Check-up

4 Ocak 2022

Koranavirüs salgınının tüm dünyayı olduğu gibi bizim ülkemizi de etkisi altına aldığı süreç anlaşılan çok kısa olmayacak. Bizler koronavirüse odaklanmışken, aslında hayat devam ediyor. Sağlığımızın genel durumu çok önemli hale geliyor. Çünkü bu amansız virüsle baş edebilmemiz için sağlığımızın iyi olması gerekiyor. Ayrıca korona öncesi sağlığımızla ilgili olarak sahip olduğumuz tüm riskler aynı şekilde hatta artmış durumda.

Sağlıklı bir yaşamın sırrı, vücudumuza iyi bakmamız ve yaşımıza göre gerekli kontrolleri yaptırmamıza bağlıdır. Bunu asla ihmal etmemeli, ertelememeliyiz. Kontrollerimizi her zaman düzenli olarak yaptırmamız yaşam kalitemizi düşürmemek adına çok önemli. Bunun için atılacak ilk adım, gereken tetkiklerimizi düzenli olarak yapabilecek ve bizi takip edecek bir doktor bulmamızdır.

Çocukluk ve gençlik yıllarında yaptıracağımız bu kontroller aşıları, hormonlarımızı, vitaminleri, gerek ruhsal gerekse bedensel gelişmelerin kontrollerini kapsar. Sağlıklı bir çocukluk ve ergenlik döneminden sonra, orta yaş

Yazının Devamı

Uyku apnesi

28 Aralık 2021

Uyku apnesi, uyku esnasında tekrarlayan nefes durmalarıyla kendini belli eden, kanda oksijen oranının düşmesine ve uykunun bölünmesine neden olan, ani ölüm riski taşıyan ciddi bir bozukluktur. Bazı insanlarda uyuma esnasında nedeni tam olarak bilinmeyen üst hava yollarında tıkanma, sinir sistemindeki bir problem ve hava yollarındaki daralma gibi faktörler uyku apnesine sebep olur.

Tipleri ve nedenleri

Uyku apnesinin üç temel türü mevcuttur. Bunlar, tıkayıcı şekilde olan (obstrüktif) uyku apnesi, merkezi (beyindeki solunum merkezine bağlı) olan uyku apnesi ve bu iki türün karışımı olan (mix tür) uyku apnesidir. Yapılan çalışmalarda hastaların %84’ünde tıkayıcı uyku apnesi, %1’inde merkezi uyku apnesi ve %15’inde ise mix tür uyku apnesi görüldüğü ortaya çıkmıştır.

Obstrüktif veya tıkayıcı tip uyku apnesi neden olur? Tıkayıcı tip uyku apnesi en sık görülen apne tipidir ve her cinste ve her yaşta görülebilse de, özellikle orta yaş erkeklerde ve kilo problemi olanlarda daha sıktır. Nedeni yumuşak damak kaslarının normalden

Yazının Devamı

İdrarda kanama (hematüri)

21 Aralık 2021

Hematüride, böbrekler, böbreklerden idrar kesesine idrarı taşıyan, ‘üreter’ denen tüpler, idrar kesesi, keseden dış dünyaya kadar idrarı taşıyan ve ‘üretra’ adı verilen idrar borusuyla erkeklerde prostat bezinden kaynaklanan çeşitli rahatsızlıklar sorumlu olabilir.

İdrarda kan iki şekilde saptanabilir. Eğer bir idrar tetkiki yapılmışsa, mikroskopla incelemede rastlanabilir. Buna ‘mikroskobik hematüri’ denir ve genellikle az miktarda kanın idrara karışması sonucu oluşur. Diğer yöntem, kişinin idrarında kanı görebileceği düzeyde ve daha fazla kan hücresinin idrara karışmasıyla oluşur, buna ise ‘makroskobik hematüri’ adı verilir.

Bu durumda idrar pembe, kırmızı, çay renginde veya kahverengi olabilir. Ayrıca idrar tahlilinde kan hücrelerinin yanı sıra, iltihap hücrelerinin (lökosit) varlığı, enfeksiyonu kristallerin varlığı, taş hastalığını ve proteinin varlığı, böbreğin ‘glomerulonefrit’ adı verilen rahatsızlıklarını akla getirir.

Kadınlarda adet döneminde idrara kanın karışması, yanlışlıkla idrar kanaması olarak

Yazının Devamı

Alerji

14 Aralık 2021

Alerji, genel anlamıyla aynı miktar ve koşullarda başka kişiler için zararsız olan farklı yabancı maddelere karşı, bazı kişilerin aşırı duyarlılık göstermesidir. Vücudun bağışıklık sisteminin herhangi bir maddeye karşı gösterdiği aşırı hassasiyet reaksiyonudur.

Bağışıklık sistemimiz, çevremizde bulunan ve vücudumuza burun, nefes yolları, bağırsaklar ile deriden giren yabancı ve zararlı maddelere karşı bedenimizi korumak için çeşitli reaksiyonlar verir. Bu reaksiyonlarla, bağışıklık sistemi hücreleri zararlı maddeleri ortadan kaldırır ya da vücuda girmelerini engeller. Alerjide ise bağışıklık sistemi normalde vücut için zararlı olmayan maddelere karşı, bundan bir miktar farklı ancak vücut için zararlı olan aşırı bir reaksiyon verir. Alerjiye yatkın insanlar ‘atopik’ olarak adlandırılır. Atopi, bir hastalık olarak değerlendirilmez fakat kalıtsal bir özelliktir. Stres, yoğun çalışma ortamı, hava kirliliğinin artması ve gıdalara eklenen katkı maddelerinin, alerjilerin görülme sıklığının artmasına yol açtığı bilinmektedir.

