Dr. Emin Yeğinboy

Dr. Emin Yeğinboy

yeginboy@gmail.com

Tüm Yazıları

Yan projelerden haberler

Başarılı grupların müzisyenlerinin uğraşılarından birisinin de yan projelerle nefeslenmek olduğu söylenebilir. Bunun çok örneği var.. Bu hafta bunlardan Jack White veya Maynard James Keenan konuklarımız olacak. Maynard, Amerikan rock metal tarihinin en iyi gruplarından diyebileceğimiz, Tool’un solisti. Maynard, geçen hafta yan proje grubu ‘A Perfect Circle’ ile 14 yıl aradan sonra dördüncü albümünü çıkardı: Eat The Elephant. Albüm adı, şarkı sözlerine de yansımış, “Problemin değil, çözümün bir parçası ol” diyor. Odadaki filden nasıl kurtulursun? Yanıt belli: azar azar, zamanla... Atla ve herhangi bir yerinden başla...

Haberin Devamı

Grubun kuruluş yılı 1999’dan bu yana değişmeyen elemanı çok az. Bu albümde şöyle: gitarda Billy Howerdel, yine gitar ve klavyede James Iha, bas gitarda Matt Jenkins, davulda Jeff Friedel. Müziklerini tanımlamak, sanatsal rock diyebileceğimiz bir mecrada akıyor. Karanlık bir ruhun duygularını yer yer sert yükselişlere ve aniden inen duygusal değişimlere geçerek anlatıyor, buna eşlik eden Maynard’ın vokalleri aynı sıra dışılığı koruyor. Her şarkı farklı bir formatta, üç yıl boyu süren yaratıcılık sürecinin sonucu olsa gerek. Albümün en dikkat çeken parçalarından olan ‘Talk Talk’ müthiş bir şey... Maynard’ın tüm ses kalitesini farklı geçişlerle ortaya koyarken, yumuşak gitar riflerinin serte geçişleri, arka planda akan alt tonda vokaller beni benden aldı. Parçayı nereye koysam, King Crimson yanına mı yoksa Tool abilerin mi bilemedim. ‘The Doomed’ ve ‘The Contrarian’ gitar, piyano ve vokal kompakt bir füzyon gösterirken, davul ritimleri ön planda sürüklüyor. Albümde ilginç parça çok; modern toplum eleştirisi, hayallerin yıkılmasını anlatan ‘The Disillusioned’. Tüm politik partilerin ve sosyal sınıfların iflas ettiğini, sorun çözemediğini anlatan ‘The Hourglass’... Bu albüm, uzun süre dinleyeceğim albümler arasında bu ara en üstte.

Jack White, gömlek değiştirir gibi yeni grup kurar ve dağıtır. Yeni albümünde ‘Boarding House Reach’ oldukça deneysel sulara girmiş. 20 farklı müzisyenle Nashville Detroit, New York, Los Angeles arasında kayıtları yapmış. Her şey bir füzyon niteliğinde parçalarda rock, saykodelik, blues, soul, caz, country... White’ın vokal performansını ortaya çıkardığı elektronik Gospel havasında bir parça ‘Connected By Love’. ‘Over and Over’ albümün en gaz parçası. Eski grubu White Stripes havasında ritmik ve vokaller kıvamında. Başta yazdığım gibi, her şey aşırı füzyon olmuş. Country melodi bir anda soul ezgilerine dönüşebiliyor. Bu kadar deneysellik bana fazla geldi...

Haberin Devamı

Nouvelle Vague konseri bu hafta

Yan projelerden haberler

Nouvelle Vague, 5 Mayıs akşamı Kübana’da konser veriyor. Daha önce yazdım, bu hafta unutulmasın diye bir daha yazıyorum. Fransız stüdyo üstatları Marc Collin ve Olivier Libaux’nun öncülüğünde kurulan bir grup Nouvelle Vague... Grubun konseptini hatırlayalım bir kez daha: 90’lı yılların İngiliz Punk ve New Age parçalarını Bossa Nova ritminde düzenleyip Latin vokallerle seslendirmek. 2004 yılında ilk albüm için Collin ve Libaux yaklaşık yarım düzine Fransız, İngiliz ve Brezilyalı kadın sesle çalışmışlardı. İlk albümde orijinali sert isyankâr parçaların aldıkları ritmik ve sofistike değişim, dinleyenleri şaşırtmıştı. Aralarında Bossa Nova ile hiçbir kan bağı olmayan Joy Division parçası ‘Love Will Tear Apart’ veya Dead Kennedys’den ‘To Drunk To Fuck’, daha da beteri The Clash’den ‘Guns Of Brixton’ albümün en başarılı parçaları olarak ortaya çıktı. İkinci albüm, 2006’da ‘Bande A Part’ aynı dokuda geldi. İş tutmuştu bir kez, değişikliğe ne gerek vardı? New Wave akımının en sevdiğim Echo and Bunnyman parçası ‘Killing Moon’ grubun o sıcacık yorumuyla karşıma çıktı. Üçüncü albüm de tarzını değiştirmeden devam etti yoluna. Albümde Talking Heads favorilerimden ‘Road To Nowhere’ veya Plastic Bertrand’dan ‘Ça Plane Pour Moi’ vardı. Kâğıt üzerinde “Bu parça Bossa Nova olur mu?” diyebileceğin parçalar, bir şekilde gayet güzel uyumlanıyordu. 2010 albümü ‘Version Française’de her şarkıyı farklı bir solist seslendirdi. Kimler vardı listede bir bakalım: Vanessa Paradis, Olivai Ruiz, Melanie Pain, Camille, Cocoon...

Haberin Devamı

En son albümleri, 2016’da ilk kez İngilizce adla ‘I Could Be Happy’ olarak çıkar. The Cure’den ‘All Cats Are Grey’ ve ‘La Pluie Et Le Beau Temps’ albümün bence öne çıkanları oldu.

Nouvelle Vague, 5 Mayıs’ta Kübana’da bize büyülü bir gece yaşatacak. Bu keyifli geceyi, hava kötü olsa bile atlamayalım...