Bakü Beyannamesi ve Türkiye’deki orman yangınları-1

3 Ağustos 2021

Dr. Cavid Veliyev / (Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi/Bakü) - 27 Temmuz’da Bakü’de Azerbaycan-Türkiye-Pakistan parlamento başkanlarının imzalarıyla Bakü Beyannamesi imzalandı. Üç ülke parlamento başkanları düzeyinde ilk toplantı Azerbaycan’ın önerisiyle Bakü’de yapıldı ve önümüzdeki yıl İslamabad’da yapılması planlanıyor. Bu üçlü iş birliği her üç ülkenin tarihi, dini ve kültürel yakınlıklarının yanı sıra ortak çıkarlarla birleşmesinden kaynaklanmaktadır.

Bakü Beyannamesi’nde parlamentolar arası iş birliğinin önemine ek olarak, bölge ve ikili ilişkilerle ilgili diğer konulara da değinildi. Küresel ve bölgesel bazda karşılıklı çıkarların olduğu konularda ortak faaliyet, ülkeleri hedef alan yanlış enformasyonlara karşı ortak mücadele, İslamofobi ile mücadele ve birçok ülkede yaşayan Müslüman toplulukların haklarının korunması, üç ülke halklarını birbirine yakınlaştıracak girişimlerin desteklenmesi, toprak bütünlüğü,

Yazının Devamı

Göç; mülteci, göçmen, sığınmacı

31 Temmuz 2021

Bülent Akarcalı

Göç, mülteci, göçmen, sığınmacı... Bu kelimeler, önümüzdeki dönemde ve uzunca süre sık sık kullanacağımız, okuyacağımız ve duyacağımız sözlüklerin başında gelecektir. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği rakamlarına göre şu anda Türkiye’de, yaklaşık 3.6 milyon kayıtlı Suriyeli mültecinin yanı sıra 320.000 kadar diğer uyruklardan oluşan mülteci var.

Buna ek olarak İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi verileri yaklaşık 1.167.000 resmi ikamet belgesine sahip yabancının ülkemizde oturduğunu belirtiyor. Bu rakam ülkemizde eğitim gören öğrencileri, iş adamlarını, ev satın almış olanları, Antalya-Alanya-Kaş-Kalkan-Fethiye-Didim gibi yerlerde turistik amaçlı yaşayanları, vs. kapsıyor. Bu kişiler genelde Türkiye’ye yük olmayan hatta tam tersine para bırakan kişiler diye tanımlanabilir. 604.000 İstanbul’da, 115.000 Antalya, 105.000 Ankara’da. Ancak bu grubun 2017’de 461.000 olduğunu düşünürsek 3.5 yılda 2.5 misli (%250) bir artışın dikkat çekici olduğu

Yazının Devamı

Bir yaşam öyküsü

31 Temmuz 2021

Mustafa Kemal Ulusu

Adana toprağında yetişen kıymetli  bir öğretmen, yazar, memleket, vatan sevdalısı rahmetli Muzaffer  İzgü’nün kaleminden alıntı.

“Babam bir ev yapmış bize, tahta parçalarından… Adana’ya yapılan ilk gecekonduydu. Ondan önce gecekondu bilinmiyordu, dam çinkoydu, babam eskiciden almış, üstünü çamurla sıvamış, tek oda… Yatak odası, yemek odası, oturma odası, misafir odası, mutfak, hatta banyo, hepsi o oda… Annem bizi leğende yıkardı. Bir kova su getirir, bir de maşrapa, ben leğene otururdum, annem su dökerdi kafama. Havlu yoktu, annem eski fanilaları birbirine dikip bi şey yapmıştı, onunla bizi kurutur, köşeye oturturtu. Yer yatağına, yere sıralanır yatardık, en başa babam, yanına annem, ablam, öteki ablam, ağabeyim, en uca ben, üç kişiye bir yorgan düşerdi. Tekir vardı, kedimiz, kim çok üşüyorsa, annem Tekir’i onun üzerine koyardı. Tekir ısıtırdı sabaha kadar… Gece yağmur yağarsa, tıp yağmur damlası tam da benim burnumu bulurdu. Şubatta odun kömür biterdi ama, hepimiz birbirimizi

Yazının Devamı

Cumhuriyetin 100. yılına ‘Kültür ve Sanat Kenti’

25 Temmuz 2021

Bülent Akarcalı

Ülkemizin sınai kalkınmasında tam anlamıyla lokomotif rolü oynamış fikir ve girişim Organize Sanayi Bölgelerini (OSB) kurmak olmuştur.

1950’lerden sonra sanayi siteleri olarak başlayan ve bünyesinde ortalama 100 m2’lik atölyeleri barındıran siteler, ihtiyacımız olan ustaları ve girişimcileri yetiştirmiştir.

Büyüyen talepler büyük fabrika ihtiyaçlarını doğurunca, tüm alt yapısı bitmiş, içerisinde sanayicilerin her türlü ihtiyacını karşılayacak (banka-noter-restoran- sağlık ocağı vs.) hizmet sunucularıyla sayıları 350’yi bulan ve bünyesinde 50.000’e yakın sınai tesis barındıran Organize Sanayi Bölgeleri ortaya çıkmıştır.

