Fransa bize düşman mı?

21 Eylül 2020

Kuşkusuz ki hayır ama Macron’un bir düşmana ihtiyacı var! Bu konuyu açmak için Macron’u biraz tanımak gerekli. Kendisi Nanterre Üniversitesi felsefe bölümünde öğrenim gördü, aynı yerde yüksek lisans yaptı. Yani, başucundaki kitaplar Aristo, Kant ve Descartes gibi ünlü filozoflara aitti. Ardından Paris’in en prestijli okullarından Sciences-Po, daha sonra da Fransa’nın yöneticilerini yetiştiren en saygın kurumlardan Strasbourg’daki ENA’a (Ecole Nationale d’Administration) devam etti. Burada lise yaşamından da bahsetmeden geçmek olmaz. Çünkü 2007 yılında kendisi 29 yaşında iken evleneceği kadın olan lisedeki öğretmeni Trogneux ki, o zamanlar 40 yaşında idi, lisede tanışmıştı. Macron’dan 24 yaş büyük Brigitte Trogneux’un kendisinin üzerinde önemli etkisi olduğu ve kariyeri boyunca tüm kararlarını ona danışarak aldığı biliniyor. Neyse, görüldüğü gibi yan yana gelindiğinde konuşulacak birçok şeyin olduğu entelektüel bir profil Macron.

Politika ile ilgilenmesi Ecole Nationale

Yazının Devamı

Gastronomi ekonomisinde yüzde 40 daralma

19 Eylül 2020



Türkiye’de 2015 yılında TAVAK Vakfı’nın ölçümlerine göre 93,19 milyar TL (34,46 $)olan gastronomi (yeme-içme sektörü) ekonomisi, 2018 yılında yaklaşık TL bazında %30 oranında büyüme kaydederek 152,02 milyar TL’ye (31,33 $) ulaşmıştır. 2015-2020 yılları arasında TL’nin değer kaybetmesi gastronomi ekonomisinde daralmayı gösteriyor. 2019 yılında gastronomi ekonomisi 30 milyar $ ile kapatmıştı.

Turizmin payı %30

2019 yılında bu alanda turizmin gastronomi ekonomisi içerisinde 9,14 milyar $’lık (51,86 TL) bir katkısı bulunmaktadır. Önceki yıla göre turizmin katkısında önemli bir artış gerçekleşmiştir. TAVAK olarak 2019 yılında gastronomi ekonomisi için 30 milyar $ (170,01 TL) olduğundan hareket ediyoruz. Bununda %30’unun turizm oluşturmuşken, %70’ni de hane halkı harcamaları oluştururken, gastronomi ekonomisinde turizmin payı ise son 4 yılın ortalaması alındığında %25’tir. Bunun da %15’ni otel restoranları sağlamaktadır. 2019 yılında ekonomik krizin büyümesi nedeniyle gastronomi ekonomisinde 2018 yılıyla aynı oranda bir

Yazının Devamı

New York mu, ‘Sodom ve Gomore’ mi?

18 Eylül 2020






Yakup Kadri Karaosman-oğlu’nun romanı “Sodom ve Gomore”yi bilir misiniz? Üç büyük kutsal kitapta da bahsi geçen Lut Peygamber’in kurtaramadığı iki şehirdir. Ahlaksızlığın, müptelalığın, zevk düşkünlüğünün ve tembelliğin aşırı boyutlara vardığı bu iki şehri kurtarmaya çalışır Hz. Lut. Tanrı’nın gazabını üzerlerine salacağına inandıramaz kimseyi ve sonuçta bu iki şehir sular altında kalır. New York’un Manhattan adasını “Sodom ve Gomore”nin daha da tehlikeli bir versiyonuna benzetiyorum; anlatayım...

11 yıl boyunca evimden çıkıp 50 saniyede Central Park’ın ve Manhattan’ın tam ortasında buluyordum kendimi. Başlarda bir piyanist-besteci-yazar olarak yaşayabileceğim en güzel şehirlerden biri diye düşünüyordum, öyleydi de.

‘Biraz zaman aldı’

Yazının Devamı

Çin’den ‘Küresel Veri Güvenliği Girişimi’

16 Eylül 2020

Günümüz dünyasında bilişim teknolojilerinde yaşanan reformlar her geçen gün farklı bir görünüm sergilemekte, dijital ekonomi olağanüstü bir gelişim sergilemektedir. Bunlar, insanoğlunun üretim ve yaşam biçimlerini derinden değiştirmektedir. Farklı ülkelere düşen ortak görev ise dijital ve reel ekonomilerin entegre edilerek gelişmesini sağlamak, gelişmenin eski motor gücünün yenisine dönüştürülmesini hızlandırmak, yeni endüstriler ve sektörler yaratmaktır. Çağımız, fırsat ve sınamaların bir arada bulunduğu bir çağdır.




