EMEKLiLiK HAZIRLIĞI

22 Mart 2011

Emeklilik öncesi dönem, ömrünüzün geri kalan kısmını rahat geçirebilmeniz için neler yapmanız gerektiğini belirleyeceğiniz yıllardır. Bu planlar, yeni bir hayata hazırlığı ve maddi yatırımı kapsar
Emeklilik yaşı gelmiş veya gelmekte olan pek çok kişi var. Hayatın bu dönemi, geçmiş kadar keyifli olabilir ve dolu dolu yaşanabilir. Tıp alanında kaydedilen yeni gelişmeler; hayat standartlarının yükselmesini, emekliliğin daha sağlıklı geçmesini ve bundan uzun yıllar keyif almayı sağlıyor. Emekli olmak sizi mutlu edecek mi? Aslına bakarsanız bu tamamen size bağlı.

Neler iyi hissettirir??
Maddi güvence: Birtakım kişisel değerlendirmeler, emekliliğiniz döneminde elinize geçecek gelirin tahmin edilmesinde ve bu gelirin arzuladığınız hayat tarzı için yeterli olup olmadığını belirlemede yardımcı olur. En azından bu konuda stresten uzak olursunuz.
Sağlık: Kilonuzu kontrol altında tutmak, düzenli egzersizler yapmak, aktif bir hayat tarzı benimsemek, dengeli beslenmek, ek olarak da koruyucu tıbbi önlemler almak önemli. Bu yatırımlar, daha sonra sağlıklı ve uzun süre gençliğinizi koruduğunuz bir ömür şeklinde size geri dönecek.
Pozitif düşünce: Geleceğiniz hakkında olumlu düşünceler

Yazının Devamı

HAVALANDIRMA DEYiP GEÇMEYiN

18 Mart 2011

Dışarıdaki hava kirliliğinden zaman zaman hepimiz şikayet ederiz. Peki ya evinizdeki, işyerinizdeki veya gittiğiniz bir kafedeki pek de fark edilmeyen hava kirliliğinin sağlığınız için risk olduğunu hiç düşündünüz mü?

Tabii sigara dumanı dolu veya pis kokan bir yer hepimizi rahatsız eder. Sigara dumanının sağlığımız için ne denli riskli olduğu hepimizce biliniyor artık. Bir de hiçbir şey hissetmediğimiz mekanlar var. Gözlerde yanma, burun tıkanıklığı sizin için kronik bir sorunsa bulunduğunuz iç mekanlardaki hissetmediğiniz hava kirliliği bunun sebebi olabilir. Evde ya da işyerindeki havada zararlı etkileri olan gazlar veya parçacıkların bazı hastalıkların kaynağı olduğu, günümüzde önemi toplumca yeni yeni anlaşılan ve kabullenilen bir olgu. Pencerelerin genellikle sıkıca kapalı olduğu ve temiz havanın dolaşımda olmadığı sonbahar ve kış aylarında risk daha da artıyor. Ev içinde, vazolardaki kalmış sularda veya tarifine uygun bir şekilde temizlenmeyen nemlendiricilerde, nemli duvarlarda ve halılarda üreyen bakteriler ve küfleri de bu listeye eklemek gerek. Ev temizliğinde kullanılan maddelerin uygun şekilde muhafaza edilmemesi, duvardan duvara halıları yapıştırmak için kullanılan

Yazının Devamı

PREDiYABET MiSiNiZ?

15 Mart 2011

Eğer prediyabetseniz tip 2 diyabete yakalanma riskinizin yüksek, kalp-damar ve beyin hastalıklarına yatkın olduğunuz söylenebilir
Prediyabet, tip 2 diyabet (toplumda en yaygın görülen şeker hastalığı tipi) ortaya çıkmadan önceki safhadır. Aslında, buzdağının görünmeyen kısmını andıran bu durum kan şekeri düzeylerindeki yükselmenin belli belirsiz olduğu kritik bir dönemi temsil eder.