Teknolojik gelişmeyle, son 20 yılda ivme kazanan ikinci sektör Teknokentler olmuştur. Şu anda üniversitelerimizin kurduğu Teknokent sayısı 90 kadar olup, her biri hem araştırma-geliştirme merkezi hem de üretim tesisi olan binlerce şirketin doğmasına olanak sağlamıştır.

Devletimiz ve milletimiz, tarihiyle, kültürüyle hüküm sürmüş olduğu geniş coğrafyalarda ciddi izler ve miraslar bırakmış

Yazının Devamı

Bir evin hikayesi

25 Temmuz 2021

Mustafa Kemal Ulusu - kulusu@hotmail.com

Vasilis Dimitriadis, 1955-1984 yılları arasında Selanik’te bulunan Makedonya Devlet Arşivi’nin müdürlüğünü yapmış, Girit Üniversitesi’nden emekli olmuş, bir tarih profesörüdür. 2010 yılında 80 yaşındayken Yunanistan’daki arşivleri didik didik tarayarak yazdığı “Bir Evin Hikâyesi; Selanik’teki Mustafa Kemal Atatürk’ün Evi ve Ailesi Hakkında Türkçe ve Yunanca Belgeler” adlı çalışması altı yıl sonra basılmıştır.

Kitaptan kısa bir bölümü sizlerle paylaşıyorum.

“Atatürk  1881 yılında Selanik’te doğmuştur. Profesör Vasilis Dimitriadis, Selanik Ahmed Subaşı Mahallesi Numan Paşa Sokak No: 6’daki meşhur Pembe Ev’in arşivlerde izini sürerken sadece evle ilgili değil, Atatürk ve ailesi hakkında da ilk defa ortaya çıkan ve bugüne kadarki pek çok şehir efsanesini bitirecek belgelere ulaşmıştır. Halen Selanik’te Atatürk’ün doğduğu ev olarak ziyaret edilen ama bazı yerlerde ‘aslında o Atatürk’ün evi

Yazının Devamı

28 Şubat 1997 süreci ile ilgili Yargıtay kararı (2)

25 Temmuz 2021

Hikmet Sami Türk

5. Değerlendirme

Böyle bir istifa, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 147. maddesi anlamında  “Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazifesini görmekten cebren men etmek” suçu ile bağlantılı sayılamaz.. Aynı söz,  147. maddenin yerini almak üzere 26.9.2004 tarih ve 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesinde  öngörülen “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçu bakımından da söylenebilir. Zamanlama bakımından Başbakan Prof. Dr. Erbakan’ın 18 Haziran 1997 günü istifa etmesini kamuoyu baskısı da etkilemiş olabilir; ama  kendisine ve başında bulunduğu Hükümete karşı “cebir ve şiddet” olarak nitelenebilecek bir baskı yapılması söz konusu değildir.

Aynı gün istifayı kabul ve  o güne kadar “yürütülmüş memleket hizmetleri için teşekkür” eden Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, o

Yazının Devamı

28 Şubat 1997 süreci ile lgili Yargıtay kararı

24 Temmuz 2021

Hikmet Sami Türk - dusunce@milliyet.com.tr

1 - Giriş

28 Şubat 1997 süreci, adını o gün yapılan Millî Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısından alır. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in başkanlığında Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Tansu Çiller , Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile diğer sivil ve asker üyeler olarak Millî Savunma, İçişleri ve Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanının katılımlarıyla yapılan toplantıda rejim aleyhtarı irticaî faaliyetlere karşı alınması gereken önlemler kararlaştırılmıştır.

2 -  Yargı kararları

Bu toplantıdan 3 ay 18 gün sonra Başbakan Prof. Dr. Erbakan’ın 18 Haziran 1997 günü istifası, ilk derece mahkemesi olarak Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 13.4.2018 tarih ve E. 2014/144, K. 2018/248 sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi’nce verilen 22.6.2020 tarih ve E. 2019/379, K. 2020/504 sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine 24 yıl 12 gün sonra Yargıtay 16.

Yazının Devamı

Gaskonyalı Toma ve Ancelo

18 Temmuz 2021

Mustafa Kemal Ulusu - kulusu@hotmail.com

Benim doğduğum yıllarda İstanbul’a gelen bir ailenin nefis bir öyküsü sizlere sunacağım.

Ben yaşlardakilerle biraz daha küçükler, bu iki ismi keyifle hatırlayacaklardır, yetişemeyenler de bugünlerde artık iyice bitmiş olan gerçek gazino ve taverna keyfini bu yazımda okuyup “Vay be eski İstanbul eğlenceleri ne müthişmiş” diyerek hayıflanacaklardır.

Facebook-Bakırköylüler gurubundan Sayın Murat ve Bilgin Eren Pirpiri’nin bu harika derlemelerine teşekkürlerle, gelin okuyalım.

“1940’lı yıllarda istanbul’a Arnavutluk’tan 6 kişilik “Çingas ailesi” gelir, Bakırköy’ün sakin sayfiye-köy karışımı bölgesine yerleşirler. Baba Vasil ve anne Vasiliki küçük köy evinin bahçesinde iki inekten süt elde edip geçinmeye çalışır. Büyük çocuk Toma berber, 2 numara Vangel eşekle mahallelerde süt satıcısı, 3 numara Ahilya marangoz, 4 numara Katina çiçek bahçesinde çiçek yetiştirici ve satıcısı olarak

Yazının Devamı