Yaklaşık iki yıla yaklaşan Kovid-19 pandemisi hepimizin psikolojini etkiledi. Depresyon, uzun süre boyunca devam eden, çok üzgün, umutsuz, çaresiz ve değersiz hissetme halidir. Gündelik hayatta kolayca kullandığımız bu sözcük aslında çok ciddi bir rahatsızlığa işaret eder.
Maalesef depresyon sık görülür. Kadınlarda görülme oranı yüzde 4-10, erkeklerde ise yüzde 2-2.5. Hayat boyu risk kadınlarda yüzde 10-26, erkeklerde yüzde 5-12’dir. Depresyon kadınlarda erkeklerden üç kat daha sık görülür. Hastalar çoğu zaman karşımıza bir hastalığı varmış düşüncesiyle gelirler. Halsizlik, yorgunluk, odaklanma sorunu, eklem, kas ağrıları ile uyku problemleri gibi şikâyetlerle başvururlar.
Belirtileri nelerdir?
- Önceden yapılan işlerden ve aktivitelerden zevk almamak,
- Gençlerde duygu değişiklikleri görülmesi, çabuk sinirlenmek,
- Her gün sürekli kendini üzgün hissetmek, çökkünlük hali,
- Çok uyuma, uyku arasında sık sık uyanma, uykusuzluk çekme ya da az uyuma,
- Bir işe motive olamamak, dikkatin çabuk dağılması, huzursuzluk,
- Kendini işe yaramaz, değeri olmayan biri olarak görmek ve ölmeyi düşünmek,
- Vücudun işlevlerinin azalması, cinsel isteksizlik, yorgunluk hisleri,
- Geçmişi ve geleceği düşündüğünde karamsar olmak, yaptıklarından kendini sorumlu tutmak,
- İntihar etmeyi düşünmek ve planlamak.
Yukarıdaki belirtilerin hepsinin bir kişide olması şart değildir, bir kısmının bulunması da depresyon için yeterli olabilir, fakat bu belirtilerin en az 15 gün boyunca var olması gerekir. Çocuklarda bu belirtilerin yanında dikkat çekici bazı belirtiler de vardır. Okul yaşamı başarısız geçmeye başlar. Çocuk aşırı sinirli olur ve arkadaşlarından uzaklaşmaya başlar. Sessiz ve yalnız kalmak ister, odasına kapanır. Madde kullanımına eğilim artar. Kendisine zarar verecek arkadaşlara takılmaya başlar. Ders çalışmak istemez. Bu ruhsal belirtilerin yanında depresyonun fiziksel belirtileri de vardır. Sindirim sistemi hastalıkları, cinsel sorunlar, kas ve baş ağrıları, kalp rahatsızlıkları, yorgunluk benzeri şikâyetler de görülebilir.
Ne tetikler?
Herkesin bir klinik depresyon tetikleyicisi yoktur. Bununla beraber bazı genel majör depresyon tetikleyicileri şunlardır:
- Ölüm, boşanma ve ayrılık nedeniyle sevdiğini kaybetmenin üzüntüsü,
- Sosyal izolasyona yol açan kişiler arası farklar veya mahrumiyet hissi,
- Büyük yaşamsal değişiklikler; taşınma, mezuniyet, iş değişikliği ve emeklilik,
- Partnerle veya iş yerindeki yöneticiyle olan ilişkilerde kişisel çatışma,
- Fiziksel, seksüel veya duygusal istismar, Herkes aynı tip depresyon hastası olmaz. Tüm depresyonlar aynı değildir. Distimi olarak da bilinen kronik depresyon ve majör depresyon en sık görülen çeşitleri olmakla beraber, kendine özgü bulguları ve tedavi biçimleri olan farklı depresyonlar da vardır.
- Distimik bozukluk (Distimi): Genç yaşlarda başlayan ve uzun süre devam eden bir depresyon çeşididir. Bu tanının konabilmesi için kişinin en az iki yıl veya daha fazla süredir hafif veya orta düzeyde depresyon yaşıyor olması beklenir. Deyim yerindeyse, öldürmez ama süründürür.
- Bipolar depresyon: Duygu durumunda savrulmalar vardır. Bir dönem aşırı enerji artışı, coşku ve heyecan dolu manik dönemi, bazen saatler, bazense aylar boyu sürebilen ağır depresyon dönemleri izler.
- Mevsimsel depresyon: Genellikle kışın ortaya çıkar ve diğer mevsimlerde kişi kendisini genellikle iyi hisseder. Gün ışığı yetersizliğiyle ilintilidir.
- Doğum sonrası depresyonu: Pek çok anne, doğumu izleyen dönemde, hormonal ve psikolojik değişim nedeniyle hafif bir depresyon yaşar.
- Majör depresyon: Ciddi bir tıbbi tablodur. Hemen her yaşta görülebilmekle birlikte, ortalama başlangıç yaşı 30 olup, kadınlarda erkeklere oranla daha sık rastlanır. Her biri en az iki hafta sürmüş olan bir veya daha fazla majör depresyon tablosunun varlığıyla tanı konur. Ağır bir depresif ruh hali, hayattan zevk alma hissinin kaybı, ciddi uyku ve iştah bozuklukları gözlenir. Her şey anlamsız görünür. Banyo yapmak, giysilerine özen göstermek gibi öz bakım çabalarından kaçınma olabilir. Günlerce yatakta kalıp, ciddi beslenme sorunları yaşanabilir. Hastaların yüzde 10-15’i intihar edebildiği için, majör depresyonlu hastanın intihar eğilimi yakından takip edilmelidir. Tıbbi müdahale zorunludur.
Tedavi
Depresyon tedavisi mutlaka psikiyatri uzmanları tarafından takip edilmelidir. Yapılan araştırmalar çoğu hastada tek başına antidepresan ilaç kullanımından ziyade ilaç ve psikoterapinin birlikte kullanımında daha iyi sonuçlar alındığını ortaya koymaktadır. Konusunda uzmanlaşmış psikologların yardımlarıyla tedaviler daha etkin hale gelmektedir.
Depresyon tedavisinde kullanılan yöntemler kısaca şöyle özetlenebilir:
1-Antidepresan ilaçlar
2-Değişik psikoterapi yöntemleri
3-Grup terapileri
4-Elektroşok tedavisi