Yaşamdan uçup gitmiş müzisyenlerin hologram konserleri gittikçe yaygınlaşmaya başladı. Artık konserle yetinmeyip turne bile yaptırmaya başladı organizatörler.
2012’de Tupac Shakur’un Coachella veya American Idol’da Elvis/Celine Dion düeti, 2014 Bilboards Ödüllerinde Michael Jackson şovları yeni bir akımın başlangıcı oldu. 2010’da yaşamını kaybeden Black Sabbath solisti Ronnie James Dio’nun hologram Avrupa turnesi son derece başarılı oldu.
Tabii ki sadece ölenlere değil artık konser vermek istemeyenlere de hologram işleri yapılıyor. Örneğin Abba böyle bir anlaşma yaptı. Prince hologramı geçtiğimiz yıl Amerika Futbolu finalinde konser verdi.
Sıra Frank Zappa ve Roy Orbison’a geldi. Orbison konseri Kraliyet Filarmoni Orkestrası eşliğinde Londra’da yapıldı ve müthiş başarılı bir konser oldu. Orbison hologramı inanılmaz canlı yansımış.
***
Frank Zappa’ya gelince... Hayattayken izleyemediğim idollerimden oldu. 70’li yılların en ikonik rock gitaristlerinden olan Zappa gitardaki virtüöz tekniğini, sınır tanımayan yaratıcılığıyla da birleştirmişti.
Sürekli üretmiş bir müzisyendi. 80’den fazla albümle, besteci/ aranjör / gitarist ve başrol oyuncusu Frank Zappa, her türlü çeşitliliğe sahipti bulaşmadığı müzik dalı yoktu caz, rock, elektronik, klasik...
Aktivist, tepkilerini en uç sözlerle toplumsal aynaya yansıtmayı başarmış bir kimlikti.Hatta Londra’da şarkı sözlerini edepsiz bulan Royal Albert Hall yöneticileri konserini engellemişler.
Grubu Mothers Of Invention’la tarih yazdı. Çok yönlülüğünü anlatmaya bu yazının sınırları yetmez. Onun hiçbir rock müzisyenine kısmet olmamış bir özelliğini daha hatırlatayım. Bakanlık koltuğu verilmişti kendisine.
1990 yılında, uzun yıllardır bir hayranı olan Çekoslovakya Cumhurbaşkanı Vaclav Havel’in daveti üzerine Zappa, ülkenin ticaret, turizm ve Batı ile kültürel bağlantısı olarak birkaç ay bakanlıkta görev yaptı.
Ertesi yıl, ABD Başkanlığı için aday olmayı kabul etti. Ömrü vefa etmedi, Prostat kanseri yakasına yapışmıştı. 1993’de aramızdan ayrıldı.
***
Oğullarından Ahmet Zappa; “Babamın gelecek için çok vizyonu vardı. Kendi hologram şirketini oluşturmaktan bahsederdi. Evde oturup müzik yaparken, hologramının bir yerlerde konser vermesinden bahsederdi.”
Konserlerde Zappa ile çalmış Steve Vai’in yer alması için organizatörler çabalıyor.
Hayatta olmayan bu muhteşem müzisyenlerin müziklerinin unutulmaması için hologram konserleri muhteşem bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
Bu haftanın hemen dinlenecek albümleri
Paul Kalkbrenner-Parts of Life:
Almanya Leipzig doğumlu Kalkbrenner, 3. albümünde tekno/elektronik müzikteki yaratıcılığını bir kez daha kanıtlıyor. Yaşamının çeşitli dönemlerini birden on üçe kadar numaralandırmış, duygusal karışıklığı vurgulayacak şekilde karışık sırada anlatıyor. Duygularını, yaşadıklarını farklı drum/bas ritimlerde, güzelce örülmüş elektro arka yapısı önünde anlatıyor. Yetişkinler için tekno albüm diyorum ve öneriyorum.
Gürol Ağırbaş-Bas Şarkıları 3:
Hangi türde çalarsa çalsın bas gitarı ön plana çıkarmasını bilen bir virtüöz Gürol Ağırbaş. Bas şarkılarının üçüncüsünde yine döktürmüş. Kendisine ses ve beste olarak eşlik edenler arasında Bülent Ortaçgil, Birsen Tezer, Şevval Şam, Hüsnü Arkan, Jehan Barbur var. Dijital platforma düştüğünden beri kulağımdan eksilmeyen bir albüm. Tüm şarkılar çok iyi, özellikle kulağıma takılanlar arasında Derun, Sevda Eskisi, Yüzde Sekiz var...
Foreigner with 21st Century Symphony Orchestra:
Foreigner, 40. kuruluş yılını hit parçalarını senfonik uyarlama bir albümle kutluyor. İngiliz gitarist Mick Jones’un 76’da kurduğu grup, toplamda 75 milyon albüm satışı, 30’dan fazla liste parçasıyla adını unutulmazlar arasına yazdırmış durumda. Unutulmaz hitlerinden ‘I Want to Know What Love Is’ veya ‘Say You Will’ gibi klasikleri senfonik eşlikte dinlemek gerçekten keyifli olmuş.