Jiang Xuebin- Birkaç gün önce ABD bir kararnameyle sözde “karşılıklı tarifeleri” uygulayarak küresel çapta bir ticaret savaşı başlatmış ve uluslararası toplumda büyük tepkilere sebep olmuştur. Çin ve diğer tarafların baskılarıyla ABD bazı ticaret ortaklarına yönelik “karşılıklı tarifeleri” bir süreliğine erteleyeceğini ve bazı ürünler için muafiyet uygulayacağını duyurmuştur. Ancak 13 Nisan’da ABD yine ağzını değiştirmiş, sözkonusu muafiyetlerin sadece geçici olduğunu belirterek geri adım atmış, “yarı iletken tarifesi” uygulayacağı tehdidinde bulunmuş ve hiçbir ülkenin ABD’nin kapsamlı tarifelerinden “kaçamayacağını” ifade etmiştir. ABD’nin kendi çıkarları için ticari şantaj yaptığı özü bir kez daha açıkça gözler önüne serilmiştir.
ABD tarafı, “karşılıklılık” kisvesi altında korumacılık, tek taraflılık ve ekonomik zorbalık uygulayarak, kendi iç sorunlarını çözmek bir yana, çok taraflı ticaret sistemine ciddi darbe vurmakta, uluslararası ekonomik ve ticari düzeni ciddi şekilde bozmakta, işletmelerin normal üretim ve işletme faaliyetlerini ve halkın yaşamı ve tüketimini ciddi şekilde etkilemektedir. Bu yaklaşım başkalarına zarar verdiği gibi kendisine de fayda sağlamamaktadır. Dünya Bankası ve OECD, ABD ekonomisi de dahil küresel ekonomi için 2025 yılı büyüme tahminini aşağı yönlü revize etmiştir. Yale Üniversitesi Bütçe Laboratuvarı’nın tahminlerine göre, ABD’nin getirdiği ek gümrük vergisi ortalama bir Amerikan hanesinin harcanabilir gelirini yılda yaklaşık 4.200 dolar azaltacak ve ABD’li şirketlere de 433 milyar dolarlık ek maliyet getirecektir. ABD’nin finans piyasasında ardı ardına düşüş yaşanırken, Goldman Sachs önümüzdeki 12 ay içinde ABD’nin resesyona girme olasılığını %20’den %35’e çıkarmıştır.
Çin tarafının tutumu her zaman tutarlı ve nettir, tarife savaşının kazananı yoktur. Çin böyle bir savaşa girmek istemez, ancak gerekirse mücadele etmekten de çekinmeyecektir. ABD’nin 2017’de Çin’e karşı bir ticaret savaşı başlatmasından bu yana, ABD ne kadar sabotaj ve baskı yaparsa yapsın, Çin gelişme ve ilerlemeyi sürdürerek güçlü bir dayanıklılık göstermiştir. Halihazırda Çin ekonomisi istikrarlı bir şekilde büyümekte, ekonomik dolaşım sürekli olarak gelişmekte, bilim ve teknoloji kalkınmaya devamlı ivme kazandırmaktadır. 2025 yılının ilk çeyreğinde Çin’in GSYİH’si %6 oranında büyüme kaydetmiştir. Çin’in sermaye piyasasına olumlu bakan OECD gibi uluslararası kuruluşlar ve Wall Street’te konumlanan birçok finans kuruluşu art arda Çin ekonomisine yönelik büyüme tahminlerini yukarı yönlü rezive etmiş ve ABD’nin “belirsizliklere” karşı Çin’in sunduğu “netlikleri” güvenli bir liman olarak değerlendirmektedir.
Sorumlu bir ülke olarak Çin, ABD’nin zorbalığına karşı sadece kendi meşru hak ve çıkarlarını korumak için değil, aynı zamanda uluslararası kural ve düzeni korumak, uluslararası adalet ve hakkaniyet ve tüm ülkelerin ortak çıkarlarını savunmak için karşı tedbirler almaktadır. Çin tarafı, ABD’ye azami baskı uygulamaktan vazgeçmesi, haksız “karşılıklı tarifeleri” tamamen kaldırması ve karşılıklı saygı temelinde anlaşmazlıkları eşit diyalog yoluyla çözme şeklindeki doğru yola geri dönmesi çağrısında bulunmaktadır. Çin, adil ve serbest bir ticaret ortamını birlikte korumak ve daha açık, kapsayıcı ve evrensel faydalı bir yeni uluslararası ekonomik düzen ve küresel yönetişim sisteminin inşasını teşvik etmek üzere Türkiye da dâhil olmak üzere “Küresel Güney” v.s.lerle birlikte iletişimi ve koordinasyonu güçlendirmeye hazırdır.