Alerjen maddeler

Ev tozu, gözle

Yazının Devamı

Depresyon

7 Aralık 2021

Yaklaşık iki yıla yaklaşan Kovid-19 pandemisi hepimizin psikolojini etkiledi. Depresyon, uzun süre boyunca devam eden, çok üzgün, umutsuz, çaresiz ve değersiz hissetme halidir. Gündelik hayatta kolayca kullandığımız bu sözcük aslında çok ciddi bir rahatsızlığa işaret eder.

Maalesef depresyon sık görülür. Kadınlarda görülme oranı yüzde 4-10, erkeklerde ise yüzde 2-2.5. Hayat boyu risk kadınlarda yüzde 10-26, erkeklerde yüzde 5-12’dir. Depresyon kadınlarda erkeklerden üç kat daha sık görülür. Hastalar çoğu zaman karşımıza bir hastalığı varmış düşüncesiyle gelirler. Halsizlik, yorgunluk, odaklanma sorunu, eklem, kas ağrıları ile uyku problemleri gibi şikâyetlerle başvururlar.

Belirtileri nelerdir?

- Önceden yapılan işlerden ve aktivitelerden zevk almamak,

- Gençlerde duygu değişiklikleri görülmesi, çabuk sinirlenmek,

- Her gün sürekli kendini üzgün hissetmek, çökkünlük hali,

- Çok uyuma, uyku arasında sık sık uyanma, uykusuzluk çekme ya da az uyuma,

Yazının Devamı

Bağışıklık için D vitamini

30 Kasım 2021

Yeni tip koronavirüs başta olmak üzere enfeksiyonların arttığı bu dönemde, virüslerin etkilerine karşı direnci arttırmada bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin önemli olduğu aşikârdır. D vitamini bağışıklık sistemi için önemli bir role sahiptir. D vitamininin klasik etkilerinin yanında bağışıklık sisteminde de önemli rol aldığı bilinmektedir.

İçerisinde bulunduğumuz koronavirüs (Kovid-19) pandemisi döneminde yeterli D vitamini düzeyinin sağlanmasının bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi nedeniyle hastalığa karşı vücut direncine katkı sağlayacağı yeterince mantıklı bir yaklaşım olacaktır.

Önceleri sadece yağda eriyen bir vitamin olarak değerlendirilen D vitamini, günümüzde kendimizin ürettiği bir prohormon olarak kabul görmektedir. Temel işlevi kalsiyum ve kemik metabolizmasını yapıcı yönde aktive etmek olan D vitamini, son yıllarda giderek daha iyi anlaşılan etkileriyle, vücuttaki en önemli metabolik faktörlerden biridir. Vitamin D eksikliğinin diyabet, enfeksiyonlar, otoimmün hastalıklar, kanser ve kardiyovasküler gibi

Yazının Devamı

Metabolik sendrom

23 Kasım 2021

Metabolik sendrom kalp krizi, felç ve şeker hastalığı riskini artıran bazı risk faktörlerinin bir arada bulunduğu tehlikeli bir tablodur.

Her biri sağlığı tehdit eden aşağıdaki beş durumdan en az üç tanesinin bir arada bulunması metabolik sendrom olarak adlandırılır.

Artmış bel çevresi: Göbek üzerinden ölçülen bel çevresinin erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm’den fazla olması metabolik sendromun ölçütlerinden biridir. Kalp hastalığına sebep olma açısından göbek etrafında birikmiş yağlar vücudun başka yerlerinde birikmiş olanlara göre daha tehlikelidir.

Yüksek trigliserit düzeyi: Kandaki trigliserit (serbest kan yağları) düzeyinin 150 mg/dl’ den yüksek olması (veya trigliserit düşüren ilaç kullanıyor olmak) metabolik sendromu tetikler.

Trigliserit yüksekliği damar sertliği ve şeker riskini artırır.

Düşük HDL düzeyi: HDL kolesterol “iyi huylu” kolesterol olarak bilinen bir kolesterol molekülü çeşididir ve damar sertliğine karşı koruyucu özelliği vardır. HDL kolesterol düzeyinin

Yazının Devamı

Anemi

16 Kasım 2021

Kanın yapısında bulunan hücrelerden olan kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar) sağlıklı yaşam için çok değerlidir. Bu kan hücrelerinin yapısında oksijenin taşınmasını ve bu hücrelerin kırmızı olmasını sağlayan hemoglobin bulunur. Nefes alırken akciğerdeki oksijen, bu hemoglobinin yapısına bağlanarak taşınır. Bu hemoglobinin kanda bulunması gereken miktarın altında olması sonucu kansızlık (anemi) ortaya çıkar. Bu olması gereken minimum değerler erkekte 13 g/dl, kadında ise 12 g/dl’dir. Bunlar Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği değerlerdir.

Kansızlık şikâyetiniz varsa, kendinizi yorgun hissetmeniz sürpriz olmayacaktır. Nedeni bilinmeyen bir şekilde yorgunluk hissi dışında çarpıntı, baş ağrısı, bulantı, soluk ten rengi, dikkati toplayamama, el ve ayakların soğuk olması kansızlığın diğer belirtileri arasındadır.

Belirtileri

Yorgunluk

Halsizlik ve güçsüzlük

Ciltte solgunluk

Hızlı ve düzensiz nabız

Nefes darlığı

Yazının Devamı