinekten haberi olan Alman polisi kör-sağır ve dilsiz rolüne soyunuyordu!
İtalya’ya sığınan terör elebaşını solcu Hükümet ve onun Başbakanı himayesine alıyordu.
Fransa
Avrupa Parlamentosu, PKK ile haşır neşir oluyor ve çeşitli komisyonları aracılığıyla yarattıkları bahanelerle PKK temsilcileriyle yakın ve sıcak ilişki kurmada yarışıyordu. Ve Hafız Esad Suriye’sinden sonra PKK’ya en güçlü ve sürekli, maddi, manevi ve istihbarat dahil, yabancı lejyonlarında sağladıkları askeri destekleri (gazeteleriyle, dergileriyle, filozof geçinenleriyle, TV programlarıyla, diplomatlarıyla, parlamentosuyla, devlet başkanları ve onların eşleriyle) vermiş ve halen vermekte olan Fransa saçından ayak tırnağına kadar 13 cinayetten sorumludur, tüm diğerleri Fransa’dan sonra gelir.
ABD
PKK terör örgütünü en iyi tanıyan, en ayrıntılı bilgiler sahip, bu örgüt ile FETÖ bağlantısından haberdar, PKK’nın Amerikan sigara şirketleri tarafından sigara kaçakçılığı ile nasıl beslendiğini bilen ama Almanya gibi üç maymunları oynayan (görmedim, duymadım, söylemedim) stratejik ortak ve müttefikimiz!
Amerikan Senatosunun bir Soruşturma Komisyonuna ifade veren üst düzey bir yetkili ile internette hala videosu olan bir konuşma:
Komisyon Başkanı: YPG ve PYD örgütleri PKK bağlantılı mıdır?
Cevap: Evet efendim
Komisyon Başkanı: PKK bir terör örgütü müdür?
Cevap: Evet efendim ve Türkler bundan çok rahatsızdır.
Dışişleri Bakanı Blinken’ın taziye mesajında kullandığı sorumlu kelimesi son derece iticidir. PKK bu cinayetlerin bizzat suçlusu, ama ABD dahil olmak üzere yukarıda saydığım devletler esas sorumlusudurlar. O tetiği çeken kalleş eller ne ABD’den ne de herhangi bir AB ülkesinden kendilerine en ufak zarar gelemeyeceğini bildikleri için bu cinayetleri işledi. Afrika’da eski bir Fransız sömürgesi olan herhangi bir ülkenin bir mağarasında 13 Fransız cesedi veya Suriye’de 13 Amerikalı cesedi bulunsaydı kıyameti koparırlardı.
Hayır Sayın Blinken, ülkeniz baş sorumlulardan biridir, suçlu ise PKK’dır. Ama sorumlu olan siz, sorumluluğunuzu kabul etmediğiniz ve hatta örtmeye çalıştığınız sürece ve PKK’nın suçlu olduğunu kabullenip buna göre hareket etmedikçe, siz bu cinayetlere azmettiren durumundan kurtulamazsınız.
Suriye
Elbet hiçbiri Suriye kadar pervasız değildi.
Ama Suriye zaten “terörist devletler” listesinde olduğu için onun PKK ile ilişkisinde hayret edecek bir şey yoktu.
Bülent AKARCALI (Eski Sağlık ve Turizm Bakanı)