Rüzgarlı ve soğuk havada jogging
Bazı mevsimsel özelliklere dikkat ettiğimiz takdirde kışın koşu yapmanın yazdan farkı yoktur. Kışın dış ortam sorunsuz değildir; kaygan zemin veya daha soğuk havalarda buzlanma koşucuların düşmesine neden olabilir. Bu nedenle tabanı kış şartlarına elverişli kaymayan spor ayakkabıları giyilmelidir, ama yine de iyice ustalaşmadan çok eğimli ve kaygan, ıslak, buzlu zeminlere girilmemelidir, koşu güzergahı da iyi seçilmelidir. Koşulan zeminin çamurdan balçıklaşmış olması sakıncalıdır. Böyle zeminde koşmak ayak bileği tendonlarına zarar verebilir.
Kış yürüyüşü
Koşudan farklı olarak yürüyüş sırasında ayaklar zemine bastığı için karlı veya kaygan zeminde bile uygun ayakkabıyla düşme tehlikesi azdır. Kökenini uzun mesafe kayaktan alan ve elde batonlarla yapılan ‘nordik’ yürüyüş kış aylarında koşuya iyi bir alternatiftir. Bu tarz yürüyüşte klasik yürüyüşten farklı olarak gövdenin üst bölümü de çalıştırılmış olur. Böylece daha fazla kas hareket ettiğinden enerji harcaması da artar.
Nordik yürüyüşte toplam kasların yüzde 90’ı çalışırken normal yürüyüşte kasların yüzde 20 kadarı aktiftir. Ayrıca baton kullanılmasıyla yük ‘dört ayak’ üstüne dağıldığından eklemler daha az yüklenmiş olur. Özellikle kilosu fazla olanlar için bu önemlidir. Özel nordik batonlardan yoksa iki tane bir - birbuçuk metrelik tahta sopa da bu işi bir ölçüde görebilir.
Kışın bisiklet kullanmak
Kar yağmadıkça ve caddelerde buzlanmış su birikintileri yoksa kış şartları bisiklet sporu için bir engel oluşturmaz. Ne var ki bisiklete binerken doğru giysilerin seçilmesi diğer açık hava sporlarından farklı olarak ayrı bir önem taşır. Bisiklete binerken oluşan hava akımı, rüzgarda kalmış gibi, vücut sıcaklığının düşmesine neden olur.
Kış aylarında açık havada spor yaparken sürekli aşırı soğuğa maruz kalınması özellikle el ve ayak parmakları, burun, kulaklar gibi uç kesimlerde donmalara neden olabilir. Parmaklarınız, burnunuz veya kulaklarınızdaki yanma, karıncalanma ve hissizleşme gibi belirtileri ciddiye almalı, sporu derhal bırakmalı ve soğuktan kaçmalısınız.
Giysilerin ıslaklığı ve rüzgar gibi faktörler soğuğun etkisini artırır. Rüzgardan korunmak, kuru ve mümkünse 20-25 derece gibi sıcak bir yere kaçmak, ıslak giysi varsa çıkarmak, soğuğa maruz kalmış bölgeleri ovuşturmadan vücut sıcaklığı civarında bir giysi veya örtü içine almak gibi önlemler alınmalıdır. Bulgular kısa sürede kaybolmuyorsa veya donmadan şüpheleniliyorsa, yukarıdaki önlemlere ilave olarak derhal acil tıbbi yardım alınmalıdır. Doğrudan ısı kaynaklarına çok yaklaştırarak ısıtmak daha fazla zarar verebileceğinden, bundan kaçınılmalıdır.
DİŞLERİ BU HATALAR ÇÜRÜTÜYOR!
Pek çoğumuz hayatında en az bir ya da birkaç kez yaşadığı diş çürümesinin pek çok nedeni var. Çürük dişin tedavi masrafı da ekonomik bir yük oluşturuyor.
Bu nedenle, dişlerin çürümesine yol açan nedenleri iyi bilmek ve önleyici tedbirler almak tüm bu sıkıntıların yaşanmasının önüne geçilmesini sağlıyor.
Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Altuğ Serçe diş çürümesiyle ilgli bilgiler vererek, dişlerin çürümesine yol açan bu hataları şöyle sıraladı:
BUNLARI YAPMAYIN!
- Diş fırçalamama: Ağız sağlığının en önemli bakımı dişleri fırçalamaktır. Dişler her yaşta, günde en az iki kez fırçalanmalıdır. Diş fırçası üç aylık periyotlarla yenilenmeli, dişler fırçalanırken fırça kuru olmalıdır.
- Diş ipi kullanmama: Sadece diş fırçalamak ağız temizliğinde tek başına yeterli değildir. Diş fırçasının ulaşamadığı diş araları diş ipi kullanılarak temizlenebilir.
- Sürekli kahve molası: Gün boyu kahve, çay içme alışkanlığı, ağızda asit salgılayan bakterilerin diş yüzeyinde yaşamasına neden olur. Çay- kahve şekersiz tüketilmeli ya da süt ve süt ürünleri tercih edilmeli.
- Sigara: Sigara içmek ağız kuruluğundan ağız kokusuna, dişlerin sararmasına ve birçok hastalığa sebep olabilir.
- Yemek harici tüketilen tatlı: Tatlıların yemek öğünleri içinde tüketilmesi önerilir.
- Su içmeme: Yemek yedikten sonra diş için yapılacak en iyi şey su veya süt içmektir. Yemek sonrası içilen bir bardak su, yemek parçalarını ağızdan uzaklaştırır ve ağızdaki asidik ortamı nötrler. Ayrıca süt içmek dişte kalsiyum oluşumunu artırır.
- Çiğnenemeyen tatlılar: Yapışkanlı tatlılar ve kuruyemişten uzak durulmalı.
- Meyve ve sebze yememe: Meyve ve sebzedeki vitaminler dişetleri için çok önemlidir. Elma gibi sert meyve ve sebzelerin ısırılarak tüketilmesi, ön dişlerde mekanik temizliği sağlar.
- Şekerli sakız çiğneme: Sakız çiğnemek gibi bir alışkanlığı varsa şekersiz sakızlar tercih edlmeli. Şekersiz sakız ağız içi asidin dengelenmesine yardımcı olur.
Dişleri asitler çürütüyor
Diş çürükleri, koyu renklenmelerle birlikte görülen oyuklar olarak bilinir. Önlenebilir bir hastalıktır. Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin artıklarından asit oluşturabilir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına neden olur ve diş çürür.