BAZI konular hayatta denk geliyor gerçekten. İki gün önce, 1 Kasım 2007’den bu yana bekleyen yenilenebilir enerji lisanslarına yönelik bir yazı kaleme aldık ve eğer iki konuda gelişme sağlanırsa, “Türkiye ve en çok da Ege Bölgesi kazanacak” dedik.
Ege Bölgesi’de hangi yerli ve yabancı konsorsiyumların yatırım için hazır olduğunu yazdık. Ancak bu yatırımcıların beklediği iki konu vardı. İlki 2007’den bu yana bekleyen lisans başvurularına EPDK’nın yanıt vererek gerekli süreci başlatmasıydı. ikincisi “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı” nın kanunlaşmasıydı. Ki bu ikincisi firmaların devlete ürettikleri elektiriği ne kadardan satacaklarının da garantisini verecekti.
İlki yazının yayınlandığının ertesi günü gelişti. EPDK, harekete geçti, TEİAŞ’ı adres gösterdi. İkincisi yani kanunun çıkması ise hala beklenirken Enerji Bakanı Taner Yıldız’la konuştuk.
İzmir’de Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Türkiye 11. Enerji Kongresi bence son yıllarda kentin yaptığı iddalı organizasyondan biriydi. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın yanı sıra birçok enerji devinin temsilcisi oradaydı.
Bakan’la konuyu özel olarak görüştük.
İlk etapta 13 bin megavat
Yüzde 80’i Ege’de olmak üzere yenilenebilir enerji alanında yatırım yapacak firmaları yakından ilgilendiren yasa tasarısı hakkında Bakan Yıldız şunları söyledi:
“Bu kanunun hali hazırda işleyen tarafı var. Zaten 5,5 eurocent minimum alım rakamı veriliyor. Şu ana kadar 26 bin civarında realize edilmeyi bekleyen yatırım planı oluştu. Kesinlikle Milliyet Ege’nin araştırmasına katılıyorum. Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında 2014’e kadar en az 13 bin megavatlık yatırımın başlayacağını tahmin ediyorum. Rüzgar başta olmak üzere yenilenebilir enerjden önümüzdeki beş yıl içinde 10 milyar euroyu aşan yatırım gelecektir. Bunun önemli kısmı Ege ve İzmir olacaktır. Kanunu çıkartacağız ama bazı revizeler olur. Ben kanunun en çok “önlisans” şartını önemsiyorum. Çünkü bu kapsamda önlisans alan firmalar zaten önlerini görebilecekleri için yatırıma hemen başlayacaklar. Söz konusu kanun kapsamında firmaların önlisans başvurularını garantiye almayı düşünüyoruz. Asıl söylemek istediğim Türkiye’de ihtiyaç duyulan yenilenebilir enerjinin önünün artık açılmış olduğudur. Özel sektör üst üste yatırımlar gerçekleştirecektir. Üst üste yatırım haberleri duymayı bekliyorum. Jeotermale yönelik de önemli yatırımlar art arda gelecek. Yeni yatırımlar Avrupalı firmalarla birlikte olacaktır. Çünkü Avrupa’da yenilenebilir enerji yatırımları azaldı ve firmalar ellerindeki gücü plase etmeye çalışıyorlar.”
Bakan Yıldız’la yenilenebilir enerjideki gelişmeler konusunda hemfikiriz. Bu konu krizin etkilerini yakından hisseden Türkiye için çok önemli. Ancak yoğun başvurular olsa da görüştüğümüz önemli yatırımcı firmalar, rakam garantisi almadan fizibilite çalışmalarını başlatamayacaklarını belirtiyorlar. İşin bir yönü şimdilik tamam. EPDK harekete geçti. Ancak kanundaki rüzgar için 5,5 centlik alım rakamı ne kadar artacak, güneş enerjisi için rakam ne olacak, makina ve ekipmanların Türkiye’de üretimi açısından önemli teşvikler sağlayacak mı daha çok bunun yanıtı aranıyor.
İspanyol, Almanya, Fransız, İsveçli firmalar fizibilitelerini bu rakama göre yapacaklarını, yatırımın büyüklüğüne karar vereceklerini dile getiriyorlar. Rakamın netleşmesiyle daha çok belirsizliğin ortadan kalkmasını talep eden bir yön var.
Bakan Taner Yıldız da hazır talep varken rakamı artırmadan kanunu geçirmekten yana tavrını ortaya koyuyor.
Beklenti büyük, Ege adına fırsat yüksek ama öncelikle doğal ve temiz enerjiye kavuşmak, ülkenin kendi kaynaklarını kullanmak adına önemli.
Ankara şu an büyük bir pazarlığa sahne oluyor. İşin sonuna gelindiğini, sürecin uzamayacağını söylemek mümkün, zaten Bakan Yıldız da kısa zamanda tasarıyı kanunlaştıracaklarını belirtiyor.
Belirsizlikler olsa da yılların ihmal edildiği yenilenebilir enerjide bugünlere geldiğimizi görmek bile sevindiriyor.