Tüm dünyada kol gezen Covid-19 salgını dijital ekonomi, bilişim altyapısı ve veri güvenliği gibi konuları yeniden anlamak için yepyeni bakış açıları sunmuştur. Yapay zeka, büyük veri, bulut hesaplama gibi dijital teknolojiler farklı ülkelerin salgınla mücadele süreçlerinde hızla gelişmekte, uzaktan çalışma ve bulut ekonomisi gibi yeni modeller ve temassız ödeme, online ders ve telekonferans gibi olgular normal yaşamın ve iş hayatının parçası olarak

Yazının Devamı

Merkez ilçe belediyeleri ve kaymakamlıklar kapatılmalı

9 Eylül 2020

Gereksiz, amaçsız ve yararsız yere yapılan her çeşit iş, işlem ve harcama israftır. İsraf, haddi aşmaktır. İsraf, bir davranış bozukluğudur. İsraf, görgüsüzlük ve açgözlülüktür. İsrafın önlenmesi ise, hayatımızda gereksiz, amaçsız ve yararsız hiçbir şeyi yapmamaktır. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı, en çok israfın olduğu alanlardan başlayarak, en aza doğru Türkiye’deki israf alanlarını dört kategoriye ayırmaktadır:

Altın israf alanları

Gümüş israf alanları

Bronz israf alanları

Düz alanlar (Bireysel   israflar)


Yazının Devamı

Maske: Küresel salgının en popüler nesnesi

8 Eylül 2020

Covid-19 küresel salgınının; popülerliğini en fazla yükselttiği, adını hafızalara en fazla nakşettiği, hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda en çok talep edilen mamul haline getirdiği nesne “maske” oldu. Maske maske olalı; salgından korumakta önde gelen rolüyle; vatandaşın kurallara uyduğunun görsel belgesi oluşuyla; sokağa çıkmaya, çeşitli yer ve mekânlara girmeye meşruiyet kazandırmasıyla; her zaman, her arandığında bulunamamasıyla; bu salgın dönemindeki kadar gözde olmamıştır. Maske yine hiçbir devirde bu devirde olduğu kadar çok telaffuz edilmemiş, dillere destan olmamış, kendisiyle ilgili gündemler oluşturmamıştır. Kısaca, içinde bulunduğumuz bu küresel salgın süreci maskenin daha önce görmediği, herhalde bundan sonra da göremeyeceği bir saltanat dönemi olmuştur.

Maske, sadece teorik olarak değil, pratik olarak da insanların günlük hayatının bir parçası, yani olmazsa olmazı oldu. Salgından korunma amacıyla maske takmamak dünyada da, ülkemizde de bireyleri para cezası ödemekle karşı karşıya bıraktı. Bu salgın

Yazının Devamı

Bağımsız kırsal ekonomi inşa etmenin tam zamanı

5 Eylül 2020

“Kırsal alanlarda yaşayanların, kent merkezlerine geçim kaynağı bulmak için artık göçmen işçi olarak gönderilmesinin, hiçbir haklı sebebi yoktur. Doğru kurumlar oluşturulursa ve doğru politikalar benimsenirse, hayatta kalmak için insanlar geçimlerini evlerinin çevresinde sağlayabilirler...”

İktisatçılar her zaman kent ekonomisini, ülke ekonomilerinin motoru olarak hayal ettiler. Kırsal ekonomiye ise, emek ve tarımsal girdilerin tedarikçisi rolünü verdiler. Kırsal alanlardaki temel altyapı eksikliği göz önüne alındığında, geçmişte haklı bir sebepleri olabilirdi. Kırsal alanlarda yaşayanların, kent merkezlerine geçim kaynağı bulmak için artık göçmen işçi olarak gönderilmesinin, hiçbir haklı sebebi yoktur. Doğru kurumlar oluşturulursa ve doğru politikalar benimsenirse, hayatta kalmak için insanlar geçimlerini evlerinin çevresinde sağlayabilirler. 

Kayıt dışı sektör

İktisat teorisi, geniş ve adaletsiz fırçasıyla, henüz kayıtlı sektöre giremeyenler için, her şeyi

Yazının Devamı

Z KUŞAĞI SİYASİ PARTİLERE NEDEN KATILMIYOR? (2)

4 Eylül 2020

Üçüncü önemli sorun, söylemlerimiz gençlere hitap etmiyor. 1970’lerin kavga ortamında büyüyen, radikal söylemleri sahiplenen, kutuplaştırıcı siyaset tarzı “Başkalarının düşüncelerini özgürce ifade etmesini” temel bir değer olarak kabul eden, tüm yaşama biçimlerine saygılı gençlere hitap etmiyor. İsviçre gibi insanların özgür, adil bir şekilde yaşadığı, fırsat eşitliğinin korunduğu bir ülke olma hayali vermeden ve buna inandıramadan gençleri kazanma ihtimalimiz zayıf. Elbette CHP tarihi itibariyle bu hayali en çok seslendiren ve savunan bir parti. Ancak sorunlarımızı da görmek zorundayız. Bu hayali yeteri kadar güçlü bir şekilde savunuyor muyuz? Her alanda bu hayalin gereklerine uygun hareket ediyor muyuz? Dürüst olalım. Ne yazık ki CHP de Türkiye siyasetinin bazı hastalıklarından ari değil. “Siyaset” dediğimiz, klikçilik, nepotizm, adam kayırma, belirsiz kurallar, hizipçilik, içe kapanma gibi arazlar CHP’de de var. “Belli dengeler” ile insanlar

Yazının Devamı