Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

SAFA TEKELİ- Orta Doğu’nun zengin petrol kaynakları, 98 yıl önce Türk devletini, Musul mu yoksa genç Cumhuriyet’in geleceği mi konusunda karşı karşıya getiren Şeyh Sait ayaklanmasıyla başa çıkmak zorunda bırakmıştı. Kürt devleti kurmak amacıyla başlatılan ve 15 Nisan 1925’de bastırılan ayaklanmanın hedefinde Lozan vardı. Değerli meslektaşım Özay Şendir’in 5 Nisan 2023’te Milliyet’te yazdığı “PKK bu yıl Lozan’ı yıkacakmış” başlıklı yazısı, 98 yıl önceki Şeyh Sait ayaklanmasını akla getirdi. Şendir, yazısında “Terör örgütü PKK, Süleymaniye’de, ‘Lozan’ın Yüzüncü Yılında Lozan’ı Yeneceğiz’ başlıklı bir etkinlik düzenlemeye hazırlanıyormuş” diyordu. 24 Temmuz’da 100’üncü yılına girecek Lozan Barış Antlaşması, imzalanmasından birkaç ay sonra çıkarılan ayaklanmalarla âdeta hedefe konulmuştu.

Haberin Devamı

Bir ayaklanma ve Lozan

Zengin petrol kaynaklarının üzerine oturan emperyalist devletler, çeşitli zamanlarda Doğu illerinde ayaklanmaların baş göstermesinde roller üstlenir. Musul konusu, Türkiye ile İngiltere arasında 19 Mayıs 1924’te başlayan “Haliç Konferansı’nda ele alınır. Türkiye, Musul’daki haklarına ilişkin tezini savunurken, İngiltere, “Nasturi sorunu”nu ortaya atar Hakkâri’yi de ister ve 6 Ağustos 1924’te Milletler Cemiyeti’ne başvurarak Musul sorununu gündeme taşır. Nasturi ayaklanması da bu başvurudan bir gün sonra 7 Ağustos 1924’te başlar. Hakkâri Valisi Halil Rıfat Bey’i tutsak eden Nasturiler, jandarma komutanını öldürür. Misyoner kılığındaki İngiliz subaylarının Nasturileri ayaklanmaya hazırladıkları anlaşılır. Ayaklanma 28 Eylül 1924’te bastırılır.

Şeyh Sait ayaklanıyor

Şeyh Sait, Ağustos 1924’te Erzurum’da yapılan toplantıda “Kürt İstiklal Cemiyeti” başkanlığına seçilir. Ayaklanma tarihi (Nevruz günü de olan) 21 Mart 1925 olarak belirlenir. Ayaklanmayı destekleyen Kürt Teali Cemiyeti (Kürt Yükselme Derneği) Başkanı Seyit Abdülkadir “dinsel görüntü” verilmesini ister; Şeyh Sait’in oğlu Ali Rıza’ya “Mustafa Kemal aleyhine yazılmış bildiriler” de verir. Belirlenen tarihten önce çıkarılan ayaklanmada, Şeyh Sait 300 atlıyla kardeşi Abdurrahim’in, Genç (Bingöl) ilinin Ergani ilçesine bağlı Eğil bucağının Piran köyündeki evinde olduğu sırada; Jandarma Birliği, birkaç eşkıyanın teslim edilmesini ister. Şeyh Sait ve Şeyh Abdurrahim, bu kişileri teslim etmez. Jandarma teğmenleri Mustafa ve Hasan Hüsnü’nün ısrarı üzerine, Şeyh Abdurrahim, adamlarına ateş açtırır ve iki teğmeni tutsak alır. 13 Şubat 1925 günü bu olayla başlayan ayaklanma kısa sürede büyür. Hükümet 21 Şubat’ta Doğu illerinde sıkıyönetim ilan eder. Başbakan Fethi (Okyar) 3 Mart’ta istifa eder ve İsmet Paşa (İnönü) tarafından kurulan yeni hükümet tarafından Takriri Sükûn Kanunu çıkarılır. Ayaklanmacılar, kuşattıkları Diyarbakır’dan, kentteki direniş karşısında çekilmek zorunda kalır. 26 Mart’ta harekât başlatan ordu güçleri, 15 Nisan’da Şeyh Sait’i yakalar. Ayaklanma mayıs ayında bastırılır. Şark İstiklal Mahkemesi’nce 28 Haziran 1925’te idamla cezalandırılan Şeyh Sait ve 46 adamının cezası bir gün sonra infaz edilir.

Haberin Devamı

Amaç Kürt devletiydi

Haberin Devamı

İngiliz gizli belgelerine göre, yurt dışına kaçan Şeyh Sait’in oğlu Ali Rıza, bağımsız bir Kürt devleti kurulması için İngiltere’ye gitmek amacıyla İngiltere’nin Tebriz’deki Başkonsolosluğuna başvurur. Fransız Yüksek Komiserliği raporunda da “Şeyh Sait, İngiliz mandası altında bir Kürt devleti kurmayı amaçlayan İstanbul Kürt Komitesi’ne bağlı olarak çalışmaktadır. Şeyh Sait ayaklanmasının bastırılmasından sonra da kışkırtıcılar boş durmaz. Hemen ardından Reçkotan ve Roman ayaklanmaları baş gösterir. 1925’te Sason ayaklanması, 16 Mayıs 1926 günü de 1. Ağrı Ayaklanması çıkar. İşte bu ortamda Musul konusunda 5 Haziran 1926’da bir anlaşmaya varılır. Buna göre Türkiye, Musul petrollerinin gelirinden 25 yıl süreyle yüzde 10 pay almayı kabul ederek, haklarından vazgeçer.