ALİ EM- Günümüz sosyal yaşamında, kimi insanlar mutlu, kimi insanlar mutsuz oldukları görsel ve yazılı basın yoluyla görüyor veya bulunduğumuz ortamlarda yaşıyoruz. Bunların nedenlerine inildiğinde değişik sebeplerden kaynaklandığı anlaşılıyor. Hangi nedenlere dayanırsa dayansın, sosyal yaşamda olumlu olmak, karamsarlığa kapılmadan geleceğe ümitle bakmanın, insan yaşamının esenliği bakımından bir gereklilik olduğunu bilmemiz gerekir. Bu çalışmada bunun nasıl yapılabileceğinin ipuçları verilmeye çalışılacaktır.
Hedef koymak
İnsanın yaşam evreleri incelendiğinde, çocukluk ve gençlik dönemlerin de gerek aileden, gerek eğitim ve öğretim kurumlarından edindikleri bilgi ve birikimlerle kendi geleceklerine yön verdikleri görülür ve yaşanır. İnsanın, yaşam yolunda mutlu ve huzurlu bir şekilde yürüyebilmesi için, öncelikle bedensel ve ruhsal yönden sağlıklı ve güçlü olması, sürekliliklerinin korunmasının görev olarak bilinmesi yanında, ekonomik yönden de yaşamını sürdürecek imkanlara sahipliliği gerektirir. İnsan,
Cengiz Kunday - Bir zamanlar İzmir Erkek Atatürk Lisesi olan lisemizin gururu kızımız.
Yüzyılın başında yapılmış bir sanat yapımı olan sevgili lisemizin, İzmir Atatürk Lisesi’nin tarihi çok eskilere gider: 1888
Ancak 1942’de İzmir Atatürk Lisesi adını almıştır.
Kurtuluş savaşı başında İzmir’in işgal edildiği günlerde Lisemizin binası Konak meydanında o zamanki sarıkışla’nın yanındaki adliye binasıdır.
İzmir’in işgal edildiği gün 15 Mayıs 1919’da bir takım lise talebeleri okulda tutuklanıp çeşitli hakaret ve tahriklere yürütülerek öldürüldüler, diğer idari personel ve subaylar konaktan Pasaporta yürütülmüş Petros Hapis Gemisine hapsedilmişlerdir.
Gurur dolu bir tarih
Talebelerinden biri İzmir’de ilk kurşunu atan Hasan Tahsin’le beraber ismi geçen sınıftaki Lakabı “Arap Rasim” olan ve okul önünde şehit edilen kişidir. Lisemizin tarihi gurur tabloları ile doludur. Mezunları Ülke tarihinde çok önemli isimler olmuş ve Lisemizin adını her yerde gururla
BİLGAY DUMAN- Irak’ın Duhok vilayetine bağlı Zaho ilçesinin bir köyünde, turistik bir bölgeye 20 Temmuz’da düzenlenen saldırı sonucu 9 kişinin hayatını kaybettiği, 29 kişinin de yaralandığı belirtilirken, olayın ardından hiçbir kanıt olmaksızın Irak’taki bazı siyasilerce Türkiye suçlandı, hatta Türkiye’nin diplomatik misyonlarına yönelik “organize” protesto gösterileri yapıldı. Bunların da ardından, siyasilerce Türkiye ile diplomatik ilişkilerin kesilmesi, sınır kapılarının kapanması gibi talepler gündeme getirildi.
Irak’ın, bu durumu diplomatik bir kriz haline getirmeye çalıştığı, özellikle İran yanlısı grupların Türkiye karşıtı söylemlerini artırdığı görülüyor. Söz konusu saldırının, PKK terör örgütünün yerleştiği alanlara yönelik Pençe-Kilit harekatının yürütüldüğü bölgelere yakın gerçekleşmesi, Türkiye karşıtı tarafların doğrudan Ankara’yı hedef göstermesine neden olurken, Dışişleri Bakanlığı’nca yayınlanan açıklamada,
KEREM CEM SANLI - TBMM tatile girmeden önce ‘ışık hızında’ kabul edilen yeni elektronik ticaret yasası, temelde rekabeti kısıtlayan ve/veya satıcılar ile olan ilişkilerde ortaya çıkabilecek bazı haksız ticari uygulamaları önlemeye yönelik düzenlemeler içeriyor. Ancak tüketicilerin ürünlere daha ucuz erişimini kısıtlaması, sektör genelinde istihdam ve yatırımı olumsuz etkilemesi gibi sorunlara yol açma ihtimali hiç düşük değil.
Yasa, temel olarak dijital platformların tekelleşme sorununu azaltma amacını taşıyor. Nitekim bu husus gerekçede açıkça dillendiriliyor. Tekelleşme sorunu sadece dijital piyasalara özgü değil elbette. Ancak bu piyasalardaki ağ dışsallıkları, ölçek ve kapsam ekonomisi gibi bazı yapısal özellikler tekelleşme sorununu derinleştiriyor ve kalıcı hale gelmesine yol açabiliyor.
