1960’lı yılların ortalarından itibaren Türkiye fikir hayatına, Türkiye soluna ve siyaset hayatına çok önemli katkıları olan İsmail Cem’i kaybedeli 9 yıl oldu. Her yıl olduğu gibi onu yine özlemle ve saygıyla anıyoruz.
İsmail Cem, gazeteci olarak başlayan kariyerini, yazar, araştırmacı, yönetici, politikacı ve bakan olarak sürdürmüştü. Bulunduğu bütün görevlerde yenilikçi ve başarılı çalışmalarıyla tanınmıştı. Genç yaşta üstlendiği TRT Genel Müdürlüğü görevi sırasında televizyon yayıncılığında yaptığı yenilikler devrim niteliğinde idi. Dışişleri Bakanlığı’nda ve halef-selef olduğumuz Kültür Bakanlığı’nda da çok önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Başta Yunanistan olmak üzere komşu ülkelerle barış içerisinde bir arada yaşamaya yönelik tutumu ve AB sürecine yaptığı katkılar çok önemliydi. Birlikte görev yaptığımız Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) Sosyalist Grup Başkanlığı da yapmıştı.
İsmail Cem Türkiye’de demokratik siyasetin ve solun gelişmesine ve doğru anlaşılmasına da büyük katkıda bulundu. Genç yaşlarında yayımladığı, “Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi” adlı kaynak kitap başta olmak üzere, “Geçiş Dönemi Türkiyesi”, “Türkiye’de Sosyal Demokrasi; Engeller ve Çözümler”, “Sosyal Demokrasi ya da Demokratik Sosyalizm Nedir, Ne Değildir? Ve Uygulanabilirliği”, “21. Yüzyılda Türkiye”, “Yeni Sol, Soldaki Arayış” gibi kitapları ufuk açıcı kitaplardı. Bu kitaplar solun, sosyal demokrasinin anlaşılmasına büyük katkı sağladı.
Sosyal Demokrasi Demokratik Sosyalizm
İsmail Cem’in özellikle ilk baskısı 1984’te yapılan “Sosyal Demokrasi ya da Demokratik Sosyalizm Nedir Ne Değildir?” kitabı ülkemizde bugün bile hala tartışma konusu olan bu kavramlara açıklık getirdiği için çok önemlidir. Çünkü bu kitapta Cem, sosyal demokrasinin dünyada ortaya çıkışını, temel tercihlerini, dayandığı sınıfları, evrimini ve işlevini ayrıntılı biçimde irdeliyor. Sonra da sosyal demokrasinin Türkiye’deki olmazlığına ilişkin ileri sürülen görüşleri ve “olmalı”nın gerekçeleri ile “olabilirliği”ni tartışıyor.
Bu üç yaklaşımı ayrıntılı olarak ele aldıktan sonra vardığı sonucu şöyle özetliyor: “Türkiye’deki koşullar elverişsiz diye, demokratik alışkanlıklar yerleşmedi, çalışanlar kitlesinin kimliği oluşmadı, merkantalizm aşılmadı, sermaye sınıfı yeterince demokrat olamadı, sanayi gelişmedi diye, sosyal demokrasiden vazgeçilecek değildir. Bilakis, bütün bu gerilikleri ortadan kaldıracak bir sürecin başlaması için sosyal demokrasinin hızla gündeme getirilmesi gerekir. Başka bir deyişle sorun, önce şartların olgunlaşmasını bekleyip sonra sosyal demokrat hareketin başlaması değildir; sosyal demokrat hareketin başlayarak, onun girişimleri ve katkısı ile şartların değişmesidir.”
Cem kitabın bir yerinde “Partisi yoksa sosyal demokrasi de yoktur” diyerek partinin olmazsa olmazlığının altını çiziyor. O nedenle de sosyal demokrat bir partinin inşasına katkıda bulunmak için aktif parti siyasetine katılmaya karar veriyor ve HP-SODEP birleşmesinde SHP’ye katılıyor. Ben de aynı şekilde Türkiye’de aktif siyasete SHP’nin kuruluşunda katılmıştım. O günden sonra da zaman zaman ayrı partilerde olsak da her zaman görüş alışverişinde bulunduk, diyaloğumuz hiç kesilmedi.