İşte belirtileri
* Anne, baba veya kardeşlerinizden birisinde diyabet varsa,
* İdeal kilonuzun 10 kg. üzerindeyseniz veya karın bölgeniz yağlıysa,
* Tansiyonunuz ve kan yağlarınız yüksekse,
* Açlığa tahammülünüz azaldı veya tatlı gıdalara düşkünlüğünüz arttıysa,

Yazının Devamı

HAREKETLİ YAŞAM

11 Mart 2011

Hafta içinde egzersiz yapmayan 40 yaşlarında birinin hafta sonu sıkı bir tenis maçı yapması veya ormana gidip, “Altı kilometreyi şu kadar dakikada koştum” diye böbürlenmesi öldürücü sonuçlar doğurabilir...

Yakın bir arkadaşım var. Kendisi işadamı. Hafta içi sıkı bir iş temposu ve neredeyse hiç hareketsiz bir yaşamdan sonra cumartesileri, kan-ter içinde kalana dek tenis oynar. 50 yaşlarında. “Yapma, doğru değil” dedikçe gülüyor ve “Bir rahatsızlığım olsa böyle rahat oynayamazdım, sen merak etme” diyordu. Nihayet ikna edip kendisine 24 saatlik EKG kaydeden, ‘holter monitörü’ denen aleti taktırıp, tenis oynamaya gönderdim. Tenis sırasında nabzının 160’ları geçtiğini ve sık sık ritim bozuklukları meydana geldiğini tespit ettik. Bu durum onun için hayati bir tehlikeydi, fakat kendisi hiçbir şey hissetmediği için her şeyin yolunda olduğunu zannediyordu. Çoğu kişinin yaptığı hatayı yapıyordu, “Bir rahatsızlığım olsa böyle yorucu spor yapamazdım, hemen kendini belli ederdi” diyordu. Çoğu kişinin düştüğü bu hata, burada bir kez daha ispatlanmış oluyordu. Arkadaşım hiçbir rahatsızlık hissetmediği halde hem nabzı anormal yükseliyordu, hem de kalp atımlarında ciddi ritim bozuklukları oluyordu.

B

Yazının Devamı

Reflü tedavisi

8 Mart 2011

İlk basamak ilaç kullanımıdır. Birçok hastada mekanik sorun olmadığı sürece ilaç tedavisi başarılı sonuçlar verir

Reflü, kısaca mide içeriğinin yemek borusuna doğru kaçması olarak tanımlanabilir. Günümüz toplumunda en sık görülen mide ve bağırsak hastalıklarından biridir. Reflü; yemek borusu ve göğüste yanma, ağıza acı-ekşi sıvı gelmesi, geğirme gibi tipik yakınmaların yanı sıra, gıcık öksürüğü, farenjit, larenjit, ses kısıklığı, ağız kokusu gibi kulak burun boğaz hastalıklarını düşündüren bulgular da oluşturabilir.

Yanlış önlem
Reflü şikayetleri genelde gece yatarken arttığı için bazen hastalar yüksek yastık kullanıp bu şikayetten kurtulmaya çalışır. Halbuki bu yanlıştır. Çünkü yüksek yastık uyuduktan sonra vücudun aşağı kaymasına neden olur ve karın bölgesinden vücut katlanır. Bu da mideye basıncı artırarak reflüyü tetikler. Burada doğrusu, yatağın ayaklarının altına 20 cm.lik bir takoz veya kitap koyarak baş kısmın yükseltmesini sağlamak olacaktır. Ya da doktorunuza sorarak özel reflü yastıkları kullanabilirsiniz.

Birkaç tavsiyeGeçen gün karşılıklı çay içerken Op. Dr. Levent Eminoğlu, reflü konusundaki son gelişmeleri ve uyguladıkları tedavileri anlattı. Şimdi bunları

Yazının Devamı

KALIN BAĞIRSAK KANSERİ BiLiNÇLENMESİ

4 Mart 2011

Mart ayı Amerika’da bağırsak kanseri bilinç-lenme ayı olarak biliniyor. Bu her yıl böyledir. Aslında çok da haklılar çünkü bağırsak ve rektum kanseri riskini azaltmak, olası bir kanseri erken yakalamak için yapılabilecek çok şey var. Op. Dr. Hovsep Hazar’dan bu konu hakkında aydınlatıcı bir yazı yazmasını rica ettim. Yazdıklarını aynen aktarıyorum:
“Kalın bağırsak ve rektum kanseri, kanser ölümlerine yol açan hastalıklar arasında ikinci sırada. Kısaca kolorektal kanser olarak adlandıracağımız bu hastalıkta, toplumun bilinçlenmesi sonucunda çok önemli iki hedefe ulaşmak amaçlanıyor. Birinci hedef, kanserleri erken evrede yakalamak. İkinci hedefse kolorektal kanser gelişimini engellemek.
Erken dönemde yakalanan kolorektal kanserde tamamen iyileşme oranı yüzde 90 oranında. Hastalığın fazla ilerlemeden tanı konulabilmesi için belirtilerin göz ardı edilmeden doktora baş vurulması gerekir.