Dolayısıyla dijital piyasalar diğerlerinden ayrı bir konumda değerlendirilebilir. Nitekim sadece Türkiye’de değil, Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere, çeşitli hukuk sistemlerinde bu konuda düzenleme
Bilgay Duman / bilgay.duman@gmail.com - Araplar ve Kürtlerle birlikte Irak’ın üç kurucu unsurundan biri olan Türkmenler, başka bir ifadeyle Irak Türkleri, ülkenin kuruluşundan bu yana bitmeyen bir hak mücadelesi sürdürüyor. 1921’de İngiliz mandasında kurulan Irak’ta, 1932’ye kadar devam eden manda döneminde baskı ve asimilasyon politikasıyla karşı karşıya kalan Türkmenler, ülkenin bağımsızlığı sonrasında da hakça ve adil bir yaşam standardına kavuşabilmiş değil. Daha da ötesinde, Türkmenler üzerindeki baskı politikaları da son bulmadı.
Irak’ta hemen her kriz döneminde belki de en çok zarar gören toplum Türkmenler oldu. Nitekim 1958’de Irak’ta krallık rejiminin son bularak cumhuriyetin ilan edilmesinin ardından, Türkmen tarihi açısından travmaya dönüşen ve belki de insanlığın en büyük katliamlarından biri olan 14 Temmuz 1959 Kerkük Katliamı, halen Türkmenlerin sosyo-psikolojisini etkileyen en önemli olaylardan biri.
Peki 1959’da ne oldu?
Temmuz 1958’de Irak’ta
BÜLENT AKARCALI - Yunanistan’ın denizlerdeki münhasır ekonomik bölge iddialarını dayandırmak amacıyla ısmarlama hazırlattığı Seville Üniversitesi haritasına karşılık, İstanbul Üniversitesi de Türkiye’nin deniz hak ve menfaatlerini tüm dünyaya haykırmak üzere ‘Mavi Vatan; Bir Harita ve Bir Doktrin Türkiye’nin Denizlerdeki Misak-ı Milli’si’ kitabını yayınladı.
18 Yıllık emeğin ve çalışmanın ürünü olan “Mavi Vatan; Bir Harita ve Bir Doktrin Türkiye’nin Denizlerdeki Misak-ı Milli’si” kitabı, bilimsel bir şekilde Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan deniz hak ve menfaatlerini tüm dünyaya haykırmak üzere Seville Üniversitesi haritasına karşılık İstanbul Üniversitesi tarafından (Web of Science’a indeksli olarak) 22 Mayıs 2022 itibariyle yayınlandı.
Öncelikle bu kitap yoğun, uzun ve bilimsel temellendirmesi sağlam yapılmış bir çalışmanın ürünü olarak meydana geldi. “Mavi Vatan” kitabı her şeyden önce literatüre ciddi ve kompleks katkılar sunan bir eser
Doç. Dr. İsmail Ermağan - (İstanbul Medeniyet Üniversitesi) / Biyoteknoloji günümüzün en devrimsel gelişmeleri arasında bulunuyor. Daha 2007 yılında “yapay hayatın eli kulağında” haberleri gündeme bomba gibi düşmüştü. İnsan, hayvan ve bitki hücreleri üzerinde genetik dönüştürmeler gıdadan enerjiye, tarımsal savaştan sağlığa hem olumlu hem olumsuz gelişmelere gebe olduğu kesin.
Nöroteknolojiyi popüler yapan kısmen Musk’ın nöral ağlar projesi oldu; halbuki 2000 yılından itibaren hem ABD hem de AB bu alana yoğun bütçe ayırıyor. Beyne yapay bir bellek yerleştirilerek teknoloji vasıtasıyla hastalara, bedenlerinde işlevsizleşen hareket, görme, vücut kontrol yetilerini yeniden kazandırılmak isteniyor. Radikal gelecek, işte böyle böyle geliyor. Nöropolitika ise bambaşka fırsat-tehdit ilişkisi demek! Bilim cellatların elinde de meleklerin elinde de yoluna devam ediyor. Atom bombası da insülin de bir teknoloji ürünü değil mi?
Neler yapılmalı?
Endüstri 2.0 ile 3.0’ın ortasında kaydedilen büyük
Bilgay Duman - bilgay.duman@gmail.com / PKK, yaklaşık 40 yıldır özellikle Türkiye’de yaptığı eylemlerle en kanlı terör örgütlerinden biri olduğu pek çok kez kanıtladı. Marksist-Leninist çizgi üzerine kurulduğunu iddia etse de, bu söylemin tam aksine, küresel emperyalizmin bir maşası ve aynı zamanda kölesi. Adeta küresel baronlar ve emperyalistlerin kirli işlerini yapan, bunun için masum insanların canına kasteden, uluslararası organize suç çetesinin bir parçası. Ülkelerin ulusal güvenliği ve egemenlik haklarına saldırdığı gibi, silah ve uyuşturucu kaçakçılığından insan tacirliğine, organ mafyalığından çocuk kaçırmaya kadar tüm “insanlık onuruna aykırı” eylemlerin baş tetikçisi. Bu nedenle PKK ile mücadeleyi, sadece terörle mücadele ile sınırlandırmak yanlış olur...
Bugün Irak’taki PKK varlığı, örgütün Yezidiler üzerinde kurduğu baskı ve uygulamalar, PKK’nın gerçek ve kirli yüzünü açıkça ortaya koysa da, uluslararası siyaset, bu