Bayram.
Evet bugün de bayram.
Keşke her günümüz bayram gibi olsa.
Yani, kedersiz, üzüntüsüz gibi günler, neşeli günler...
Oysa bu milletin kötü günü çok, neşeli günü az.
Gelir yeterli değil, iş tatmin edici değil, siyaset kafa dinlemeye değil kafa şişirmeye hevesli, ülkemizin etrafı dost değil düşman dolu.
Böyle bir ülkede her gün bayram gibi gün geçirmek isterse insana gülerler.
Bayram havası, şölen havası bize şimdilik haram sayılır.
İnşallah yakın gelecekte, diyelim, ümitlenelim.
HUZUR HAKKIMIZ
79 milyon insanız.
Nüfusumuz genç.
776 bin km kare toprağımız var.
Dünyanın, mevsimi, tabiat şartları iyi bölgesindeyiz.
Bulunduğumuz yer siyasi bakımdan da hareketli, hayat dolu bir bölge.
Dünyanın en önemli yolları üstündeyiz.
Ama bu avantajları iyi kullanıyor muyuz, lehimize kullanıyor muyuz?
Hayır.
Birbirimizi yiyoruz. Kendi altımızı kendimiz oyuyoruz.
Etrafımız düşman ülke dolu ama, biz kendimize onlardan çok düşmanlık ediyoruz.
***
Yanlış mı söylüyorum.
Tespitim yanlış mı?
Hayır.
Bakın, Meclis’te 4 partimiz var.
Ama sanki bu partilerin hiç doğru söyledikleri bir şey yok.
Her sözleri diğerini aşağılamak için.
Her sözleri diğerini küçük düşürmek amaçlı. Adeta küfür.
Yani her partili diğer partiliye düşman.
Böyle şey olur mu?
***
Bunu başarıyla (!) yapan da o partilerin başındakiler.
Onlar akıllarını başlarına toplamıyorlar.
Siyaseti dövüş, kavga zannediyorlar.
Halkı da birbirine düşürüyorlar.
***
Bu sakat gidişe artık son verilmeli.
Muhalefet iktidar olamıyorsa işte bundandır.
İktidar bütün halk tarafından kucaklanmıyorsa, takdir edilmiyorsa o da bundandır.
Bu bayram artık milat olsa.
İktidar ve muhalefet düşman değil, rakip olsa.
Aralarında kurallarla uygun bir yarış görsek, izlesek.
Bu topraklarda rahat, huzurlu yaşamak bizim de hakkımız değil mi?
İşte politikacılar önce buna karar vermeli.
Bekliyoruz.
TV’LERDE
Mevsim finali...
TV’ler 79 milyonun yarısından çoğunun seyir kutusu oldu.
Hele akşamlarını çoğu aile TV dizilerini seyrederek geçiriyor.
Her ailenin başka bir dizisi var.
Ama TV’ler bilgi de veriyor.
Bu dizilerle de bilgi edinilebiliyor.
Hep söylüyorum.
Yetiştirme yurtlarındaki, kimsesizler yurtlarındaki kızlarımızın hayatını ben TV dizisini seyrederek öğrendim.
Muhteşem Yüzyıl, hem dizi, hem tarih değil mi?
Evlenme programlarının bir kısmını seyredenlere adeta Türkiye insanını tanıtıyordu. Programın amacı o olmayabilir ama siz ne işe yaradığına bakın.
Mesela ben keçiler çiftliğinde nasıl mikropsuz süt elde edilebildiğini, bunun yolları nedir, onu TV’de gördüm, öğrendim. Bu bizi ilgilendirmez, demeyin, ben her türlü bilgi meraklısı için konuşuyorum.
Örnekler çoğaltılabilir ama sonu yok, burada keselim ve bizim asıl söylemek istediğimize gelelim.
TV dizileri niye “mevsim finali” yapıyor?
Yani yaz geldi mi bu diziler bitsin bitmesin yayınına ara veriyor. Hem de 3-4 ay. Bu en aşağı izleyiciye saygısızlık sayılmaz mı?
Birçok kişi seyrederken onların adına karar veriliyor ve dizi kesiliveriyor.
TV’ler bu keyfi harekete son vermeli.
200 MİLYON
İnandırıcı değil
Davutoğlu başbakanken örtülü ödenekten 200 milyon lira harcadığı iddia edilmişti.
Bunu CHP’li Muharrem İnce ortaya atmıştı.
Davutoğlu bunu yalanladı.
Onun adına yapılan açıklamada, örtülü ödenekten harcama yapılmadığı belirtildi.
Davutoğlu başbakanlık yapmış bir AKP’li.
Muharrem İnce muhterem bir CHP’li.
Bana göre, doğru olduğuna inandırıcı deliller yoksa böyle bir açıklama yakışmaz.
Muharrem İnce’ye de öyle...
Siyaseti bari siz ayağa düşürmeyin.
