Parmak emen çocuklar başlangıçta sevimli gözükse de bu onlar için çok zararlı bir alışkanlıktır. Parmak emme alışkanlığı ile parmak üst ve alt ön dişler arasına girer. Böylece parmak üst ön dişleri ileri iterken alt ön dişleri geri iter ve emmenin vakum etkisiyle damak da büyük bir kuvvete maruz kalır. Parmak emme uzun süre devam ettiğinde dişlerde açık kapanış oluşur. Bu üst ön dişlerin alt ön dişleri yeterince örtmediği durumdur. Üst ön dişler daha önde, alt dişler ise normalden daha geride konumlanır. Üst çenede emmenin vakum etkisine bağlı olarak daralma ve dar çeneye üzgün dizilemeyen dişlerde çapraşıklıklar oluşur. Ayrıca, emilen parmakta da şekil bozuklukları görülür.
Parmak emen çocuklara bu alışkanlığın bir an önce bıraktırılması gerekir. Eğer erken çocukluk döneminde bu alışkanlık terk edilirse, ortaya çıkan bozukluklar kendiliğinden düzelebilir. Terk edilmezse kalıcı hale gelir ve düzelme dişlere takılan tel tedavisiyle sağlanabilir. Ve bazen çene ilişkilerinin düzeltilmesi için cerrahi işlem dahi gerekebilir. Burada en önemli nokta, sorunun erken tanı ve tedavisidir. Bu alışkanlığın bırakılmasında diş hekimi tarafından yapılan ağız içi apareylerle alışkanlığın önüne geçilmeye çalışılır. Ancak sorunun temelinde, çocuğun içinde bulunduğu psikolojik durum parmak emmeye yol açmış olabilir. Bu göz ardı edilmemeli; gerekirse profesyonel yardım alınmalıdır.
ZİRKONYUM MU, METALLİ PORSELEN DİŞ Mİ?
Diş kaplamaları günümüzde porselen kaplama çeşitleri şeklinde uygulanır. Porselen kaplamaları metal destekli ve metal desteksiz olmak üzere iki ana başlığa ayırmak mümkündür. Diş yapımında kullanılmakta olan ve beyaz renkli bir madde olan zirkonyum, metal alt yapı yerine kullanılan çok sert, doğal bir mineraldir. Zirkonyum diş kaplamaları metal desteksiz kaplamadır. Zirkonyum kaplamalarda metal kullanılmadığından daha doğal ve canlı bir görünümü vardır. Tedavide estetik ön plana çıktığında zirkonyum alt yapılı porselen kaplamalar tavsiye edilir.
Zirkonyum diş kaplamanın avantajları nelerdir?
Zirkonyum diş kaplamalarının ışık geçirgenliğinin fazla olması nedeniyle daha sağlıklı, daha şeffaf ve daha doğal bir görünüm elde edilir.
Metal kaplamalı porselen dişlerde olduğu gibi porselenin diş eti kenarından siyah metal renginin gözükmesi doğru değildir.
Zirkonyum kaplama estetik ve doğal bir görünüm sunmasının yanı sıra diş eti sağlığınız açısından da daha koruyucudur.
Zirkonyum diş kaplama metale karşı alerjisi olan hastalar için ideal bir diş tedavisi türüdür.
Sağlamlığı metal olan dişlere oranla daha fazladır.
Sonuca gelmek gerekirse, ekonomik olarak daha pahalı olmasının dezavantajı dışında, zirkonyum kaplamalar her anlamda metal destekli porselenden üstündür.
İMPLANT TEDAVİSİNDE HASTAYA DÜŞENLER
İmplant tedavisi tamamen cerrahi bir operasyondur. Bu işlem sırasında sağlanacak sterilizasyonun önemi implantın uzun süreli başarısı açısından çok büyüktür. Bu sebeple implantlar takılmadan önce ağız içindeki hijyenin sağlanması gerekir. Hasta implant öncesi dolgularını ve diş taşı temizliğini yaptırmalıdır. Hekim gerekli gördüğünde hasta bu tedavileri ertelememelidir. İmplant yaptıracak kişiler, kalp, tansiyon, şeker gibi sistemik rahatsızlıkları varsa bu hastalıkları takip eden tıp doktorlarıyla implant yaptıracağını paylaşılmalıdır. Diş hekiminin de hastasının sistemik rahatsızlıklarını bilmesi önemlidir. Örneğin kalp hastalığı sebebiyle kan sulandırıcı ilaç kullanan bir hastada kanama sebebiyle basit bir ameliyat çok uzun sürebilir ve riskli olabilir. Tüm bu hastalıklar tıp doktorunun diş hekimine tavsiyeleriyle implant operasyonlarında engel teşkil etmeyecek duruma gelir. Sistemik rahatsızlıklar dışında bulaşıcı hastalıklar da dikkat edilmesi gereken bir konudur. Günümüzde maalesef hepatit gibi bulaşıcı viral hastalıklar oldukça yaygındır. İmplant yaptıracak kişi bu hastalıklardan birine sahipse durumdan utanmamalı ve söylemekten çekinmemelidir. Bu hastalıklar tedavinin yapılmasına engel değildir.
İyi temizlenmeli
Sağlık personelinin kendisini korumak adına çift eldiven takmak gibi daha önlemli çalışması için varsa bulaşıcı hastalığınız mutlaka söylemelisiniz. Sigara ve alkol kullanımı bir diğer husustur. İmplant cerrahisinden sonra yara yeri iyileşene kadar özellikle sigara kullanımı dikiş ve yara bölgesinin iyileşmesini geciktirerek bakteri plaklarına zemin hazırlar ve iltihap oluşması riskini artırır. İmplant tedavisinden sonra hekim hastasına bazı ilaçlar reçete eder ve önerilerde bulunur. İmplantın başarısında cerrahisinden yara iyileşmesinin olduğu yaklaşık 10 günlük zamana kadar önerilere uyulması ve ilaçların zamanında kullanılması hastanın sorumluluğudur. İmplantlar başarılı olup üstteki dişleri yapıldıktan sonra hasta artık diş fırçalama ve temizliği konusunda da geçmiş hayatına kıyasla çok dikkatli olmalıdır. İmplant kayıplarının uzun vadede başarısızlığı genelde dişlerin temizlenmemesine bağlı olur. Sonuç olarak, bilinmelidir ki implant tedavilerinde başarı hekim ve hastanın ortak çabasıyla mümkündür.