Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir zamanlar İzmir’in bazı merkezi yerlerine; cam, plastik ve diğer çöpler diye üç ayrı kiosklar konulmuştu.
Az yerde vardı ama duyarlı vatandaşlar üşenmiyorlar, çöplerini tasnifleyerek buralara atıyorlardı.
Zamanla, bu kioskların sayısı azaldı, pes edenlerin sayısı arttı.
Açıkçası, yorulanlar arasında ben de yerimi aldım.
Önceleri, plastik şişeleri ayrı ayrı toplayıp taşırken, etrafımdaki gülümseyen bakışlara dayanamadım sonra da o geri dönüşüm kutuları tek tek kaldırıldı.
Yine de tam pes etmedim, evde bir süre daha özellikle kağıt ve plastikleri ayırmaya devam ettim.
Sokaktan çöp toplayacı arkadaşlarla başta aramız iyiydi sonra aralarında kavga etmeye başlayınca tamam dedim, benden de ‘pes’... Hala daha içim acır ve onları birarada çöpe atmak ‘önce çevreyi bozarak sonra doğada tatil yapmak için milyarlar harcatan bir sistemin oyuncağı olmak’ gibi gelir bana..
* * *
Neyse ki son zamanlarda geri dönüşüm teknolojileri çoğaldı. Henüz İzmir’de beceremesek de birçok yerde, çöpler kaynağında ayrıştırarak, yeniden kazanılabiliyor. Değerlen-dirilme imkanı olan atıkların, ikincil hammaddeye dönüş-türülerek tekrar üretim sürecine dahil edilmesi pratikte, henüz vatandaşa ulaşamasa da elinde sonunda, gelişecek.
Peki pratikte bunu vatandaşa benimsetmenin daha kolay bir yolu yok mu ?
Var ve İzmirli bir öğrenci ile ona “Bizim alanımız farklı, bu konuyla ilgimiz yok, başaramayız” demeyen hocası bir profesör azimleriyle, Türkiye’de farklı bir duyarlılığın yolunu açtılar.
* * *
Onlar birkaç plastik kapak toplayarak başladıkları yolculukta şimdi 100 ton kapağa ulaşarak 400 engellinin umudu oldular. Bu yol daha çok genişletilebilir.
Türkiye’de artık pamuğun bir kısmı tarlalarda değil fabrikalarda üretiliyor.
Plastik şişeler elyafa dönüşüyor, onlar da birçok pamuklu malzemenin içinde kullanılıyor. Örneğin Uşak’ın her yanı Çin’den, Brezilya’dan getirilen plastik çöplerle dolu.
Birçok sivil toplum kuruluşu çeşitli yollarla çöp şişe, kağıt ya da diğer pratikte kolay toplanacak metaryelleri örgütlenerek toplayabilir ve elde edilecek gelir, başka yardım projelerinin kaynağı olabilir.
Bir öğrenci ve bir öğretmenin duyarlılığı bugün 100 ton kapağa ve 400 engelli sandalyesine dönüşebildiğine göre kimbilir daha neler başarılabilir...



‘Kapak Projesi’nin genç fikir babası

İzmir’de Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde önce ‘Plastik kapak toplayarak engelli arabası aldıklarına’ dair sesleri duyuldu.
Küçük hoş bir hareket diye bakıldı ancak yılmadılar bu hareket Türkiye geneline hatta dünyada birçok ülkeye yayıldı. Şimdi Avrupa’dan, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetleri’nden onlara kapak yağıyor.
Bugüne kadar tam 100 ton kapak topladılar.
Tüm bu hareketin fikir babası, 25 yaşında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nin bir öğrencisi olan Kushtrim Ahmeti çıktı. Ahmeti projenin nasıl başladığını şöyle anlatıyor: “Staj kliniğindeyken ayakları tutmayan hasta bir çocuğu annesi sırtında taşıyarak getirdi. Ailenin maddi durumlarının iyi olmadığı belliydi. ‘Size engelli arabası vermiyorlar mı’ diye sordum, kimsenin yardımcı olmadığını söylediler. Akşam evde bir çözüm yolu araştırmaya başladım. İnternette uluslararası engelli web sitelerini, ‘Handicup’ kelimeleriyle araştırırken bir habere rastladım. Haberde; İstanbul’da bir ilköğretim okulunun öğrencilerinin tüketilmiş pet şişelerin kapaklarını toplayarak gelir elde ettiklerini okudum.
Önce kendi evimden başlayarak, etrafımdaki arkadaşlarım, komşularım ve tanıdığım herkesten kapak toplamalarını istedim. İnsanların ilgilerini görünce bu işi daha organize hale getirmek için hiçbir sosyal projeyi geri çevirmediğini bildiğim hocam Yardımcı Dekan Prof. Dr. Nurselen Toygar’a projeyi anlattım.”
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Yardımcı Dekanı Prof. Toygar ise küçük adımlarla başlayan projenin Türkiye’ye daha sonra ise dünyaya yayılarak uluslararası bir dönüşüm kazanmasından büyük mutluluk duyduklarını belirtiyor. Toygar “ 14 Avrupa ülkesinden, Türkiye Cumhuriyetleri’nden bize kapaklar yağıyor. Proje halkın projesi oldu” diyor.
Kushtrim Ahmeti ve hocası Toygar, bugüne kadar 100 ton kapak toplayarak, 400 özel engelli arabasının alınmasını sağladılar.