ALİ EM- Günümüz sosyal yaşamında, kimi insanlar mutlu, kimi insanlar mutsuz oldukları görsel ve yazılı basın yoluyla görüyor veya bulunduğumuz ortamlarda yaşıyoruz. Bunların nedenlerine inildiğinde değişik sebeplerden kaynaklandığı anlaşılıyor. Hangi nedenlere dayanırsa dayansın, sosyal yaşamda olumlu olmak, karamsarlığa kapılmadan geleceğe ümitle bakmanın, insan yaşamının esenliği bakımından bir gereklilik olduğunu bilmemiz gerekir. Bu çalışmada bunun nasıl yapılabileceğinin ipuçları verilmeye çalışılacaktır.
Hedef koymak
İnsanın yaşam evreleri incelendiğinde, çocukluk ve gençlik dönemlerin de gerek aileden, gerek eğitim ve öğretim kurumlarından edindikleri bilgi ve birikimlerle kendi geleceklerine yön verdikleri görülür ve yaşanır. İnsanın, yaşam yolunda mutlu ve huzurlu bir şekilde yürüyebilmesi için, öncelikle bedensel ve ruhsal yönden sağlıklı ve güçlü olması, sürekliliklerinin korunmasının görev olarak bilinmesi yanında, ekonomik yönden de yaşamını sürdürecek imkanlara sahipliliği gerektirir. İnsan, bütün bu değerleri nasıl kazanacak, nasıl kullanacaktır? Her şeyden önce çocukluk ve gençlik dönemlerinde aileden edindiği bilgi ve alışkanlıklar ile eğitim ve öğretim kurumlarından aldıkları bilgileri, yaşamları için akılcı bir yaklaşımla kullanmaları gerekir. Kişi bu kullanımını yaparken öncelikle kendisine bir hedef koyması gerekir. Hedefine ulaşmak için ne yapacağını bilmeli, hedefin gereği olan bilgi ve birikimleri yılgınlığa düşmeden, özgüvenle edinmeli ve önüne çıkabilecek engelleri bir bir aşarak hedefine ulaşma becerisini göstermelidir. Ancak, bu becerileri gösterebilmek için, planlı ve programlı hareket etmek gerekir. Planlama, hedefe ulaşmak için izlenecek yolların belirlenmesidir. Bu yollar belirlenirken, seçimin doğru yapılması, abartıdan uzak ve ölçülü olması esas olmalıdır.
Donanımlı olmak
İnsan, sosyal yaşamda, donanımlı olmak için, gerekli olan bilgi ve birikimleri doğru zamanda, doğru yerde edinmelidir. Yaşamda seçeceği hedeflerini gerçekleştirme yollarını belirlemeli, ulaşmak için çaba göstermelidir. Kişi, yaşam süresince, sürekli bilgi ve beceriler edinmeli, var olanları yenilemek için çalışmalıdır. Ayrıca, yaşadığı toplumun, toplumsal değerlerine ve insani değerlerine, katkı vermeyi ve uygun hareket etmeyi bilmelidir.
Akılcı ve ölçülü olmak
İnsanın yaşam sürecinde mutlu ve huzurlu yürüyebilmesi için; insani, mesleki ve iş ilişkilerinde akılcı ve ölçülü olmayı kendine görev edinmelidir. Bu bağlamda;
*Kişi, olağan ve olağanüstü durum ve olaylar karşısında sağduyulu ve akılcı bir yaklaşımla hareket etmeli, böylelikle doğabilecek olumsuz sonuçları önleyebileceği ve doğru sonuçlara ulaşabileceği,
*En olumsuz durumlarda bile, kişi metanetini kaybetmeden, var olan elindeki araçları kullanarak çözüm üretmesi en doğru çözüm yolu olacaktır. Örneğin kişi, hakimlik mesleğini yürütüyorsa, onun herhangi bir konuda karar verme araçları; anayasa, kanunlar ve hukuka uygun vicdani kanaati olduğu,
*Kişinin, mesleğinin konumuna uygun bilgi ve birikimle hareket etmesi, görevinin gereği olan kararlarını etkisiz almasını ve vicdani rahatlığını sağladığı,
*Kişi, görevini etkileme girişimlerine karşı, duyarlı olmalı ve bu süreçte değişik yöntemlerle yapılabilecek etkileşimlerden uzak durmayı,
* Kişi, olayları veya herhangi bir insan davranışını değerlendirirken veya sonuçlar çıkartırken çok yönlü bakış açısıyla değerlendirmeli, sizin için önemsiz ve basit gibi görünen herhangi bir iş veya olay, başkaları yönünden önem arz ettiği,
*Kişi, iş ve işlemleri yaparken, daima o iş ve işlemin gerektirdiği bilgi ve birikimini kullanarak yapması, sonucun verimli ve doğru alınması bakımından önem arz ettiği, varılan sonucun kontrol edilmesi gerektiği, bilinmelidir.
Sonuç olarak, insan ilişkilerinde ve sosyal yaşamda, paylaşımcılığı, sevgi ve saygıyı, toplumsal sorumluluğu ve ölçülü olmayı kendisine ilke edinen her kişi, yaşam sürecini doğru ve sağlıklı belirlemiş demektir.