Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bilgay Duman - Suriye’de son dönemde muhaliflerin, Halep ve diğer bazı illerde rejim güçlerine karşı ilerleme sağlaması, ülkedeki denklemi yeniden şekillendirdi. Bu güçlerin Halep, İdlib, Hama ve Humus’u kontrol edip Şam’a ilerlemesi, Esad rejiminin gücünü ciddi anlamda zayıflattı. Muhaliflerin ilerleyişinin, İsrail ve ABD desteğiyle gerçekleştiğine yönelik “garip’ iddialar bulunsa da aylardır muhaliflerin Halep operasyonuna hazırlandığı biliniyor. Ancak muhaliflerin bu hamlesinin, İsrail’in elini rahatlattığı da bir gerçek. 

Haberin Devamı

Burada, geçtiğimiz günlerde Özay Şendir’in köşe yazısında dikkati çektiği konu daha da önemli hale geliyor. Şendir, “İsrail’in her an Irak’ı vurabileceğine” dair bir yazı kaleme aldı. Son derece gerçekçi bir yaklaşım olduğunu düşünmekle birlikte, böyle bir ortamda İsrail’in Irak’a yönelik bir saldırısının, Ortadoğu’daki güç dengelerini daha da karmaşıklaştıracağını düşünüyorum. Zira İsrail, 7 Ekim sonrası “ahtapotun (İran) başını” hedef almadan “kollarını (İran’ın bölgedeki uzantıları)” tam olarak koparma çabası içerisinde. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da, 7 cephede savaştıklarını açıklarken bunu kastediyordu. 

Geniş etki yaratır 

İsrail öncelikle yakın sınırlarında İran’ın varlığını törpülemeye çalışırken, sonraki aşamada ön cepheyi İran’a yakın bir noktaya taşıyabilir. İşte burada da ilk hedef Irak olacak gibi görünüyor. Son günlerde İsrail’in Irak’a yönelik tehditlerini açıkça dile getirmesi, bu gerilimin yeni bir boyut kazandığını gösteriyor. 

İsrail’e ait insansız hava araçlarının Süleymaniye üzerinde uçuşlar gerçekleştirmesi, Bağdat’ı alarma geçirdi. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İsrail’in Irak’ı sahte bahanelerle tehdit ettiğini ve ülkesinin topraklarını bir saldırı noktası olarak kullandırmayacağını belirtti. Aynı zamanda, Suriye’de artan şiddet olayları nedeniyle Irak’ın tüm sınırlarını kapatma kararı alması, bölgenin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koydu. İsrail’in bu tür hamleleri, Irak’ı hem iç hem de dış politikada daha sert kararlar almaya itebilir, Türkiye’nin sınır güvenliğinden Lübnan’daki Hizbullah’ın rolüne kadar geniş bir yelpazede etkiler doğurabilir. 

Haberin Devamı

İsrail’in muhtemel saldırısı, İran’a karşı da dolaylı bir hamle niteliği taşıyacak. Tahran, Irak’ı kendi nüfuz alanında görüyor ve burada güçlü etkiye sahip. Haşdi Şaabi bünyesindeki Şii milis gruplar, İran’ın bölgedeki stratejik varlığının önemli bir unsuru. İsrail bu gruplara saldırırsa, İran, özellikle bölgedeki vekil güçleri aracılığıyla sert bir yanıt verebilir. Örneğin, 2019’da Irak’taki Haşdi Şaabi üslerine düzenlenen saldırılar sonrası, İran destekli milisler, İsrail hedeflerine yönelik tehditlerini artırmıştı. 

İç savaş ihtimali 

Öte yandan IKBY’nin, İsrail’in yanı sıra Batı ile kurduğu diplomatik ve ekonomik ilişkiler yüzünden Bağdat yönetimi ve komşu ülkelerle gerilimler yaşıyor. İsrail’in Süleymaniye üzerinde gerçekleştirdiği İHA uçuşları, IKBY’nin güvenlik ve egemenlik kaygılarını artırıyor. Zira İran-İsrail gerilimi, IKBY içerisinde, KDP ve KYB arasındaki rekabete yansımış durumda. İsrail’e alan açtığı bahanesiyle, İran’ın KDP denetimindeki bölgelere düzenlediği saldırılar halen akıllarda. Bu, IKBY’nin Bağdat’la ilişkilerini daha da karmaşıklaştıracağı gibi, KDP - KYB rekabetini de başka bir boyuta taşıyabilir. 

Haberin Devamı

Irak, 2003’teki ABD işgalinin ardından derin kaosa sürüklendi. DAEŞ’in yükselişi ve ardından gelen yıkım, ülkenin toparlanma çabalarını daha da zorlaştırdı. Bugün hâlâ iç siyasi istikrarını sağlamaya çalışan Irak, etnik ve mezhepsel gerilimlerin gölgesinde yaşamayıyor. İsrail’in Irak’a yönelik bir saldırısı bu kırılgan yapıyı bozabilir, mezhepsel fay hatları tekrar harekete geçebilir, Şii ve Sünni gruplar arasında çatışmalar yaşanabilir. 

Türkiye açısından ise, İsrail’in Irak’a olası saldırısı, sınır güvenliği ve bölgesel istikrar açısından ciddi sonuçlar doğurabilir. Türkiye’nin, uzun yıllardır sürdürdüğü, özellikle Suriye ve Irak’ta yürüttüğü sınır ötesi harekatlar ile büyük aşama kaydettiği terörle mücadelede yeni adımlar atması gerekebilir. Zira son dönemde İsrail ve terör örgütü PKK ve ilişkili yapılar arasında bir iş birliği olduğunu gösterecek emareler var. 

Donald Trump başkanlığındaki yeni ABD yönetiminin İsrail ve Kürt politikaları da dikkate alındığında, Türkiye açısından yeni bir sürecin başlayacağını söylemek yanlış olmaz. Bu noktada Irak’ta teröre karşı kilitlerin tek tek kapanmasının yanı sıra, Tel Rıfat ve Mümbiç de muhaliflerve baskı altındayken, Suriye’nin kuzeyinde de daha önce atılmak istenen ancak zamanlama itibariyle atılamayan Fırat’ın doğusu gibi adımların atılması, Türkiye’nin güvenliği ve terörle mücadele açısından kritik olacak.