Dr. Emin Yeğinboy

Dr. Emin Yeğinboy

yeginboy@gmail.com

Tüm Yazıları

Terminatör: Kara Kader
Yönetmen: Tim Miller
Oyuncular: Linda Hamilton, Nathalia Rayes, Gabriel Luna, Arnold Scwarzenegger, Mackenzie David

Şaka gibi, Terminatör serisi hâlâ devam ediyor. Hem de ABD’de en yüksek hafta sonu hasılatıyla giriş yaparak... 35 yıldır süren dizi, yeni bölümüyle kökenlerine dönüş yapmış. Senarist ve yapımcı olarak James Cameron’un da ekipte olması, serinin ikincisi ‘Judgemant Day’le bir akrabalık bağı ortaya çıkarıyor. En önemlisi, Sarah Connor ve T-8 yani Arnold karşı karşıya geliyor. Terminatör nostaljisinin daha üstü olabilir mi?

Öykünün omurgası, bildik sularda ilerliyor. Gelecekten gönderilen siyah metalden mamul, Terminatör REV-9 (Gabriel Luna), insanlığın gelecekteki kurtarıcısı olacak Dani Ramos’un (Nathalia Reyes) peşine düşüyor. Ramos, Meksiko City’de, otomotiv fabrikasında işçi olarak çalışan, düşük gelirli bir aile kızı. Gelecekte insanlığı kurtaracağından bihaber. Her zaman öykünün gereği olan koruyucular da, haliyle sahne alıyorlar. Koruyucular, bu kez yarı insan, yarı makine kadın Grace (Mackenzie Davis) ve kanun kaçağı olarak yaşamını sürdüren bildiğimiz Sarah Connor. REV-9 ölümsüz, üst teknolojiyle donanmış bir robot olarak geliyor dünyaya. Hikâyenin ilerleyen bölümlerinde Arnold’un da T-8 olarak koruyucu ekibe katılmasıyla baş döndüren bir kovalamaca başlıyor.
Bu kez kadın kahramanların ön planda olması ‘metoo’ hareketine, kurtarıcının Meksika kökenli olması öyküyü Trump politikalarına bir yanıt gibi duruyor. ‘Deadpool’ yönetmiş Tim Miller, filmin bildik referanslarına yeni dokunuşlar için elinden geleni yapmış. Demek bu kadar oluyor. Aksiyon, bilhassa ilk 40 dakikada nefes nefese, zirve yapıyor, final bölümünde ise fazlasıyla tekrara giriyor, ilginçliğini yitiriyor.

Arnold; beyaz sakallı, ormanın kıyısında bungalovda oturan, dünyevi yaşama adapte olmuş, bilge bir terminatör olarak karşımıza çıkıyor. Sarah Connor’un ise, oğlunu öldürmüş olan T-8’e olan nefreti hâlâ taptaze. Her ikisini karşı karşıya getiren sahneler dramatik olması gerekirken hem gülümsetiyor hem de tarih yazıyor. Koruyucu olarak dünyaya gönderilen Grace ise, atletik yapısıyla, kuzeyli yüzüyle filmin yükselen yıldızı.

Bir yerden sonra ilginçliğini kaybeden bir ‘Terminatör: Kara Kader’. Her iyi şeyin sonu olduğu gibi artık Terminatör’ün de sonu gelmeli. Fazla ısrarcı olmaya gerek yok.

Feminist sularda bir Terminatör



Rap müziği bulan şovmen Dolemite

Son ayların en eğlenceli filmi Netflix’ten geldi: ‘Dolemite Is My Name’... ‘Dolomite’ lakaplı zenci şovmen Rudy Ray Moore’un yaşam öyküsünü anlatan filmde, Eddie Murphy büyük komedi yeteneğini bir kez daha sergiliyor. 70’li yıllarda şöhrete kavuşmak için ucuz kulüplerde takdimcilik, şarkıcılık, stand up dahil her şeyi yapan Rudy, bilmeden rap müziğin temellerini atar. İlginç bir şovla aradan sıyrılmaya çalışan Moore, sokaktan duyduğu uyaklı edepsiz, seksi sözleri şovlarında kullanmaya başlar. Bir anda şovu patlar, siyahi seyircinin gözdesi haline gelir. Soul, funk müziğin yükseldiği yıllardır, belden aşağı sahne dili, onu kısa sürede sokağın yıldızı yapar. Bu ona yetmez, gözü daha yükseklerdedir, tüm ülkenin tanıdığı bir artist olmak istemektedir.

Billy Wilder klasiği ‘Baş Sayfa’ (1974) filmini izlerken, ülke genelinde şöhretin sinemanın üzerinden geçeceğini düşünür. Hemen ekibi toplar, senarist bulur ve elindekini avucundakini, hatta gelecekte kazanacağını bile film yapımına yatırır.

Dönemi iyi yansıtıyor

1975’te çevrilmiş ‘Dolemite Is My Name’in Blaxploitation olarak adlandırılan, siyah istismar film türünün başlangıcı olacağını kendisi dahil kimse önceden tahmin edemezdi. ‘Shaft’ tipi polisiye aksiyon niyetiyle yola çıkıp sonuçta aksiyon, seks, kung fu, komedi, her türlü abartı içeren, tüm eleştirmenlerin yerden yere vurduğu bir zırvalık ortaya çıkarır. Film, sinemalarda gösterime girmekte zorluk çeker. Hiçbir dağıtımcı bu filme para yatırmak istemez. Sonunda kenar bir salonda gece yarısı yapılan ilk gösterim, filmin kaderini değiştirir. Film, tam bir hit olur. Dağıtımcıların dikkatini çeker, film ülke genelinde gösterime girer. ‘Hustle and Flow/Sahne Ateşi’yle tanıdığımız Craig Brewer’in yönettiği film, dönemi ruh ve görsel olarak yansıtmakta kusursuz. Uzun bir aradan sonra Wesley Snipes’ı, D’Urville Martin karakterinde aktör ve yönetmen olarak izliyoruz.

Haberin Devamı

My Name Is Dolemite
Yönetmen: Craig Brewer
Oyuncular: Eddie Murphy, Wesley Snipes, Keegan-Michael Key, Snoop Dog