YERKEBULAN SAPİYEV- (Kazakistan Cumhuriyeti Olağanüstü ve Tam Yetkili Ankara Büyükelçisi) 16 Aralık 1991 tarihi, Kazakistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlık günüdür. Tarihi sürece bakıldığında Kazak tarihinde Aralık ayı (Jeltoksan) önemli kırılma noktalarına tanıklık etmiştir. 5-12 Aralık 1917’de Orınbor’da Kazak Alaş Orda hükümeti kurulmuştur. 16 Aralık 1986 tarihi ise Kazak gençlerin bağımsızlık mücadelesinin simgesel günüdür.
16 Aralık, yüzyıllar boyunca uygulanan zulüm ve baskılara rağmen, Kazak ulusunun ruhundaki hürriyet ve bağımsızlık ateşinin hiçbir zaman söndürülemediğini gösteren açık bir kanıttır. Yakılan bu bağımsızlık ateşinin ve bugünkü bağımsız Kazakistan Cumhuriyeti’nin sadece Kazakların değil, tüm Türk yünyasının önemli bir kazanımı olarak günümüze yansımıştır.
Tokayev’in politikaları
Kazakistan devlet yaşamında çok uzun sayılmayacak bu süre zarfında önemli başarılara imza atmıştır. Kazakistan’ın süregelen çok yönlü dış politikası dünyaya açılmasını sağlamakta ve doğrudan dış yatırım desteğini artırmaktadır. AGİT dönem başkanlığını ve İslam İşbirliği Teşkilatı/nın dönem başkanlığını üstlenmiş olması bu dengenin bir yansımasıdır. Ayrıca ülke içerisinde farklılıkları ve farklı kimlikleri bir arada yaşatabilmesi ekonominin itici güçlerinden biridir. Bağımsızlığın ilk yıllarındaki zor koşullar atlatılmış ve bugün artık dünyanın “iş yapma kolaylığı endeksinde” 190 ülke arasında 28. sıraya yükselmiş durumdadır. Ülke ekonomisi 15 kat büyürken yoksulluk düzeyi 10 kat gerilemiştir.
Şüphesiz istiklalimiz en kutsal, en aziz değerimiz ve en büyük varlığımızdır. Bu başarıların temeli de burada yatmaktadır.
Gelecekte de ülkemizin istikrarı ve iç bütünlüğü açısından kritik olan husus bağımsızlığın korunması ve başarıyla uygulanan reformlar olacaktır.
Kazakistan’ın bağımsızlığının ilelebet yaşaması, ülkenin güçlenmesi ve korunmasında Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev’in sürdürmekte olduğu istikrarlı kalkınma politikasının hayati bir önemi bulunmaktadır.
Nitekim ülkelerin yaşamında bağımsızlığın ateşi ve bunun korunması çok büyük bir anlam taşır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının banisi Mustafa Kemal Atatürk “Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu, bütün anlamıyla koruyabilmek, gerekirse son bireyin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı örnek ile süslemek! İşte bağımsızlık ile özgürlüğün gerçek niteliğini, geniş anlamını, yüksek değerini vicdanında kavramış milletler için temel ve ölmez ilkedir” demektedir.
‘Halkını duyan devlet’
Cumhurbaşkanımız sayın Kasım Jomart-Tokayev de bağımsızlık konusunda şu önemli ifadeyi kullanmaktadır: “Zengin ve köklü tarihe sahip bir ülke olan Kazakistan için atalarımızın hayalini kurduğu bağımsızlığa değer veriyoruz. Cumhurbaşkanı olarak benim asıl görevim sosyal adalet ve halkın refahının artması. Bu nedenle devletin günlük çabaları vatandaşlarımızın yaşam kalitesini iyileştirmeye odaklanıyor. Dünyada etkinliğini kanıtlamış dengeli, yapıcı bir dış politika izleyeceğiz. Anavatanımızın bağımsızlığının yıl dönümüne adalet ve fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik demokratik reformları ilerleteceğiz.”
Cumhurbaşkanımızın göreve gelmesinin ardından özellikle gelir adaletsizliği ve devletle vatandaş arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine odaklandığını görmekteyiz. “Halkını duyan devlet” yaklaşımı ile her bir vatandaşımızın sorunlarını çözme irademiz devletimizi bir vazgeçilmesi haline gelmektedir.
20 Kasım’daki erken cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların yüzde 81,3’ünü alarak ikinci kez cumhurbaşkanlığı görevine seçilen Cumhurbaşkanımız sayın Tokayev’in şu sözleri tüm halklar için yol göstericidir: “Kazaklarda emanet diye asil bir kavram var. Halkın güveni bana verilen emanet. Bunu yerine getirmek kutsal görevim. Halkın güvenini haklı çıkarmak ve Kazakistan’ı gelişen bir devlete dönüştürmek için elimden geleni yapacağım.” Ayrıca son siyasi reformları çerçevesinde yapılan anaya değişikliği ile birlikte bir cumhurbaşkanı 7 yıllık süreyle ve bir kez seçilebilmektedir. Bu da yeni nesil politikacılar için büyük önem taşımaktadır.
Bağımsızlık günümüz kutlu olsun!