SHP ile aktif siyaset
İsmail Cem de kendisini SHP’de aktif siyasete davet eden Aydın Güven Gürkan gibi siyasette yeniliği savunan bir anlayışı temsil ediyordu. Partide yenileşmenin “sosyal demokrasinin evrensel doğrularının ve Türkiye gerçeklerinin ışığında” olmasını savunuyordu. Bulunduğu, sorumluluk aldığı tüm partilerde bu doğrultuda uğraş verdi. Çünkü onun çok önemli bir tespiti de “ideoloji yoksa sosyal demokrat parti de yoktur” şeklindeydi.
1991 seçimlerinde SHP’nin önemli oy kaybına uğraması üzerine, SHP’nin ideolojik yenilenmesini savunduğu tartışma metninde, “devlet partisinden toplum partisine geçişi” öneriyordu. “Her türlü slogancı, kestirmeci ve şabloncu düşüncelerden uzak bir anlayışla, tek parti seçkinciliğini, buyrukçuluğunu terk ederek, geleceğin partisi niteliğiyle, Türkiye’nin yeniden inşasından sorumlu, değişimin partisi olmalıyız” diyordu. “Geçmişin değil, geleceğin partisi olmalıyız” diyen Cem, SHP’nin daha az “uyumun” daha çok “değişimin” partisi olması gerektiğini ve de “sosyal demokrat kimliğin öne çıkarılmasını” savunuyordu.
İsmail Cem 1992’de CHP yeniden açıldığında CHP’ye katıldı ve orada da mevcut siyaset ve parti anlayışının yenileşmesini savundu. Deniz Baykal’ın da imzası olan “Yeni Sol, Solda Arayış” kitabındaki sol, sosyal demokrat siyaset ve örgüt anlayışı için uğraş verdi. Bunun olmadığını görünce CHP’den ayrıldı. Ecevit’in daveti üzerine DSP’ye katıldı.
Cem, SHP-CHP birleşmesinden sonraki CHP’de de, 1999’da saflarına katıldığı DSP’de de sol değerleri ve bu değerlere dayalı yenileşmenin kaçınılmazlığı üzerinde durdu. Bu yönde yol gösterici oldu. Sonra YTP’yi kurdu, yollarımız orada da kesişmişti. Düşlediği parti yapısını orada da gerçekleştiremedi. O, her zaman her partide hep sosyal demokrat değerlere bağlı yenilenmeyi ve demokratik değişimi savundu. Hasta yatağında bile biz ziyaretçi dostlarına bu fikirlerinden söz etti. İyileşerek CHP’ye yeniden katkıda bulunacağını söyledi. Hayallerini son anına kadar canlı tuttu.
Ve “Veda” şiiriyle, “Ben elimden geleni yaptım / Gerisini siz tamamlayın” diyerek bu dünyaya veda etti. Hatırası gibi, fikirleri, düşünceleri, hayalleri biz yol arkadaşlarında ve sevenlerinde yaşamaya devam edecek. Onu unutmayacağız.
Ercan Karakaş
1945’te Çanakkale’de doğdu. İstanbul’da başladığı yükseköğrenimini Almanya’da makine yüksek mühendisi olarak tamamladı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nde (SPD) 10 yıl boyunca çeşitli kademelerde çalıştı. Türkiye’ye döndükten sonra, 1985’te SODEP-HP birleşmesi sırasında İstanbul’da SHP’ye katıldı ve İstanbul İl Başkanlığı görevine seçildi. Daha sonra SHP’de Parti Meclisi, MYK üyeliği ve Genel Sekreter Yardımcılığı yaptı. SHP-CHP birleşmesinden sonraki dönemde CHP Parti Meclisi üyeliği görevinde bulundu. 1991’de İstanbul Milletvekili seçildi. 50. Hükümet’te Kültür Bakanlığı yaptı. 1995 seçimlerinde İstanbul 3. Bölge’den ikinci kez milletvekili seçildi. 19. ve 20. dönemde TBMM-Dışişleri Komisyonu Üyeliği yaptı. SODEV Onursal Başkanlığı görevini yürüten Karakaş geçen haftaki kurultaya kadar CHP PM üyesiydi.