Kanlı dışkılama
Dışkılama alışkanlığının değişmesi (örneğin düzenli dışkılama alışkanlığının bozulması veya eskiden beri zor tuvalete çıkan bir hastanın bazı günler ishal olması), dışkının daha ince çıkması, şişkinlik, dışkının tam boşalamama hissi, kusma, tekrarlayan karın ağrıları

Yazının Devamı

DÖVME SANATI VE CiLT SAĞLIĞI

25 Şubat 2011

Dövmenin artık toplumda yaygınlık kazan-dığına kuşku yok ama bu kişisel ifade tarzı, cilt altına zerk edilen tehlikeli kimyasallar dikkate alındığında kafalarda soru işaretleri oluşturuyor...

Dövmeler, kabile toplumlarında ve alt kültürlerde yüzyıllardır dinsel ritüellerin bir parçası oldu, yaşamın doğal bir parçası sayıldı. Batı dünyasındaysa dövme önceleri yasaklandı ve sonraları kendini ifade tarzı olarak kabul gördü. Belirli olayların kutlanması, ayrı düşülen bir sevgilinin anısı ya da bir partnere bağlılığın nişanı olarak taşındı.
Bilinçli, uygun maddelerle ve steril ortamda çalışan sanatçıların eserlerinin
sağlığa olumsuz herhangi bir etkisi olmuyor. Bir de madalyonun öbür yüzü var, yani uygun olmayan şartlarda yapılanlar. Dövme konusunu, dermatoloğumuz Dr. Yıldız Dizdaroğlu Özden ile konuştum, dövme içerikleriyle ilgili ilginç bilgiler verdi. İşte Dr. Yıldız’ın ağzından dövmeyle ilgili bilmedikleriniz:

Bilinmeyen içerikler
“Kabilelerdeki dövmelerin doğal boyalarla yapılmasına karşın, günümüzdeki modern dövmelerin bazıları metal tuzlar, (oksitler, sülfitler, selenidler), uygulamanın tutması için taşıyıcı çözelti içinde çözünen organik boyalar veya plastik bileşiklerin

Yazının Devamı

SES HiJYENiNE ÖNEM VERiN!

22 Şubat 2011

Ses tellerini korumanın birçok yöntemi var. Su içmek bunlardan biri. Bulunduğunuz ortamın nemli olmasına özen gösterin. Konuşurken çok uzun cümleler kurmaktan kaçının

Geçenlerde Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi’nin düzenli olarak organize ettiği tıbbi kurula katıldım. Kurulda odyoloji, ses ve konuşma bozuklukları uzmanı İrem Konakçı, yeni açtıkları bölümde gerçekleştirdikleri çocuklarda konuşma bozuklukları ve kekemelik konusundaki uygulamalar hakkında bilgi verdi. Aklıma büyükler geldi, pek çok kişi sesini kullanarak para bile kazanıyor, “Peki büyükler ne yapsın seslerini korumak için?” diye sordum, işte İrem Hanım’ın anlattıkları:
“İletişim kurmamızdaki en önemli öğelerden biri sesimizdir. Sesimizde meydana gelen bozulma ve değişimler iş yaşamından özel hayata kadar her alanda olumsuz etkiler yaratır. Özellikle mesleğini sesiyle icra eden öğretmenler, eğitmenler, profesyonel yöneticiler, ses sanatçıları, çağrı merkezi çalışanları gibi kişiler büyük risk altındadır. Ses organı ortamdaki her türlü değişiklikten etkilenebilecek hassas bir yapıdadır. Ses organını korumaya yönelik gerçekleştirilen her türlü davranışa ses hijyeni denir.”

Ses Hijyeni kuralları

Yazının Devamı