Bedük olarak tanıyoruz Serhat Bedük’ü... Onun şarkıları insanın kanını kaynatır. Durduk yerde sallanmaya başlar insan. Yeni albümü ‘Flash Forward’ işte böyle bir albüm... Bedük, geleneğini tavizsiz olarak sürdürüyor. İçinde dinlemeye doyamadığım 4 şarkı var ki, bana yazı geçirtecek gibi gözüküyor: ‘Get Wracked’, ‘Gravity’, ‘Alive’, ‘Say Something’... Kendisiyle yeni albümü ve hayatı üzerine bir söyleşi yaptık. Bir süre önce İngiltere’nin başkenti Londra’ya yerleşen Bedük, orada olma nedenini şöyle açıklıyor:
‘Nefis bir enerji’
‘Flash Forward’ harman bir albüm. Funk, pop, soul, elektronik; ne ararsan var içinde...
Serhat Bedük, hazırlık ve kayıt sürecini şöyle anlatıyor: ”Albüme İstanbul’daki stüdyomda başladım. Önce her zaman deneme-yanılma yaparak geçiririm. Nerelere gidebileceğimi hissetmek için. Burada Deniz Taşar’la bir araya gelmiştik. Birkaç farklı parça üzerinde çalıştıktan sonra ortaya Deniz’in vokalleri ve sözleriyle Get Wrecked ve With You çıktı. Daha sonra stüdyomu Londra’ya taşıdım ve yoğunlaşmaya başladım. Albüme devam ederken yan stüdyomda çalışan, harika prodüktörlerle tanıştım. James Essien, Deon Girdhar ve Vikram ile stüdyo komşuluğu vesilesiyle nefis bir enerji yakaladık. Ben onların parçalarına katkıda bulundum, onlar da benimkilere. Hatta albümdeki iki parçayı beraber tamamladık. ‘Say Something’ ve ‘Alive’ bu işbirliğinden ortaya çıktı. Sonra, adamları rakı sofrasına bile götürdüm. Birkaç parçada bas gitarlar, Londra’da yasayan bir Ankaralı olan Cem Tuncer’e emanet. İnanılmaz tekniğiyle ve müzik bilgisiyle albüme başka bir seviye kazandırdı. Kayıtlar, gitarlar, canlı perküsyonlar ve mixler benden, mastering Amerikalı efsane Ted Jensen’e emanet oldu. Albüm, orada kurduğum Delises Records’dan çıktı.
Bu yaz eğlence bol
“Elektronik müzik nereye kadar gider, sınırları insan yaratıcılığını olumsuz şekilde etkiler mi?” diye soruyorum. “İnsanlar canlı çalan müzisyenleri ve kayıtları özleyene kadar devam eder. Aynı tempoda metrononomlardan sıkılana kadar, doğal olmayan seslere artık yeter diyene kadar gider. Sonra bir dönem, böyle analog canlı kayıtların hâkim olduğu bir dönem olur, tekrar elektronik müzik geri gelir. Bu bir devinim. Tarih, her zaman kendini tekrar eder. Nasıl insanlar, 80’lerdeki dijitalleşmeden sıkıldı ve en çok 90’larda grunge akımı listeleri götürdü. Aynı şeyler hep tekrar eder bence. Bunun yaratıcılığı etkileyeceğini sanmam, insan yeni şeyler üretmek için her zaman bir yol bulur.”
“Yaz nasıl geçecek, konser programın belli oldu mu?” diye soruyorum; “Şimdilik söyleyebileceğim, Trakya Festivali’nde sahne alıyoruz. Bir de yaz boyu Çeşme Kafe Pi’de eğleniyor olacağız. Diğer tarihler için sosyal medyadan takip edebilirsiniz” yanıtını veriyor.
Bedük, bu yaz yine dans ettirip bol bol eğlendirecek, eminim...